Sokağın sesi

 

 

Çok dinleyeceklerini sanmıyorum, ama kulaklarında çınlayacağına emin olduğum söz, ‘’Hukuk bittiyse HAZİRAN başlar’’ olacaktır.

Haziran korkusu, hala güncelliğini koruyor AKP için. Çünkü, YENİ TÜRKİYE piramidine en güçlü itiraz Haziran sıcağında geldi, gelmeye de devam ediyor. O yüzden, ‘’bu daha başlangıç, mücadeleye devam’’ demiştik. O yüzden, bu iki slogan sokağın sesi haline geldi.

Ama, bu sesi gür hale dönüştürmek ve söylemlerin altını doldurmak gerek. Bu da, AKP’den nefret ettiği bilinen (AKP’nin önemli isimlerinden Bülent Arınç’ın sözüdür) yüzde 50’nin öncülüğünde, söylemlerin altını dolduran bir yaşam hareketliliği yaratmak ve bunu sürekli kılmak gerekiyor.

Atılan adım var mı ?

Elbette ki var, ülkenin genelinde olduğu gibi Kocaeli’nde de bu hareketlilik kendini hissettiriyor.

Meclis’te, AKP’nin dayattığı İÇ GÜVENLİK YASA TASARISI, kavga gürültü arasında madde madde yasalaşırken, ülkeyi faşizme götüren siyasal dayatmanın altyapısı oluşturulmak için gereken düzenlemelerde son aşamaya gelinirken, kentin her bölgesinden ‘’SIKI’YÖNETİM’E HAYIR’’ sloganları yankılanmaya başlandı.

İzmit’te yan yana gelen binlerce kişi ‘’FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA’’ diyerek, diktatörlüğe boyun eğmeyeceğini dillendirdi.

TBMM’de milletvekillerine ölesiye darbeler indirecek biçimde saldırma cüretini gösteren AKP zihniyeti, tek ses ve tek yürek biçiminde lanetlendi.

AKP’nin, 13 yıllık iktidar döneminde yaptıklarının hesabını vermeden kaçmasını sağlayacak yasal düzenlemelere, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar karşı çıkılacağı vurgusu yapıldı.

Katılımcılar, 7 Haziran seçimlerinden önce çıkartılacak seslerin, toplumun daha fazla baskı altına alınmasının önüne geçebileceğini bilerek hareket eder gibiydi. Yani, ülkenin, diktatöre teslim olmayacağına ilişkin umut aşılıyordu.

Herkes çok iyi biliyordu ki;

Piyasacılıkta sınır tanımayan siyasal anlayış AKP’nin, yeni anayasa yapacak 400 milletvekilini ‘’sandıktan çıkardık’’ demesi (seçim hileleri sonucu) çok uzak bir ihtimal değil.

İşte, yaşanacak bu manzaranın korkutucu boyutlarına dikkat çekip daha fazla duyarlılık gösterilmesini talep eden sokak, diktatörlük sürecinin son halkasına gelinmesine ve toplumun bütünüyle esir alınmasına sessiz kalınmayacağını net bir biçimde bir kez daha gösteriyordu.

2015 Türkiyesi’nde ortaçağ karanlığının dayatılmasına karşı duranlar sokaktaydı.

Emek yoğunluklu kentin duyarlı insanları aydınlanma, çağdaşlaşma ve demokratikleşme adına kazanılmış olan hakların ellerinden alınmak istenmesine karşı sokaktaydı.

Çocuklarına nefes alabilecek, umutla yaşayabilecekleri bir ülke ve kent bırakabilmeyi amaçlayanlar sokaktaydı.

Kısacası, ‘’SIKI’YÖNETİM’E HAYIR’’diyen toplam sokaktaydı ve bir daha da evlere kapanmadan kesintisiz mücadele verileceğine işaret ediyordu.

Umut tazelenmiş, kent topraklarına nüfuz eder olmuş ve HAZİRAN ALEVİ’nin de katkısıyla sokaklardaki ısı hissedilir hale gelmişti.