SGK’ya ihbar: Özer’de vergi kaçırıyorlar!

Özer Elektrik direnişinin 18’nci gününde BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu hem isyan etti, hem SGK’ya ihbarda bulundu: Burada vergi kaçırıyorlar!

 

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Gebze 2 No’lu Şubesi aracılığıyla örgütlendiği Özer Elektrik’te vergi kaçırıldığı iddiasında bulundu. Dilovası’nda İMES OSB’de kurulu fabrikada Kurban Bayramı’na kısa bir süre kala işten çıkartılan işçilerin direnişi 18’nci gününe girdi. Direnişçi işçileri BMİS Genel Başkanı ve DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu ziyaret etti. Serdaroğlu konuşmasında yasaların uygulanmadığına isyan edip SGK’ya da suç duyurusunda bulundu. Serdaroğlu fabrikada işçilerin bordroda gözüken maaşlarının haricindeki ödeneklerin elden ödendiğini, bu şekilde vergi kaçırıldığını iddia etti.

GSB’DEN DESTEK

 

Fabrika önünde gerçekleşen basın açıklamasında Serdaroğlu’na BMİS Genel Örgütlenme Sekreteri Hami Baltacı da eşlik etti. BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın ve BMİS Gebze Şube Mali Sekreteri Hanefi Orhan ile her iki şubenin yönetici ve işyeri temsilcilerinin yanı sıra Gebze Sendikalar Birliği bileşenlerinden Nakliyat-İş Sendikası Genel Sekreteri ve Gebze Şube Başkanı Erdal Kopal, Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı ve GSB sözcüsü Eyüp Akdemir, Eğitim-Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır ve şube yöneticileri ile Gıda-İş Sendikası üyeleri basın açıklamasında yer aldı. Emek Partisi ve SOL Parti Gebze İlçe yöneticileri de eyleme destek verdi. Adnan Serdaroğlu konuşmasında özetle şunları kaydetti:

KOVİD-19 KADAR TEHLİKELİ

 

 

“Yasa tanımayan işverenlere karşı mücadelemizi kâh Dilovası’nın tepeleri, kâh İstanbul’un şehir merkezlerinde, Anadolu’nun çeşitli kentlerinde bugüne kadar hiçbir yılgınlık göstermeden devam ettirdik. Bugün de aynı hukuksuzluğu, işverenlerin yasa tanımaz tutumunu protesto etmek için buradayız. Bizler pandemi sürecinde Kovid-19 virüsü ile mücadele ederken bir taraftan da en az onlar kadar tehlikeli hukuk tanımaz işverenlerle mücadele ediyoruz.

SENDİKA GİRMESİN DİYE

 

Burası son yıllarda hızla gelişen bir sanayi bölgesi. Özellikle Dilovası’nın bu tepelerinde kurulan sanayi bölgelerinde sendikalaşma nedeniyle yapılan bütün girişimler bu tür saldırılarla karşı karşıya kalıyor. Niye? Buralara sendika girmesin diye. Anadolu’nun sanayileşmeye başlayan yeni bölgelerinde sendika girerse bir tehlike olarak görüp başından engellemeye çalışan anlayış kendisini son zamanlarda daha derinden hissettirmeye başladı.

İŞÇİLER ÇELİŞKİ İÇİNDE

Özer Elektrik’te de arkadaşlarımız çelişki içinde. Diyorlar ki, ‘Biz ne suç işledik? Anayasal hakkımızı, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarını hayata geçirmeye çalıştık. Bizim suçumuz ne? İşveren niye bize bu kadar baskı yapıyor? Biz niye işten atıldık? Hatta işten atılırken yüz kızartıcı suç, ahlaksızlık gibi bir takım gerekçelere dayandırılarak atılıyor.’

KALDIRIN HAKLARI. İŞÇİLER KULLANAMIYOR!

Şimdi Anayasal hakkı kullanmak bu ülkede ahlaksızlık anlamına mı geliyor? İşverenin yasaları çiğnemesi ahlaksızlık değil de işçilerin yaptığı mı ahlaksızlık? Bu ülkenin yöneticilerine bunları soruyoruz. Pandemi sürecinde işçi atılmayacağını söylüyorsunuz? Ama işverenlere hareket etmek için bir boşluk bırakıyorsunuz, onlarda şeytani planları için değerlendiriyor. ‘Öyle atamazsam böyle atarım. İşçileri sendikalaştığı için atarım’ diyor. Kaldırın o Anayasa maddesini bu ülkenin yasalarından. İşçilerin sendikaya örgütlü olduktan sonra atılmasından artık yüreğimiz yanıyor. Kaldırın bu ülkedeki göstermelik hakları. Anayasal hakları kaldırın, kullanamıyor işçiler.

BUNLAR SUÇ DEĞİL Mİ?

Özer Elektrik’te Kurban Bayramı’na birkaç gün kala, Bakanlık yetkiyi gönderecekken çağırıp işçiyi tehdit etmek, rüşvet teklif etmek, istifaya zorlamak, çağırdıkları insanlara kolluk güçlerinin jandarmanın önünde hakaret ederek atmak bu ülkede suç değil mi?

VARLIĞI YOKLUĞU BELİRSİZ ÇALIŞMA BAKANI

Eğer bu ülkenin iyi niyetli mahkemeleri, hâkimleri, savcıları, emniyet birimleri, jandarması varsa bu işverenin yakasına yapışacak. ‘Siz sendikalaştı diye bir işçiyi nasıl atarsınız, sendikalaştı diye nasıl ahlaksızlıkla suçlarsınız?’ diyerek işverene hesap soracak. Ama Dardanel’de, Vestel’de de, Namet’te de sorulamıyor. Onlarca insan Koronavirüsten dolayı ölüyor. Yeni çalışma sistemiyle işçiler günlerce fabrikalardan çıkartılmıyor. Binlerce insan ölümle karşı karşıya. Eyy Çalışma Bakanı! Varlığı yokluğu belli olmayan Çalışma Bakanı. İşçiler bu koşullarda çalışıyor.

FABRİKALARDA MESAFE KORUMA ŞANSI YOK

Eyy nasihatten başka bir şey yapmayan Sağlık Bakanı. İşçiler fabrikalarda Kovid-19 virüsü ile boğuşuyor. Ama siz, ‘maske mesafe hijyen’ diyorsunuz. Ama oralarda mesafe korunma şansı yok. Yemekhanelerde, servislerde mesafe diye bir şey yok. Hasta olanı çıkartıp yerine hasta olmayan biriyle üretimi devam ettiriyorlar. İşte biz bu şartlarda devletin yanımızda olmasını istiyoruz. Devlet bugünler için vardır. İşverenin usulsüz işten atmasından sonra içeri kolluk kuvvetlerinin girip o usulsüz uygulamayı durdurması için vardır.

CUMHURBAŞKANI: KASIMPAŞALILIĞINI GÖSTER BAKALIM!

Buradan Cumhurbaşkanı’na da sesleniyoruz. ‘Demokratik bir ülkeyiz’ diye konuşma yapan Cumhurbaşkanı’na. Demokrasi bu mu? Demokrasi, Anayasal hakkını kullanan işçilerin işten atılması mı? İşte yapılması gereken bu hukuksuzluklara, adaletsizliklere neden olanlara karşı Kasımpaşalı’lığını göstermektir. Hadi göster bakalım, hadi.

BİNLERCESİ YAŞADI, YAŞAYACAK

 

İşçilerin, ‘üretim sürsün çarklar dönsün’ diye bu olumsuz şartlarda çalışmasına göz yumarsanız hukuk tanımaz işverenlere karşı gözünüzü bile kırpmazsınız. Biz alışkınız ama Özer Elektrik’te 10 arkadaşımız yeni görüyor. Türkiye’de binlerce insan bunları yaşadı, binlercesi de yaşayacak.

BİR DAVA 7 SENE SÜRER Mİ?

İşte, MT Elektrik işyerinde 7 sene önce örgütlendik. Bir ülkenin yasası 2 ayda bitirmesi gereken bir davayı 7 sene sürdürür mü? İşçiler 7 sene boyunca işverenle, işten atılma tehdidiyle karşı karşıya getirilir mi?

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ

Buradan suç duyurusunda bulunuyoruz. İşveren, ceza yasasının 117 ve 118’nci maddelerine göre suç işlemiştir. Hapis cezası yemesi gerekiyor. İşçilere rüşvet teklif etti. Mesaiye zorladı. İşten attı. Sendikalaşmayı engelledi. İşçileri tehdit etti, ‘sizi biz adam yerine bile koymayız’ dedi. İşverenin yaptığı suçtur. Neden bununla ilgili işlem yapılmıyor? İşverenin en ufak bir şikâyetinde işçi gözaltına alınırken bizim şikâyetimizde niye kimse kılını kıpırdatmıyor? İşte biz bunlara isyan ediyoruz. Gün gelir, devran döner ve bunların hesabı sorulur. Bu ülkede biz demokrasinin de bir gün geleceğine inanıyoruz. Hiç kimse bugünlerin ömür boyu süreceğini düşünmesin.

METAL İŞÇİLERİ TIRNAĞINI

GEÇİRDİĞİ YERİ BIRAKMAZ

Buradan işvereni bir kez daha uyarıyoruz. Bugünkü açıklamamız pandemi koşullarına uygun olarak, temsili bir açıklama oldu. Metal işçileri tırnağını geçirdiği yeri bırakmazlar. Biz geçmişten, sendikal mücadelede hayatını kaybetmiş yoldaşlarımızdan böyle öğrendik.

BÜTÜN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

DİSK’in, Birleşik Metal-İş’in tarihinde bu vakalar 100’lerce kez yaşanmış, işverenlerden acısı çıkartılmış eylemliklerdir. Bugün belki bir şey yapamadık gibi gözüküyor ama bu dirsek darbeleriyle biz onun karnını ağrıtacağız. Hukuki yolda, bütün mücadelemizi sürdüreceğiz. Ve burada hak yolunu bulana kadar, insanlar Anayasal hakkını kullanarak sendikalaşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

İŞÇİLERİN HAKKI OLAN ÜÇ MADDE

Sendikal hakları tanıyacak, 10 arkadaşı geri alacak ve toplu sözleşme için masaya oturacaksın. Bizim sizden istediğimiz işçilerin hakkı olan bu üç maddedir. Başka bir şey istemiyoruz. Fabrikanı yakıp yıkmayacağız, korkma. Ama işçilerin haklarını, bu zamana kadar nasıl çiğnemişsen bundan sonra da çiğnemene fırsat vermeyeceğiz. Hukuksuz davranmana, yasa dışı hareketlerine fırsat vermeyeceğiz.

VERGİ KAÇIRIYORLAR

Eyy SGK müfettişleri, bakınız burada işveren işçilere kayıt dışı para ödüyor. Maaşının dışındakileri kayıt dışı ödüyor. Suçtur. Gelin bunu ihbar edeceğiz. 100’lerce şahit var. Suç işliyor işveren, vergi kaçırıyor. Neden kimse kılını kıpırdatmıyor? Vergi kaçıran bir işverenin bundan sonra vergi kaçırmasına müsaade etmeyeceğiz.

BU MÜCADELE İÇİN BURADAYIZ

 

Şimdi 100’lerce sendika düşmanı avukattan görüş alıyorlar: ‘Yasalarda hangi boşluklar var. İtiraz edelim. Mahkemeyi uzatalım. Uzadığı kadar uzasın.’ İşte Türkiye’de işverenlerin yasalara bakış açısı bu arkadaşlar. Yani biz uluslararası anlaşmalarla bu ülkede sendikalaşma hakkını kazanmışız ama uygulayamıyoruz. İşverenlerin istediği gibi yasadışılığı yapıyor, kanunları uygulamıyor. Biz bu mücadeleyi vermek zorundayız. Bugüne kadar adam ettiğimiz işverenler var. Yasaları zorla kabul ettirdiğimiz işverenler var. Onları adam ettik, bundan sonrakileri de edeceğiz. Bizim tarihsel görevimiz, sınıfsal misyonumuz bu. Mücadelenizde başarılar diliyorum. Sonuna kadar sürdüreceğinizi de dosta düşmana, kamuoyuna deklare ediyorum. (Haber Merkezi)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri