Sendika, Sürgün, İşten Çıkarma!

Halil Yeni

Korona virüs salgınının yayılmaya devam ettiği ülkemizde hastalığın bulaşıcılığı açısından en riskli çalışma alanlarından biri de gıda stoklayan depolar. Türkiye’de ilk vakanın görülmesiyle birlikte marketler, gıda ürünü temin etmek isteyen insanların ister istemez akınına uğradı. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde de büyük bir artış meydana geldi. Bu durum gıda stoku ve nakliyesi yapan depo çalışanlarını da derinden etkiledi.

 

Salgınla birlikte en yoğun çalışılan sektörlerden biride gıda oldu. Bu yoğunluk depo işçilerinin çalışma koşullarını ağırlaştırdı. Artan gıda ihtiyaçlarının karşılanması işçilerin mesai saatlerini artırdı. Hafta sonları başlatılan sokağa çıkma yasaklarından dahi yararlanamadı işçiler. Gıda stoku ve nakliyesi yapan depo çalışanları hep çalıştı.

 

Oysa çalışırken sosyal mesafenin korunamadığı çalışma alanlarından biri de depolar. İşçiler yan yana ya da sırt sırta mesai yapıyor. Aynı yüzeylere yüzlerce işçi dokunuyor. Ortak kullanım alanları olan servisler, tuvaletler, soyunma odaları ve yemekhaneler hala büyük riskler barındırıyor. Fakat aylar geçmesine rağmen gıda sektörünün patronları, emekçilerin sağlığı için yeterli önlemleri almazken işçiler çözümü örgütlenmekte, sendikalı olmakta arıyor.

 

Çayırova’da kurulu olan Migros Şekerpınar dağıtım merkezi’nde çalışanlarda onlardan bazıları. İşçiler anayasal haklarını kullandı. Fakat sendika üyesi oldukları için önce sürgüne yollanıldılar ardından da işten çıkarıldı.

 

Dört işçi, Depo, Liman, Tersane ve Deniz işçileri Sendikası üyesi olduğu gerekçesiyle, önce İstanbul Esenyurt deposuna sürüldü, ardından sürgüne tepki göstererek işe gitmeyen işçilerin sözleşmeleri Us- Grup tarafından ‘’devamsızlık’’ gerekçesiyle fesih edildi. Hukuki süreç başlatılırken, işten atılan işçiler kapı önünde direnişe başladı.

 

Geçtiğimiz günlerde Dokuz8haber’in sorularını yanıtlayan işçilerden Özkan Yıldız şu açıklamada bulundu. “Düşünün yönetici, işçisinin E-Devlet’ten sendika üyesi olup olmadığına bakıyor ve ona göre işten çıkartıyor. Bizi çıkartıp yerimize 150 işçi aldılar.’’

 

Yine fabrika önünde direnen Ümit Gürler: "Saat başı personeli yukarı çağırıp sendikaya üye olmayın diyorlar. Ama yılmayız. Bizi attıkça daha çok çoğalırız’’ açıklamasında bulundu.

 

Ücretsiz izne çıkarılan ve direnişe geçen Fatma Yiğit ise aslında yaşanılan sorunun gerçek yüzünü sorduğu bir soruyla gün yüzüne çıkardı "Ayda 162 saat mesai yapan insanı neden ücretsiz izne çıkardınız?’’

 

Anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye oldukları için işten atılan yada ücretsiz izne çıkartılan emekçilerin depo önünde ki mücadelesi devam ediyor. Ve onlar bu zor günlerde haklarını ararken sınıf dostlarını yanında görmek istiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.