Sanat dünyasında skandal iddialar! Sahte unvan gündemde

Sanat camiasını ayağa kaldıran skandal... Hacettepe Üniversitesi’nden ilişiği kesilen Murat Atak ve Pınar Gün hakkında ortaya çıkan “sahte unvan” ve “haksız rekabet” iddiaları sanat camiasını karıştırdı. Genç yeteneklerin emeğini zedeleyen bu süreç, ideolojik kadrolaşma tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.

Hacettepe Üniversitesi’nden ilişiği kesilen Devlet Tiyatroları’nın eski sanatçısı Murat Atak ve Pınar Gün hakkında ortaya atılan iddialar, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Ciddi tartışmalara neden olan ve sosyal medya hesaplarında kendisini “Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü” olarak tanıtan Murat Atak’ın, bu unvanı hiçbir zaman taşımadığı ve sahibi olduğu özel sanat okulu üzerinden konservatuvar sınavlarında haksız avantaj sağladığı ve yüz binlerce lira karşılığında “garantili sınav kazancı” vaadinde bulunduğu iddiaları da sanat camiasını ayağa kaldırdı.

KENDİNİ GENEL MÜDÜR OLARAK TANITTI, KAMUOYUNU YANILTTI
Murat Atak’ın sosyal medya ve çeşitli platformlarda kendisini “Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü” olarak tanıtması, kurum kaynaklarınca gerçeği yansıtmadığı öğrenildi. Atak’ın, Devlet Tiyatroları'nda yalnızca sanatçı pozisyonunda görev yaptığı, kurumda “rejisör” adında sabit bir kadro bulunmadığı ifade edildi. Bu unvanın resmi kadroymuş gibi kullanılması, kurum itibarına zarar veren ciddi bir yanıltma olarak değerlendiriliyor.

Rejisörlüğün sadece proje bazlı bir görev olduğu belirtilirken, Atak’ın bu pozisyonu kullanarak kendisine “yönetici” algısı oluşturmaya çalıştığı vurgulanıyor.


HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ JÜRİ GÖREVİNE TEPKİ
İddiaların bir diğer boyutu ise Atak’ın Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndaki görevi...

Atak’ın, akademik yeterlilikten uzak, yalnızca sözleşmeli bir statüde olmasına rağmen, konservatuvar sınavlarında jüri başkanı olarak yer aldığı bildirildi. Öğretim üyesi ya da görevlisi olmayan, doktora derecesi bulunmayan kişilerin bu denli kritik sınav süreçlerinde etkili pozisyonlarda bulunması, akademik çevrelerde ciddi rahatsızlık yaratıyor.

SANAT OKULLARINDAN KONSERVATUVARA “GEÇİŞ” İDDİASI

Murat Atak ve eşine ait olduğu belirtilen Ankara Çankaya’daki “Atak Sahne Sanatları” isimli özel eğitim kurumu ve Girne Koleji Yenimahalle Kampüsü Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü’yle ilgili iddialar daha vahim boyutta...

ATAK SAHNE SANATLARI'NDA HAKSIZ REKABET!
“Atak Sahne Sanatları” isimli özel sanat okuluna kayıt olan öğrencilerin, 250 ila 300 bin TL’ye varan ücretler ödeyerek konservatuvar sınavlarına hazırlandığı; bu öğrencilerin ise sınavda doğrudan Murat Atak’ın jürilik yaptığı heyetle karşılaştığı iddia ediliyor. Bu sistemin yıllardır sürdüğü, sınavı kazanan öğrencilerin önemli bir kısmının bu okuldan geldiği yönünde ciddi iddialar var.

GİRNE KOLEJİ TİYATRO BÖLÜMÜ’NDE TARTIŞMALI EĞİTİM
Bununla birlikte Hacettepe Üniversitesi’nden ilişiği kesilen Levent Şenbay, Eren Aysan Yığcı, Deniz Yılmaz, Ferahnur Barut, Ayşe Atak ve Murat Atak öncülüğünde, Girne Koleji Yenimahalle Kampüsü Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü’nde ders vermeye devam ederken, söz konusu isimlerin konservatuvar sınavlarına hazırlık sürecinde sistematik ayrıcalık sağladıkları öne sürülüyor.

Kamuoyunda, “Sınavı kazanan öğrencilerin geçmişi incelendiğinde bu sanat okullarıyla bağlantısı açıkça görülebilir” yorumları yapılırken, sistematik bir ayrıcalık yapısı oluşturulduğu iddiası araştırılmayı bekliyor.

12 KİŞİ GÖREVDEN ALINDI, KARADAĞLI HEDEFE KONDU
Tartışmaların merkezindeki bir başka gelişme ise Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nün geçtiğimiz günlerde aralarında Murat Atak’ın da bulunduğu 12 sözleşmeli personelin görevine son vermesi oldu. Ancak bu idari tasarrufun ardından sosyal medyada Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın bu süreci yönettiği yönünde bilgiler yayılmaya başlandı.

Ancak personel kararlarının yalnızca rektörlük tarafından alındığı ve Karadağlı’nın bu süreçte hiçbir yetkisinin bulunmadığı net biçimde biliniyor. Karadağlı’nın bu konuda herhangi bir yetkisi ya da dahli bulunmadığı açıkça bilinmesine rağmen, linç kampanyasının onun üzerine yöneltilmesi, kamuoyunda “hedef saptırma girişimi” olarak değerlendiriliyor.

ÖĞRETİM ÜYESİ YA DA ÖĞRETİM GÖREVLİSİ SIFATINA SAHİP OLMADAN
Bununla birlikte Murat Atak ve Pınar Gün’ün konservatuvarlarda öğretim üyesi ya da öğretim görevlisi sıfatına sahip olmadan, yalnızca sözleşmeli personel olarak öğrenci seçme süreçlerinde etkili olması, eğitim çevrelerinde tepkiyle karşılanıyor. Gerekli akademik derecelere (özellikle doktora) sahip olmayan bu kişilerin sınav jürilerinde aktif görev alması, üniversitelerde kadrosuz ve denetimsiz bir kadrolaşma yaratıldığı eleştirilerine neden oluyor.

PINAR GÜN’ÜN PAYLAŞIMLARI GERGİNLİĞİ ARTIRDI
Tartışmalarda adı geçen bir diğer isim ise Hacettepe Üniversitesi’nden ilişiği kesilen Pınar Gün....
Gün’ün sosyal medya hesabı üzerinden isim vermeden hakaret ve küfür içeren paylaşımlar yaptığı, bu içeriklerle kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı görülüyor.

SANAT DÜNYASINDA İDEOLOJİK KADROLAŞMA VE GENÇ YETENEKLERİN EZİLMESİ
İddialar yalnızca kişisel düzlemde değil; sanat dünyasının yapısal sorunlarına da ışık tutuyor. Birçok çevre, Atak ve benzeri isimlerin yıllardır konservatuvarlarda ve tiyatro kurumlarında bir “sanat mafyası” gibi hareket ettiğini, gençlerin önünü kestiğini ve ideolojik kadrolaşmayı öncelik haline getirdiğini savunuyor.

YÖK VE SAVCILIKLAR GÖREVE DAVET EDİLİYOR
Sahte unvan kullanımı, kamuoyunu yanıltma, haksız kazanç sağlama ve kamu kurumları üzerinden manipülasyon gibi ciddi suç unsurları içeren bu iddiaların, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve ilgili Cumhuriyet savcılıkları tarafından soruşturulması gerektiği ifade ediliyor.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

GÜNCEL Haberleri