Patronlar ceza mı alırmış !

 

 

Ankara’da 4,5 yıl önce yaşanan; 20 işçinin öldüğü, 45 kişinin de yaralandığı Ostim ve İvedik patlamalarına ilişkin davada karar açıklandı.

Patlamaların meydana geldiği Özkanlar ve Metsan adlı işyerlerinin sahiplerinin de aralarında olduğu 14 sanık beraat etti. Gaz firmasından beş yetkili ise 10 yıl ile 37 yıl 6 ay arasında değişen sürelerle hapis cezasına çarptırıldı.

Yani, özcesi, yine patronlar beraat etti…

Onlar adına yetkili kılınanlar ise hukuken de ‘’günah keçisi’’ ilan edilip cezalandırıldı.

Karar, davanın Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 28’inci duruşmasında alındı. Mahkeme Başkanı, patlamalarda yaşamını yitiren işçilerin yakınlarına taleplerini sorunca, çarpıcı bir gerçek fark edilmişti.

Bu iş cinayetinin tek sorumlusu sanık sandalyesinde oturanlar değildi. Sorumluluğu bulunan kamu kurumları adına o sandalyede oturması gerekenler vardı, ama onlar davaya dahil bile edilmemişti.

Yakınlarını yitirenler bu talebi dillendirdi, ama sonuç alınır mı bilinmez…

Bir düşünür, ‘’Hukuk, sermayenin fahişesidir’’ demiş ya, umarım yargıçlar bunu tekzip edecek bir kararla, o sandalyeye birinci derecede sorumlu olan sermaye sahiplerini ya da kamu adına işveren kimliği bulunanları oturtur ve gerçek yargılama yapar.
Patlamada eşini kaybeden bir kadın, “Çocuğum 4 yaşında ve babasını hiç görmeden büyüdü” derken, bir diğer çocuklarının 4,5 yıldır adliyelerde büyüdüğünü dile getirip adalet arayışlarına vurgu yapıyordu.

Dava, bir iş cinayeti davasıdır aslında. Yaşamını yitiren ve de yaralanan işçilerden sorumlu Özkanlar ve Metsan işyerlerinin sahipleridir. Ama, onlar beraat etmiş, yalnızca bu işyerlerine gazı satan Ersoy Gaz ve As-Gaz-San firması yetkilileri ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçunu iki patlamada da ayrı ayrı işledikleri gerekçesiyle 37 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu gaz firmalarında çalışan ve tali kusurlu olduğu değerlendirilen iki sanık da aynı suçu işlediklerine kanaatiyle 10 aydan 12 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılıyor.

Bu tür bir karar, elbette ki tepkiyle karşılanır…

Ölen işçilerin yakınları da tam böyle yaptı, verilen karara tepki gösterdi.

 Patlamaların yaşandığı 2011 yılından bu yana adalet mücadelesi veren aileler, kararı temyiz edecek. Çünkü, sadece gazı satan firmalara ceza verildi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayan, sertifikalı işçi çalıştırmayan, işçiye eğitim vermeyen, koruyucu madde kullanmayan, tüpleri bina içerisine usule aykırı şekilde stoklayan şirketlere ceza verilmedi.

Kısaca, işçilerin öldüğü iki firmanın işverenleri ceza almamış oldu.

Öyle ya, bizim hukukumuza göre ‘patronlar ceza mı alırmış ?’…

Bugüne kadar pek görülmemiştir ama bu iş cinayetlerindeki asıl sorumluların birinci derecede patronlar olduğunu, en az benim kadar karar veren yargıçlar ve genelde tüm hukukçular iyi bilir.

Mesele, kanunların, patronları cezalandıracak düzenlemelerden arındırılarak çıkartılmış olmasındadır. Bunu da, TBMM’ye daha fazla işçi ve emekçi karakterli milletvekili sokarak düzeltmek mümkündür.

1 Kasım seçimleri, ülkedeki kirli savaş provalarının boşa çıkartılması, işçi ve emekçilerin insanca yaşayabileceği hukuki, mali ve sosyal düzenin sağlanması için ciddi adımların atılabileceği süreci tarif etmesi açısından önemlidir.