Özgürlük ve Umut Etkinliğinin Ardından

Halil Yeni

 

 

Varoş bölgesi diye kimsenin siyasetten anlamayacağını düşündüler. İşçi kentiydi. Sanat yapılamayacağını söylediler. Yoksuldu insanlar, kitap okumaz dediler. Ne vakit aklımıza kente dair yaratıcı bir fikir gelse ne vakit siyaset desek, sanat desek, kitap desek; ‘’olmaz’’, ‘tutmaz abi’ basitliğiyle yaklaşıp düşlerimizi ötelediler.

 

Çoğu etkinliğe cesaret edemedik mesela. Kimi yazarlar vardı çok sevdiğimiz, getirmek istedik ama ‘’kim tanıyor ki Gebze’de o herifi’’ deyip susturdular iyi niyetimizi. Ya da sosyalist bir aydın, bir siyaset insanını davet edip konferans yapmak istesek ‘’Gebze gerici bir yer kimse gelmez’’ dediler.

 

Kızdık, öfkelendik elbet. Ama biz de vazgeçtik yapmak istediklerimizden. Korktuk diyelim o etkinliğin altında kalmaktan. Ya da cesaret edemedik diyelim. Bu yüzden biz de sustuk. Siyaseti Taksim’de kitabı Kadıköy saflarında, sanatı İzmit taraflarında arar olduk.

 

Şiir yazdık yayınlayamadık, kitap yazdık basamadık. Fotoğraf sergisi açacaktık cesaret edip yapamadık. Sanat icra etmek istiyorduk mekân bulamadık. Destek olabileceğini düşündüğümüz insanların kapısı kapalıydı çalamadık. Böyle böyle yıllar geçti. Kimimiz inat etti bir şeyler yapmak için kimimiz vazgeçti. Adı duyulmamış nice güzel yetenekler sönümlenip gitti hayatın penceresinden.

 

Sonra BİLKAR adında bir sanat topluluğunun kentte bir şeyler yaptığını duymaya başladık son yıllarda. Film gösterimleri oluyor, Türkiye’nin önemli sanatçıları Gebze’ye geliyor, atölyeler düzenleniyordu. İlk vakitler biraz ön yargılıydık. Hangi akla hizmet bilmiyorum. Sonra BİLKAR’ın halkın elinde yüceldiğini gördük. Yükseldiğini, daha da ilerlediğini… Atölyelerine onlarca kişi katılıyor, konser ve tiyatrolarına yüzlerce kişi geliyordu. Sanat üretmek, üretilen sanatı izlemek isteyenler BİLKAR’a koşuyordu. BİLKAR genç sanatçı adaylarını cesaretlendiriyor, sanatseverleri mutlu ediyordu. Artık önüne geçilemez bir hal aldı BiLKAR, Sadece Gebze’nin değil; Kocaeli’nin hatta Marmara bölgesinin en değerli, ileri çıkan sanat merkezlerinden biri oldu. İyi ki varlar.

 

Sonra bambaşka bir şey daha oldu. Vaktiyle kitapların yakılıp,  yasaklandığı ya da bir ağacın altına saklandığı bir dönemin sonunda, ev baskınlarında ilerici yazarların kitaplarının örgütsel doküman diye kayıtlara yazıldığı, o kitapları okuyanların hapse atıldığı bir dönemin sonunda, birileri hem de Gebze’de, hani o ‘’tutmaz abi’’ dedikleri Gebze’de inat ve cesaretle Özgürlük Kitabevi’ni kurdu.

 

Hayatı tanımlamak yetmezdi, değiştirmek gerekirdi. İlhan Canan ve Tahir Canan, dostlarının da katkısıyla bunu yaptı. ‘’İnsanlar kitap okumuyor’’ la yetinmedi, insanları kitapla buluşturmak için mücadele etti. Sonra o çok isteyip de basamadığımız kitaplar Özgürlük Kitabevi’nde hem de insanlar görsün diye masalarının en önünde yerini aldı. Örneğin ben. Şiir kitabımın ilk imza gününü orda yaptım. İki gün boyunca hafta sonu yerlerini ‘’işgal’’ etmeme rağmen yüzlerinde mutluluktan başka bir şey görmedim. Sonra sevdiğimiz yazarlar da gelmeye başladı. Hani bir vakit davet etmek isteyip cesaret edemediğimiz o yazarlar. İmza günleri düzenlenmeye başladı Gebze’de.

 

İşte böyle, böyle… En son Özgürlük Kitabevi’nin sadece bir kitabevi olmadığını aynı zamanda bir Sanat Evi olacağının da kanıtını yaşadık Gebze Çamlık Parkı’nda yaptıkları 1. Özgürlük ve Umut Etkinliği’nde. Binlerce lira verilse anca yapılabilecek bir etkinliği Özgürlük Kitabevi dayanışma duygusuyla yaptı. Onlarca değerli sanatçı Gebze’ye hani o birilerinin ‘’tutmaz abi’’ dediği Gebze’ye gelip Gezi Direnişine uygun bir şekilde parklarda, bahçelerde halkla birlikte sanat yaptı. Ben bu etkinlikte emeği geçen başta İlhan Canan olmak üzere herkese teşekkür ediyor, Gebze halkını sanatın ve hayatın yeniden üretildiği bu yerlere daha fazla sahip çıkmaya davet ediyorum. Saygılar efendim…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.