OYUN (FUTBOL)

 

(ÇOCUĞU GELİŞTİREN ARAÇ,ÇOCUĞUN ÖĞRENME SÜRECİ)

Güzel bir ilkbaharın Pazar günü,uzunca süren sonbahar ve kış geçirilmiş, fakat sonbahar ve kış’da yaşanan mücadele, çalışmalar, uzun yollar,bitmek tükenmek bilmeyen rekabet ,hatalar, doğrular, yanlışlar kimilerine zarar kimilerine faydalar getirdi.Artık sona yaklaşırken en ufak hata bütün bir yılın emeğini alıp götürebilecek bir FUTBOL maçını izlemek için stadyumu doldurmuş binlerce seyirci,maçı oynayacak iki takım, maçı yönetecek hakemler, maçı yorumlayacak gazete ve televizyoncular,takımların yöneticileri,teknik kadrolar,siyasetçiler maçın sonucuna göre fayda veya zarar göreceklerdir.Veya her sonuçta kar edeceklerdir.

Taraftarlar tuttukları takımın kazanmasını ve bu maçın sonunda eğer şampiyon olurlarsa kimi  seyirci kendisine göre yaşanacak şampiyonluktan mutlu olacak ve övünç yaşayacaktı, kimisi tuttuğu takımın bile kaybetmesini istiyordu çünki o da İDDİA yı ona göre oynamıştı.Yaman çelişki başlamıştı.

Takımların yöneticileri bir yıl boyunca para ve emek harcamışlardı kimi yöneticiler futbolun onlara getirdiği şan, şöhret, maddi ve manevi kazançların hesabını yaparken ve hatta takımının kaybetmesi halinde bir sonraki seçilmede daha iyi yerlere adaylık hesapları olabilirdi, kimi yöneticide sadece takımının başarısını düşünüyor olabilir.Kısaca yöneticiler maddi ve manevi kazancı maç sonunda göreceklerdi.

Futbolcular sezon boyunca kar, yağmur, sıcak, soğuk, havalarda terlerini akıtarak bu maça çıkmışlardı.22 kişi bir topun peşinde koşarken:Seyirciyi,yöneticileri,televizyoncuları,yorumcuları,teknik kadroyu,siyasetçileri,eşlerini,çocuklarını mutlu etmek zorunda hissederek maça çıkan futbolcularda vardı,takımın bir yıllık emeğini hiçe sayan sadece kendi geleceğini kurtarmak için takımını satan futbolcularda sahadaydı.

Böyle bir maçı yönetmek öyle zor ki bir saniye bile görmesen veya geç karar versen ne yöneticilerin ne futbolcuların nede teknik kadronun yapmış olduğu hatalar hatırlanır.Sadece hakemin yapmış olduğu bir saniyelik hata konuşulur ve dar ağacı onun için kurulur.

Allah kaybeden teknik kadroya sabır versin.Kaybedenin gelmiş geçmiş bütün başarıları bir anda unutulur ilk gazeteci ve televizyoncuların masasına yatırılıp beyaz kefen giydirilip maddi ve manevi gelecek bekleyen yöneticilerin hazırladıkları dar ağacına doğru gitmeye başlarlar uzun süre çalıştıkları futbolculara  da sandelyeye tekme atmak kalır.

Sporla , gençlikle takımının başarısına ortak olduğunu göstermek için bir sonraki seçimlerde tekrar onların oylarına talip olmak için gelen siyasetçiler sanki sahada oynayan futbolcular teknik kadroyla hazırlanmış gibi konuşup,herhangi bir takımın taraftarı olsa da dostluk kazansın gibi klişeleşmiş cümleler kurmaktan asla vaz geçmemişlerdir.En acı olan da bölgesinin takımı küme düşmemeye oynadığın da onu düşürmemek için diğer takımların emeklerini hiçe sayarak yaptığı girişimlerdir.

Televizyon ve gazete yorumcu ve yazarlar ; Çamur atmayı çok severler,ben söylemiştim demeyi. Tabi bu arada milyonları da ceplerine indiragandi yapmayı da ihmal etmezler.Zaten bazıları kulüp başkanlarının sayesinde yorumcu olmuşlardır.Başkana danışmadan da konuşamaz.Zoru başararak kendi bilek gücüyle gelenler insana,emeğe, değer verdiklerinden zarar vermeden yorum yapar doğru yol gösterirler.

Maç bitince hepsi gidecekler ama; Futbol gerçekten bir oyun mu? Eğer oyunsa başka bir oyun.

Yoksa gladyotörler savaşının çağdaş olanı mı?

Savaş ta iyi bir oyun zaten o da iyi para kazandırmı yormu?

FUTBOL OYUNSA ÇOCUK NERESİNDE !!!

Yeni sezonda herkese iyi seyirler…