Örgütlü halkı…

 

Bu ülke ve halk, çetelerden çok çekti.

Önce askeri yönetim eliyle, geleceğimizi karartan yasaları hayata geçirdiler. Bunu sağlamak için asıp kestiler, ülkeyi cehenneme çevirdiler.

Yetmedi, devamını sağlayacak yeni düzeni oturtmak için faili meçhuller yaratıp toplumu psikolojik baskı altına aldılar, ardından da soydular.

Baskı ve soygundan bıkan halkı, ‘’sizi kurtaracağız’’ diyerek kandırıp, yüzyılın karanlığının eşiğine getirip, ‘’biat etmezsen uçurumdan aşağıya düşersin’’ diye tehdit edip gericileşmeyi kabule zorladılar.

Bunları yapanların tamamı, karanlık geleceğin örgütleyicisidir. Bu oyunları boşa çıkartacak olan panzehir ise sadece ve sadece örgütlü halktır.

Son günlerdeki tabloya bakar mısınız ?

Gündemi tıkayan bir ideolojik mücadele var. Bu mücadeleyi veren taraflar belli ve aslında onlar suç ortağı. 12 yıllık AKP iktidarları dönemindeki tüm uygulamalardan yarı yarıya sorumlu.

Ancak, sorumlulukları birlikte hareket ettiği bir kanadın üzerine yıkıp kendini aklamaya çalışan AKP, yeni bir hamleyle bir adım öne geçmenin hesaplarını iyi yapmış olmalı ki, düğmeye basıldı. Gülen cemaati üyeleri "Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğini ele geçirme" suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanmaya başlandı.

Bu operasyon, AKP'nin en sondan bir ya da ikinci siyasi hamlesidir. AKP, kurduğu gerici rejimin yaşadığı ideolojik, iktisadi ve siyasi krizlerini aşmak için diktatörlüğünü güçlendirmekten başka bir yol göremiyor.

Bu yüzden de, suç ortaklarını hedef tahtasına koymayı seçti. 
Operasyonun iki tarafındakiler açısından da hukuk, adalet, özgürlük ya da demokrasi gibi kavramlardan söz etmek söz konusu olamaz. Bu siyasi aktörler, olsa olsa bu kavramları ortadan kaldırmakla anılabilirler…

Daha düne kadar el ele değiller miydi ?

Cumhuriyet'in tasfiyesini birlikte planlayıp harekete geçmemişler miydi ?

Laikliği, yurtseverliği, eşitliği ve özgürlüğü tasfiye etmek için tüm güçlerini ortaya koymadılar mı ?

Bu soruların tamamına verilecek yanıt ‘EVET’ olacaktır…

Hem AKP hem de Cemaat, bu karanlığı yaratan suç ortaklarıdır. Elbirliğiyle, Türkiye Cumhuriyeti devletini çetelerin cirit attığı bir devlet haline getirmişlerdir.
İktidar partisi için baskı, şantaj ve zor kullanma, siyasi yöntem haline dönüşmüştür. Bu politika boşa düşürülmelidir.. AKP'nin olası bir saldırı dalgasına hazırlıklı olmak,
devletin tepesinde ve derinlerinde çöreklenmiş, geleceğimizi esir almaya çalışan bu zihniyete karşı mücadele etmek gerekir.

Ülkemizi bu karanlıktan çıkartacak güç vardır.

Özgürlük ve laiklik düşmanlarına dur demek için,

ABD ve İsrail işbirlikçilerinden kurtulmak için,

Aydınlık ve bağımsız, eşitlik ve özgürlük temelindeki yeni bir cumhuriyet için,

Halkın örgütlü mücadelesi önemlidir. Çünkü, herkes çok iyi bilmektedir ki, ‘’ÖRGÜTLÜ BİR HALKI HİÇBİR KUVVET YENEMEZ’’…

Tarih, bunun canlı örnekleriyle doludur…