Ölü halleri gerçek yüzümüzü kamufle ediyor

Aktan Uslu

Dün…

24 Ocak 1993’te Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonrası hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun katlinin yıldönümü idi.

Aynı zamanda Diyarbakır’da 24 Ocak 2001’de kuvvetle muhtemel terör örgütü Hizbullah tarafından düzenlenen suikastta katledilen Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın..

Acıları o kadar yoğun bir ülkeyiz ki kitlesel katliamları bir kenara koyduğumuzda dahi aynı güne aynı tür saldırıyla kaybettiğimiz iki değeri sığdırabiliyoruz.

Şöyle düşünün.

24 Ocak 2001, Uğur Mumcu’nun katlinin 8’nci yıldönümü idi.

Gündüz saatlerinde adıyla özdeşleşen yerlerde anmalar yapıldı. O gün 17.40 sularında düzenlenen suikastla Gaffar Okkan’ın şehit edildiği öğrenildi.

Öncelikle, herhangi bir yanlış algı veya yanlış anlaşılmamaya etken olmaması için şunu belirtmek durumundayım.

Gerek Mumcu gerek Okkan’ın ve nice emsallerinin anılmasına, yad edilmesine karşı duruşum söz konusu değildir, asla olmaz.

Ama samimiyet temelinde sorguluyorum.

Dünkü iş yoğunluğu esnasında, çay içip solup alırken sosyal medyaya göz atmışlığım var.

Gerek Uğur Mumcu gerek Gaffar Okkan’a atfen paylaşımların önemli kısmında bir samimiyetsizlik ki şahsım adına, tahammül ötesi.

Kimi paylaşım, yorum sahiplerini pratikleri üzerinden değerlendiriyorum.

Özellikle Uğur Mumcu üzerinden gerçek kimliklerini, yüzlerini tam bir örtbas, kamufle çabası.

Hele bir tanesi var…

Çok net ifade edeyim..

Uğur Mumcu duruşunun binde birine sahip olsa..

Zerre yüz, karakter, ahlak olsa..

Uğur Mumcu’nun adını ağzına dahi alabilecek yapıda değil.

Yani ondan sebep..

O, yine kibar ifadeyle tanımlayım, tüm izlerin birbirine karıştığı Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan anması riyakârlığında elim varmadı, herhangi bir paylaşımda bulunmaya.

Samimiyet lazım..

Yine bir ara çok iğreti bir paylaşım takıldı gözüme. Hemen gözümü de kaçırdım zaten. Yanılmıyorsam bir Sakaryalı paylaşımı..

Paylaşımda iki fotoğraf..

Birinde Gaffar Okkan diğerinde Sakarya’da Kürt işçilere yönelik saldırıdan bir kare..

Sakarya’dan Kürt işçilere saldıracak …..’in de, Gaffar Okkan gibi yiğitlerinde çıktığını ifade ediyor.

Bence..

Gaffar Okkan’ı sözüm ona onura ediyor olsa dahi bence Okkan’ın kendisinin dahi tasvip etmeyeceği bir paylaşım biçimi.

Anıyoruz ama andıklarımızı ne kadar anladık.

Ne kadar tahlil ettik, sorguladık.

Yaşam biçimlerini, duruşlarını emsal aldık.

Yoğunlukla Uğur Mumcu ama aynı zamanda Gaffar Okkan’ın pozitif negatif kimi söylemlerini paylaşırken içeriğini anladık mı..

Madem paylaşıyoruz. İfadeye katılım anlamına da gelir. Yaşam biçimimizde uyguladık mı?

Mesele duruş sahibi olmak, dik olmak, insan olmakla ilgili.

Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan olamadıktan sonra, Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan anmışsın kime ne faydası var?

**

Okkan, Sakaryalı olmasından ötürü değil görev süresince takip edebildiğim kadarıyla halka yönelik yaklaşımlarından ötürü naçizane takdirimi edinmiş bir polis, bürokrat, devlet memurudur.

Meslektaşı olmamamdan sebep, mesleği üzerinden fikir yürütecek derecede bilgi donanımına sahip değilim. Ancak bir duruştan ötürü bende saygın yeri vardır.

Yani demem o ki sırf Gaffar Okkan üzerinden veya Mumcu ile birlikte Okkan’ı da konu eden bazı paylaşımlara bakıyorum.

Paylaşım sahibini biliyorum, tanıyorum.

Nereye Gaffar Okkan, nereye sen.

Nereye Uğur Mumcu, nereye sen.

Artık üzülüyor muyum, sinirleniyor muyum.

Bilemiyorum.

Adını koyamadığım bir ruh halindeyim.

Toplumun önemli kısmı itibariyle bir yasağı daha savdık.

Yılık geleneksel..

24 Ocak Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ı anıp katledenleri kınama günü dün geride kaldı.

Takvime bakalım.

Sıra kimde..

Kimi anıp nasıl yasak savacağız.

Bu topraklar acıyla yoğrulu..

Kaybettiklerimizin üzerini toprak..

Riyakarlıklarımızın üzerine ruhları örtüyor.