Netanyahu “Faşo Ağa” değilse Hitler’in, Evren’in günahı ne yahu!

Aktan Uslu

Geçtiğimiz hafta içi, bir gün süreyle Facebook’tan engellenme cezası aldıydım.

Olası “sabıkalı” paylaşımlarıma baktım.

Birinde; mesleğimizin bugünkü kirli haline yerelden olağanüstü katkı sağlayan "duayen"lerden Özden Demirci’nin MHP Çayırova İlçe Başkanı İsmail Akkuş’tan özetle, “Belediye kurumsalında devleti dolandıracağız. Destek olun” içerikli yorumunun linki idi.

Bir de ABD uçak gemisinde ağırlanıp Filistinliler için dua isteyen Selçuk Bayraktar’a atarlanıp özetle, “Kızçemin isim babası; Deniz Gezmiş zamanında Filistin’e gittiydi. Sen de elindeki İHA’ları SİHA’ları göndersene” tipi çağrıda bulunup yok yere kayınpederine de atıfta bulunmuştum, artık her kimse! “En az onun kadar riyakarsın” demişim. Ben öyle yazmışım, öyle diyorlar.

Bu yorumun linkinden ötürü kaç gün yerim Facebook’tan bilemiyorum.

Facebook adaleti de ülkemiz yerleşik adaleti gibi!

Engelleme aldım da neden aldım..

Savunmamı alsaydın bari.

Şahsım adına; her ne yazıyorsam adımla sanımla yazıyorum.

Şikayetçi olan tavuktan korkak yüreksiz, aha bu yorumun linkini de paylaşçam ya, hadi şikayetçi olsana.

Katlanarak gelsin ceza…

**

Şahsım dahil veya hadi şahsım adına olsun, sadece şahsımı bağlasın.

Nacizane yerelde muhabirlik ve köşe yazarlığı yapan biri olarak özellikle köşe yazılarımda yerel konuları tercih ederim.

Ulusal, evrensel vakaları zaten yazan var ama Türkiye’nin her bir ili, ilçesi geçerli olmak üzere o şehrin yerel gazetecisinin konusunu konu edinen ulusal basın yazarı, ancak kaynak edinirse tek tük var.

Şu sıralar çok revaçta..

Filistin’e yönelik saldırı sonrası İsrail’i benim de sayfamdan kınamışlığım var. Kınayalım da, kınamakla bitiyor mu?

Gazeteci Hrant Dink’in katli sonrası eşi Rafael Dink’in söylediği gibi;

"Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim."

Çeşitlendirdiğimizde; bir bebekten bir faşist yaratan karanlığı sorgulamadan sonucu edinmek mümkün değil.

İsrail Başbakanı Netanyahu’yu kast etmiş oldum. Bir zamanlar bebekti. Hangi ara bir yaratık, cani, faşist, soykırımcı oldu!

Dün, söz konusu saldırıya dair yerelden konu edinecek bir veriyi, Darıca Gençler Birliği’nin Sivas 4 Eylül Belediyespor ile oynadığı TFF 3’ncü Lig, 3’ncü Grup, 7’nci hafta maçında edindim.

İki takım sahaya, “Gazze’de yapılan zulmü kınıyoruz” yazılı dövizle çıktı.

Bir kere; zulüm kelimesi hafif kalır: Soykırımı, insanlık suçunu, faşizmi kınıyoruz, yazmalıydı.

Kaldı ki suçu işleyen sanık, aleni belli: İsrail Devleti, Hükümeti.

Sapla samanı ayırıyor; Hükümet’in bu politikasını savunan İsrailliler’i de bir kenara koyuyor, diğerlerinin hepsine sevgilerimi gönderiyorum.

Halklar kardeştir. Kardeşliğini bozmaya, hiçbir egemenin gücü yetmez..

Neyse, pazartesi malum. Haftanın ilk iş günü.

Sözünü ettiğim dövizde, “İsrail incinmesin” veya “İlişkiler zedelenmesin” türü..

İnsanı, insanlığı değil nemayı, para pulu önde tutan zihniyetin bu tutumuna şaşırmadık ama yadırgamak serbest.

Mavi Marmara vakasında o geminin mağdurları üzerinden önce İsrail’e atargidercilik oynayıp birkaç sene sonra, “Ben mi dedim gidin diye”ye bağlayan Selçuk Bayraktar’ın kayınpederine seslenmiş olayım kendi çapında;

Bugün hiciv türü döktürmüş oldum çünkü komik ve bir o kadar da acı, acınası haller.

Biz şimdi Netanyahu’ya “Faşo Ağa” diyemeyeceksek Siyasal İslamcı Vahşi Kapitalizm’in varlığını borçlu olduğu 12 Eylül askeri darbesinin mimarı Kenan Evren ile Hitler’in “Günahı ne?”

Onlara ne diyeceğiz… diyor ve noktalıyorum.

Ben Face’ciyim.

Sittin sene engel almanın gereği yok kanaatindeyim!