Muzaffer Bıyık’tan Darıcalı’ya, halka ikinci ayıp

Aktan Uslu

Geçenlerde gençten bir makine mühendisi ile sohbet ediyorum: Bir ara Ecevitli hükümeti hatırlıyorum. Ondan sonra lisede, üniversite hep AKP, paso AKP. 2010’a kadar (12 Eylül’de referanduma kadar) yine nefes alıyor, üniversitede hareket alanı bulurduk. 2010 sonrası cemaatler türedi. Baskılar arttı. 14 ve 28 Mayıs’ta benimsediğimden falan değil, nefes alalım diye Kılıçdaroğlu’na oy verdim. Yerel seçimlerden de, umudu kestim.

AKP’de 20’li yaşlarda, Z kuşağı diye de tanımlanan, tahsilli, kültürlü gençlerle konuşurken doğduklarından itibaren başka genelde/yerelde başka bir iktidar görmemelerinin onlar için talihsizlik olduğunu söylerim. “Zaten AKP’ye oy verecekler” diye bir tutumla kestirip atmak doğru değil. Muhalefeti kötülemek ayrı bi’şi. Gerek genel gerek yerelde hiç muhalefet görmediler.

İlk paragrafta örnek verdiğim genç, sosyalist. İkinci paragraftakiler, muhafazakar olmakla birlikte kapitalist veya liberal…

Hadi gençler öyle de, olgunları, iktidar koltuğunda adeta “içmeden sarhoş” olanları ne yapmalı, ne demeli.

**

CHP Darıca İlçe Örgütü’nün her belediye meclis toplantısı sonrası düzenlediği ve aylık/geleneksel hale gelen basın toplantısına uzun bir aradan sonra katıldım. Beş ayrı haber ürettim. Bir tanesi ve beni en çok sinir edeni CHP Darıca İlçe Örgütü’ne kongre için Adnan Menderes Kültür Merkezi’nin verilmemesi, ötesinde CHP Darıca İlçe Başkanı Hüseyin Cihan Özaltan’ın iddiasına göre “Nikah var” gerekçesiyle verilmeyen salonun, kongre saatinde boş olmasının talebine.

İnce ayar yorum katılmış haberden sonra; şayet Özaltan’ın iddiası yalanlanmayacak ise Muzaffer Bıyık şahsında Darıca Belediyesi’nin CHP’liler şahsında Darıcalılar’a, Darıca halkına bir özrü vardı.

Ancak; İslam’da da yeri olduğunu bildiğim “Adalet” kavramının iktidar partisinin açılımında sadece bir sıfat olarak kaldığı;

“Ahlak” denilen kavramın yerle yeksan olduğu;

Antiparantez; Bir belediye meclis üyesi görev süresi ve bir yıl ardından belediye ile hiçbir ticareti olamaz, bu yasal bir durumdur. Ancak Muzaffer Bıyık, Ufuk Acay ve uydum akıllıları geçen dönem akrabası üzerinden belediyenin tesisine çöreklenen belediye meclis üyesine dönem başlangıcında, “Hayırlı olsun” ziyaretine gitmiş, üstelik bunu sosyal medyalarından paylaşmıştır.

Yani her tür ahlaksızlığın “Normal”miş gibi topluma aşılandığı, ahlaki olarak dibin dibini gördüğümüz zaman dilimindeyiz.

Ve aynı zamanda, bir umarsızlık, aymazlık, almış başını gitmektedir.

Başkan Özaltan’ın iddialarının Bıyık’ın gözden kaçırmış olmasına ihtimal vermiyorum. Elbette biz dahil tüm yerel basını takip etme durumu olmayacaktır ama basın müdürlüğü o haberi ve iddiaları Bıyık’ın önüne koymadıysa, af buyursunlar ama ne iş yapmaktadır?

Benim öngörüm, bilgilendirilmiştir. Pas geçmiştir.

Öncelikle, suskun kalarak Darıcalılar’a ve tüm halka ait o tesisin sadece AKP’li veya Cumhur İttifaklı halka ait olduğunu, gerek şahsının gerek AKP’li herhangi bir belediye başkanının belediye başkanlığında, asla halka ait olamayacağını kanıtlamıştır.

Ötesinde, açıklamaya dahi gerek görmeyerek ikinci bir ayıbı etmiştir…

Diyorum, başka da bi’şi demeyeceğim.

Muzaffer Bıyık’a mı, değmez…