Hız, yenilik ve tüketime dayalı klasik moda, yerini ürünün yaşam döngüsüne, etik değerlere ve çevresel etkilere odaklanan sürdürülebilir modaya bırakıyor. Dr. Ertikin, geleceğin tasarımcısının sadece güzel giyinen değil, dünyayı dönüştüren kişi olduğunu ifade etti.
Yapay zekâ, 3D tasarım ve dijital izlenebilirlik sistemleri gibi teknolojilerin, sürdürülebilirliğin itici gücü olduğunu ve kaynak tasarrufu sağladığını belirtti. Üniversitelerin bu dönüşümde kritik rol oynadığını vurgulayarak, öğrencileri çevreyle empati kuran ve teknolojiyi sürdürülebilir amaçlarla kullanan tasarımcılar olmaya yönlendirdiklerini aktardı.
YENİ KUŞAKLARIN BEKLENTİSİ VE TÜRKİYE'NİN ROLÜ
Z ve Alfa kuşaklarının "daha az ama anlamlı tüketim" anlayışıyla, markalardan estetiğin yanında etik üretim ve sürdürülebilir malzemeler beklediğini ifade etti. Türkiye'nin güçlü üretim altyapısıyla eko-tasarım ve biyobazlı malzemelerde yenilikçi çözüm ortağı olabileceğine dikkat çekti.
Dr. Ertikin, genç tasarımcılara sürdürülebilirliği bir trend değil, tasarımın temel sorumluluğu olarak görmeleri mesajını verdi. Başarının artık ürün adediyle değil, toplumsal ve çevresel etkiyle ölçüleceğini ekledi.