MEHMET RİFAT BÖREKÇİ

Cengiz Akgün

Birileri Kurtuluş Savaşı’na karşı düşmanlarla işbirliği yapanlara, Mustafa Kemal’i düşman belleyenlere dua ede dursun.

Ülkemizin işgaline karşı duran vatansever cesur, erdemli din alimleri de vardı.

Mehmet Rifat Börekçi gibi.

29 Kasım 1860’da Ankara’nın Beynam Köyü’nde doğdu.

Babası o yörenin önemli alimlerinden Börekçizade Ali Kazım Efendiydi.

İlk ve Ortaöğretimini tamamladıktan sonra İstanbul Beyazıt Medresesi’nde müderrislerden Atıf Efendi’den dersler alarak dini yüksek ilimler diplomasını aldı.

25 Kasım 1908’de Ankara Müftüsü oldu.

1911’de Sivrihisar Kaymakamlığını vekâleten yürüttü, 1918 yılında Musile-i Süleymaniye (Büyük müderrislere verilen bir unvan) payesi ile Bursa Müderrisliği kendisine tevcih edildi.

1920'de de her türlü devlet hizmetlerinde güzel işler görenlere iftihar ve imtiyazı mucip olmak üzere çıkarılan "Dördüncü Rütbeden Osmani Nişanı" ile ödüllendirildi.

Ne var ki ülkemiz işgal altındaydı, düşmana karşı savaşanlar ve düşmanla bir olup iş tutanlar vardı.

11 Nisan 1920’de Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliyeciler için Padişah Vahdettin’in buyruğuyla idam fetvasını Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) yazdı Şeyhülislam Dürrizade Abdullah (1867 - 1923 )onadı. Fetvaya göre Kurtuluş Savaşına katılan herkesi halifeye isyan ile suçlandı, bağımsızlıktan yana olanlar din düşmanı olarak ilan edildi.

Fetvaya göre; vatanını, namusunu kurtarmak için varlarını yoklarını ortaya koyanların katli din, yasa, töre vb. bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen bir eylemdir, İslam dinine göre yapılması gerekli olandır.
Yine bu Fetva’ya göre Kuva-yı Milliye aslında Kuva-yı Bağıye yani eşkiya kuvvetleriydi.
Fetva İstanbul’da basılan gazetelerde yayınlandı, Anadolu’nun her tarafına İngiliz konsolosları, İngiliz ve Yunan uçakları, İngiliz torpidoları, Rum ve Ermeni teşkilatları ile Yunan kuvvetleri dahil bütün imkanlarla dağıtıldı.

Bu fetva ve onu izleyen fetvalarla Bab-ı Ali’nin beyannameleri ile halk aldatılarak vatanı kurtarmak için savaşanlara karşı kışkırtılyordu.

Milli Mücadele'de Şeyhülislam Dürrizade’nin fetvasına karşı Mehmet Rifat Börekçi’nin hazırladığı Ankara Fetvası ilan edildi.

Fetva 153 müftü tarafından imzalanarak dağıtıldı. Bunun üzerine 24 Nisan 1920 tarihinde Mehmet Rifat Börekçi padişah imzasıyla Ankara Müftülüğü görevinden alındı ve Divan-ı Harb tarafından Milli Mücadeleye verdiği destekten dolayı idama mahkûm edildi.

Sonuçta Mustafa Kemal Paya önderliğinde ülkemiz düşman işgalinden kurtarıldı.

Fetvayı yazan Mustafa Sabri Kahire’de öldü.

Peki, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah ne oldu?

Hicaz Kralı Şerif Hüseyin’e sığındı ve 1923 yılında orada öldü.

Şerif Hüseyin (1852-1931) 1908 yılında 2. Abdülhamid tarafından Mekke Şerifi olarak atanmıştı. Ne var ki İngilizlerin desteği ile Arapların bağımsızlığı için Osmanlıya karşı ayaklanma başlattı. 1916 yılında kendisini Hicaz Kralı olarak ilan etti.

Mehmet Rifat Börekçi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine duyduğu saygı ve hürmeti şöyle anlatmış:
Ata’nın huzuruna girdiğimde beni ayakta karşılardı. Utanır, ezilir, büzülür, “Paşam beni mahcup ediyorsunuz” dediğim zaman “Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır.” buyururlardı.”

Değerli din alimi Mehmet Rifat Börekçi’nin kabri Ankara Cebeci Asrî Mezarlığı’ndadır.

Saygıyla anıyorum.