Maskeli Balo

Kübra Tanrıverdi

Daha neler neler ve neler diyecekler, filtrelemeyi gereksizce atılan fasılları naraları duymamayı öğreneceğiz elbet öğreneceğiz öğreteceğiz her bir hücremize ..
Dost gitti, silinmez denen iz gitti, gelmez denen mucizeler geldi, kanadı kırık kuşa uçmaz dediler uçtu, koşmaz denen çocuk koştu ve umut her zaman var oldu.
    Farkında olmadan sezgilerimiz bakışımız enerjimiz ve söylemlerimiz ile o kadar baştan inşa ediyoruz ki her şeyi farkında olmak olabilmek ne yazık ki ne hacet.. Neden böyle neden şöyle diye tükettiğimiz hayatın bin de birin de kendimizi gerçekten dinleyerek atılan kaç adımlarımız var bilmiyor farkında olmuyor ve bir günü daha çöp haline dönüştürmeyi biçare başarıyoruz. Oysa Umut denen şu gün de elimizi attığımız her işin hayrı da hücrelerimizde defaatle tekrar eden inancımızdan ileri gelmiyor mu? Geleni gideni pek görmekten acizleniyor sonrasın da ahlar vahlar keşkeler ile ahbaplık kurmayı kendimize layık görüyoruz. Peki ya neden?
    Hayat denen kavgada yarını bugünü dünü bırakıp öylece kalacak mıyız? İdeolojiler içinde nüksettirilen hezeyanlar ile mi sürecek Ömür denen meyl günleri? Bir elin bir eli, bir gözün bir gözü görmekten bir çare kalmayı mı kabul ettireceğiz yaşama. Sevgiden olarak şekle büründürülmeye çalışılan kör gözler olarak mı tüketeceğiz biri nefesi ve o pırıltılı gözleri. O zil elbet çalacak kulaklarımızda, o masa elbet dize dize satır satır yazdıracak umudu, kanaya kanaya sabırla yeşerecek umudun tohumu elbet filizlenecek topraklarında şu nihaye güz gülü. Kısrak atın elbet şahlanacak, kaleminden dökülen satırlar gerçekleşecek, gözlerinden dökülen damlalar koca bir yaşam okyanusu olup yeşertecek yarını, bugünden ne haber dediğin yarının onurunu gururunu peyda edecek avaz avaz çığlıklarla yaşayacaksın pınarlar da, engin denizlerde ve okyanusun batmaz denen titaniği değil evin sahibi yani Poyraz'ı Karayel Lodosu olacak umudun ve sağolsun dediğin gün yüzü aydınlatacak yarınını güzel çocuk, yaşam denen kavgada sakın ola pes etme! Bir günler koca bir yaşamın türküsü olacak ki yeter ki sen kanaya kanaya yaşattığın umudu bırakma olur mu ? Sana gün gelecek kuş olduğun halde balık gibi 100 diyecekler Sen kuş olmanın hakkını verip yaşamayı öğret onlara olur mu. Her ikisinin de bütüne hakka hizmet ettiğini her ikisinin de farklı ve birbirinden ender olduğunu kaleminle yüzlerine vura vura öğret onları olur mu?  Grilerin var olmadığını söyleyene de inanma güzel çocuk,  bir rengin bir diğer rengi var ettiğini tut hatırında. Paletini beğenmeyenler kıranlar kendi içindeki kararıp giden kalplerindeki zehri saçmaya çalışanlar olacak aman ha onlara kulak açma, sen o paletin kırılan camlarından bir bütün oluşturmayı bilirsin ki senin merhemin şifan umuttur niyetindir bunu bilesin. Vicdan yastığınla en yakın olmayı ilke bildiğinden kendine en iyi gelene sahip olmayı hisseden yine sensin. Kimliği belirsiz diye nitelendirilen umutların, bir bunalım mı yahut bir karmaşa mı olduğunu iyi öğreneceksin. Değerliliği anlayacak kalbindir ve inan bana karmaşanın taklit, bunalımın ise seni baştan var edecek olduğunu fark ettiğinde kırılacak o Peyda viranlar hüzmesi ve de müzesi iliklerinde..
    Kiminin, kiminin eteğine tutunup geçtiği yollardan sen inancınla azminle emeğinle kuracaksın yaşam kaleni güzel çocuk. Taksiratlı alayhane bakışlar alacak üzerinde ki sen üzülme, bu senenin yolunun aydınlığı olacağının bir işaretidir, "Gülmeyi asla terk etme."