MASAL KIVAMINDA ERKEKLER

Geçenlerde bir arkadaşımla buluşup sohbet ettik. Her sohbet “nasılsın” la başlar ya, biz de öyle başladık dost yarenliğine. Arkadaşım kinaye dolu bir bakış fırlattıktan sonra “ iyiyim, her zaman ki gibi çalışıyorum, küçük iki yaramaz çocuğu büyütüyorum ve çok yoruluyorum” dedi. Ben de çalışan, iki çocuk büyütmüş bir anne olarak, onun sıkıntılarını, yorgunluğunu çok iyi anladım ve “eşin yardımcı oluyor mu” diye soruverdim.

Sormamam gereken bir soru muydu, bilmiyorum ama biz kadınlar bu konularda sıkıntılarımızı paylaşırız. Benzer sıkıntıları yaşadığımız için de bir birimizi anlar ve dertleşiriz. Arkadaşımın özelliklerini bilirim, birdenbire hiç beklemediğiniz hoş cevaplar verir insana. Eşin ne kadar yardımcı oluyor, sorusuna “erkekler masal kıvamında, bir varmış bir yokmuş” deyiverdi. O güne kadar duyduğum en güzel evli erkek tanımıydı. Ben kahkahalarla gülerken o her zamanki sakinliğini koruyarak sadece gülümsüyordu ve devam etti. “Evin, çocukların bütün yükü bende, eşim sorumluluk alacağını hissettiği anda dışarıda bir iş üretiyor ve hep bitmeyen işlerin sahibi oluyor. Çoğu zaman evde yok, dolayısıyla da bütün işler,çocuk bakımı benim üzerime” dedi.

Arkadaşımın adını koyduğu ‘masal kıvamında erkekler’ daha çok evli ve çocuk sahibi olanlardır. Onlar, ev ve çocukla ilgili sorumluluk almaktan kaçmanın yollarını en çok da “işim var” şekliyle bulup evden uzaklaşırlar. Evde işin çok olduğunu hiç itiraf etmeseler de bilirler.Muhtemelen her gün evden nasıl kaçarım diye plan yaparlar ve genellikle de bir yolunu bulurlar.

 Kadınlar bütün bunları fark eder ama hem iş hayatı hem de ev, çocuk sorumluluğu derken öylesine bitkindirler ki, erkekle didişmeye bile mecalleri yoktur.  Kendince daha kolayını tercih eder ve eşine inanmış gibi yaparak gidişini sessiz sedasız kabullenir.  Asıl curcuna eş gittikten sonra başlayacaktır ve enerjinin buraya harcaması gerekir. Çünkü, çocukların ihtiyaçlarının gidermek, kardeş kavgalarını çözmek, yemek pişirmek, bulaşık yıkamak, evi toparlamak, çocukların sevgi ihtiyacını karşılamak gibi her akşam yapılması gereken küçük ve halledilmesi kolay(!) sorumluluklar, kadına kalır.

Erkeklere de acımak lazım aslında. Anne evinde hiçbir sorumluluk almayan, bu işlerin ‘kadın işi’ olduğunu öğrenen erkekler, kadından daha ağır bir yükün altına girmişlerdir. Zira, çocuk sahibi ve evli olmanın gerçekleri ile, onların o güne kadar öğrendikleri, yaşadıkları gerçekler birbirinden çok farklı.  Bu iki farklı gerçek içlerinde derin bir çatışma yaratıyor olmalı ki, bu çatışmayı alt etmenin en bencil ve kolay yolu evden bir yolunu bulup uzaklaşmakta bulurlar. Daha da kötüsü, kaçmaların yarattığı suçluluk duygusunu karşı tarafı suçlayarak bastırırlar. Hem kel hem fodul, yani.

İster ev hanımı olsun ister çalışan, çocuklarla birlikte bir evin sorumluluğunu taşımak gerçekten yıpratıcı. Hele bir de çalışıyorsanız, durum hem psikolojik hem de bedenen daha da yıpratıcı bir hal alıyor. Çalışan kadın büyük bir haksızlığa uğradığını düşünüyor. Hal böyle olunca, evde çatışmalar da kaçınılmaz oluyor.

Benim gibi eski kültürle yetişmiş bayanlar, bu konuda daha fedakar davranıp bir çok şeyi sineye çekebiliyorlar, ancak yeni kuşak bayanlarla evlenen erkeklerin işinin çok da kolay olmadığını düşünüyorum. Çünkü yeni kuşak bayanlar daha özgür yetişiyor, yani erkeklerin yetişme konforunu onlar da zorluyor.

Birkaç yıl önce, bir erkek arkadaş oğlunu evlendireceğini söylüyor ve oğluna verdiği öğüdü de bizimle paylaşıyordu, “Bak oğlum, dedim. Çalışan kadın bul. Annen gibi hem evine para getirir hem de evin işlerini yapar”. Yaşı epeyce büyük olduğu için bir şey diyememiştim ama kendimi  çalışan bayan olarak çok kötü hissetmiştim. Diğer bayanlardan birkaç itiraz sesi yükselince, beyefendi doğadaki, kuşlardan,aslanlardan,kaplanlardan bahsetmeye başladı. “Doğanın kanunu bu” dedi. Artık dayanamadım “Hocam, bahsettikleriniz hayvandır, bizler aklı, vicdanı olan insanlarız diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum acaba?”

Arkadaşımın masal kıvamında dediği erkekler bu aile ortamlarında büyüyor ve büyütülüyor. Ama o erkek arkadaşımın hesaba katmadığı bir şey vardı; o da, artık kız çocukları eski anlayışla büyütülmüyordu  ya da büyütülmeye çalışılsa bile bu duruma kız çocukları direniyorlar. Yeni nesil olarak büyüyen hiçbir bayan o erkek arkadaşın eşi gibi davranmayacaktır. Kaldı ki dışarıda çalışmayan bayanlar bile evliliğin getirdiği sorumlulukları, bir önceki nesil gibi, tek başlarına üstlenmek istemiyorlar.

Çalışan bayanlarla evlenmeye karar veren erkeklerin bu durumu bilmelerinde ve kendilerini buna göre ayarlamalarında yarar var.  Masal kıvamında erkek olmak gittikçe zorlaşıyor, haberiniz olsun…