LÜZUMSUZ BİLGİLER

Tuncer Altunbulak

Bir hafta önceydi, trenle kadıköye giderken genç  bir çiftin hüzün verici kavgalarına şahit oldum. Bu kötü kavgadan yüzlerce insanın içinden en çok kötü anlamda yanlarındaki 7-8 yaşlarındaki küçük kız etkilendi. Çocuklarının yaptıkları kavgadan etkileneceğini hiç düşünmemiştiler. Bu tür mantık içinde olan yüzlerce aile var. Bu ülkede bu ailelerin bunun farkında olabilecek ne bir eğitimleri ne de bir mantıkları vardır. Cahil bir kadınla boş kafalı bir adamın kavgaları sırasında çocuk hangisinin yanında olabileceğini bir türlü bilemedi. Hangisinin eteğini tuttuysa o çocuğu iteledi, şaşırmış kalmış bu dünya güzeli küçük kız. Kompartmanda bulunan herkesi yüreğinden yaraladı. Bu kız çocuğunun yerinde olmak asla istemezdim, yine de anne hem adama laf yetiştiriyor hem de çocuğun başını okşuyordu. Erkeğin beynini, kafasını cahillik resmen kör etmişti, çocuğunun varlığını bile unutmuştu. Matadorla dövüşen İspanyol boğaları gibiydi. Sık sık eşine klasik olan ne zaman o annenin yanına gitsen çıldırıyorsun, bütün bu kötülükler o annenin başının altından çıkıyor, sıkışınca türk erkekleri eşlerini hep böyle suçlarlar. Bu çocuğu 1 haftadır bir türlü unutamıyorum. Filler güreşir, çimenler ezilir derler ya aynısı oldu. O kızın kesin psikolojisi bozulmuştur, bilgisiz, beceriksiz aileleri yüzünden psikolojileri bozulan milyonlarca çocuk var bu ülkede. Bu çocukların asla sağlıklı insanlar olacağına kimse inanmaz. O kızın hemen bir hastaneye gidip tedavi görmesi gerekirdi çünkü örsle çekiç arasında kalmış tırpan gibiydi. Bu aile, çocuklarını mutsuz ettiği gibi kompartmandaki insanları da rahatsız ettiklerinin bilincinde değildiler. Bazı yolcuların "yapmayın, etmeyin bu yaptığınız yanlış çocuğu da sıkıntıya sokuyorsunuz" demelerine asla aldırış etmediler. Kendilerini resmen unutmuştular, cahillik böyledir. Her şeye rağmen yine de onlara müdahele etmediğim için çok mutsuzum ve ilk defa üç maymunu oynadım. Bu olayı siz okurlarımla paylaşmamım nedeni biraz da bundandır. Kendimi rahatlatmak içindir, sadi şirazi insanı anlatırken insan bir damla kan ve binlerce endişeden ibarettir der, bu bir damla kanla yüzlerce endişe olan aile Maltepe dolaylarında trenden indiler. Trende kimisi onlara aşağılayıcı gözlerle baktılar, kimisi cahil diyip geçtiler. Ben şahsen kısa olan evliliklerini nasıl yürüttüklerini çok merak ettim. Sağlıksız bir çocukluk yaşadıkları ortadaydı. Hangi yaşta olursak olalım, ne iş yaparsak yapalım, nerde yaşarsak yaşayalım geçmişimiz özellikle de çocukluğumuz peşimizi asla bırakmaz ve olmayacak zamanlarda karşımıza çıkar. Bunun böyle olduğunu kendimden biliyorum. Bu olaya benzer bir olay iki gün önce bir pastanede yaşadım. Bir arkadaşımla gittiğim pastanede çalışan elindeki telefondan Ruhisu'nun bir türküsünü dinliyordu. Çocuktan hafif sesini açmasını rica ettim, çocuk da açtı sağolsun. Bir iki saniye geçmemişti ki yan masada oturan iki kişiden birisi sinirli sinirli "kapa ulan o müziği cenaze marşı mı dinleyeceğiz" dedi. Çocuk biraz ağırdan alınca adam çocuğun üzerine yürüdü, araya ben girdim, bu defa da bana dikildi "saçınız sakalınız yerinde ama müzik kültürünüz sıfır karga sesli bu adamın neyini dinliyorsunuz?" dedi. Sonra baktık olmuyor ayrıldık ordan. Herkes için söylemiyorum tabi ama misafirinin yanında fikrini söyledi diye çocuğunu döven, kaçan kızını evlatlıktan reddeden, istediği yemeği yapmadığı için eşini döven, aşağılayan yüzlerce görgüsüz bilgisiz adamlar var... 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.