“KUCAKLAYICI” OLMAK...!

İsmail Kadı

16 Nisan yaklaştıkça referandum her yerde konuşulmaya başlandı.

Cuma günü evden çıktım tanıdık pek çok insanla sokakta ayaküstü sohbet etme imkanım oldu.

Çok sayıda seçim gördüm, ilk defa “hayır”cılar bu denli referandumu yakın takibe aldığına tanık oldum.

Öyle ki, sohbet ettiğim insanların bir bölümü “acaba sandığa hile-hurda karışır mı”?  kaygısını taşıyor.

Tabi ki, vatandaşın bu tedirginliğini gidermek devleti yönetenlerin asli görevi olmalı.

Bir başka yerde konuşulan sohbette şöyle bir konu geçti.

Bazı insanlara önceden telefon ediliyor, kamuoyu araştırma şirketinden olduklarını söyleniyor, referandumda insanların tercihleri soruluyor, istenilen cevap alınmayınca askıya çıkan listelerde isimlerini bulamadıklarını ifade ediyorlar.

Tabiki bu durum psikolojik baskıyı beraberinde getiriyor.

İnsanlar herşeyden kuşku duyar hale getirildi.

Öyle ki, bazı konular pek çok insanda  huzursuzluk  yaratıyor.

Bir dönem tartışmalı milletvekilliği yapan eski Rize Belediye Başkanı Şevki Yılmaz akla, mantığa sığmayacak sözler sarf etmeyi sürdürüyor.

Referandum için dini hadisten söz ediyor.

Bu nasıl bir din istismarıdır...!

Başka birisi böyle bir ifadeyi kullanmış olsa savcılar hemen devreye girerdi.

Bu pazar günü 26 şubat tarihinde seçim listeleri askıdan indirilecek.

Listelerde ismi olmayan insanlar seçim kuruluna başvuruda bulunmayı ihmal etmesin.

Bu seçimler çoğulcu parlementer demokrasi için çok önemli bir dönemeçtir.

16 Nisan’da yapılacak olan seçimlerde siyasi partiler yarışmayacak...!

Bu yarıştan çıkacak olan sonuç iktidar partisini değiştirmeyecek.

Cumhurbaşkanı da değişmeyecek o yüzden hiç kimse bu yarışı siyasi partiler arasındaki yarış olarak görmesin.

1982 anayasası darbeciler tarafından yapıldığı için çok fazla eleştiri almıştı.

35 yıldır darbecilerin yapmış olduğu anayasanın pek çok maddesi değiştirildi.

Ancak bugün içeriğini tartışmaya bile fırsat verilmeyen bir anayasayı önümüze koydular.

Tek kişinin herşeyi belirlediği tüm yetkileri kendi üzerine topladığı bir anayasayı bu toplumun kabul etmesi neleri getirip neleri götüreceğini mutlaka öğrenmeliyiz...!

Bizden demokratik haklarımızdan, özgürlüklerimizden vazgeçmemiz isteniyor.

Bu yüzden “hayır” demek herkesin hayrınadır...!

Hayır denilince sadece hayırcılar kazanmış olmayacak, evetçilerde kaybetmiş sayılmayacak.

Gelecek için, çocuklarımız için lütfen herkes nasıl bir anayasa değişikliği yapıldığını araştırsın, okusun, tercihini ona göre kullansın...

Aksi halde inatlaşarak kazandığımızı zannettiğimiz bir anayasada neler kaybettiğimizi zaman içerisinde yaşayarak görürüz.

O zaman iş işten geçmiş olur.

Telafisi de imkansız olur...!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.