İki dudak arası…

 

İnsan yaşamını derinden etkileyecek bazı olayların, etkili ve yetkili isimlerin iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı olması, çok kabul edilebilir durum değil.

Ama, ülkemizdeki yaşamın önemli gerçeklerinden biri…

Kocaeli Üniversitesi’nin önümüzdeki 4 yılının başarılı ya da başarısız geçecek olması da, yine iki dudak arasına sıkışan tercihe göre netleşecek.

Gelecek döneme damgasını vuracak olan rektörün atanması, bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı makamında oturan kişinin iki dudağı arasından çıkacak tarife bağlı.

Koca bilim insanları seçime giriyor, yüzlerce öğretim üyesi onları destekliyor ama o iki dudak arasından çıkacak ifadeler hepsinin üzerinde etkili olabiliyor.

Bunun da adına ‘’demokrasi’’ deniliyor…

Bu bilim insanları, öncelikle YÖK’ün iki dudağı arasından çıkan sıralamaya girecek, ardından da Cumhurbaşkanlığı makamındaki kişinin iki dudağı arasından çıkacak sözcüklerin, onayın insafına terk ediliyor.

Pes doğrusu…

Peki, şimdiki durumda neler oldu ona bakalım…

Rektörlük seçimlerinde ilk 6’da yer alan adaylar YÖK’e gönderildi. İlk 6'ya giren Prof. Dr. Başar Çolak mülakata katılmayacağını söylemiş ve bunu da yetkililere yazılı olarak bildirmiş, ardından da diğer 5 aday mülakata girip projelerini anlattı.

Ama, asıl gariplik bundan sonra yaşandı. Dedim ya, koskoca bilim insanlarının geleceği, kriteri olmayan bir değerlendirmeyle iki dudak arasından çıkacak sözcüklerin insafına terk edilmiş durumda.

YÖK Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı makamına göndereceği üç adayı belirlerken, biraz da vitrin yapmaya özen göstermiş. Çünkü, seçimlerde birinci olan Prof. Dr. Sadettin Hülagü ile ikinci olan  Prof. Dr. Ali Demirci, YÖK’ün mülakatına katılarak, yani prosedürü tamamlayarak köşke gönderilen listeye girmeye hak kazandı. Ama, seçimden üçüncü çıkmasına rağmen ‘’YÖK mülakatına girmeyen’’ Prof. Dr. Başar Çolak da, Cumhurbaşkanlığı makamına sunulan listede yer aldı.

Seçim çalışmaları sırasında 'Seçimden ilk çıkan isim rektör olsun, diğer adaylar mülakata gitmesin. Ben gitmeyeceğim" diyen Prof. Dr. Başar Çolak'ın isminin Cumhurbaşkanı'na sunulması, belli ki ‘’demokratlık vitrini’’ için önemsenmiş.

Yani, iki dudak arasından çıkan sözlerin etkisini ifade eden somut örnek olmuş. Koca koca bilim insanlarını iki dudağı arasına sıkıştıran kişi, anlayış ve de sisteme, neyse…

Bir de, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tasarruflarına ilişkin alınan kararların çıktığı iki dudak arası var ki, sormayın gitsin.

O dudakların arasından, bugünlerde alkollü mekanlara ilişkin beklenen tutumu ifade eden sözler çıkıyor. Mümkün olduğu kadar, kenti alkolden arındırmayı amaçlayan yaklaşım, alkol ruhsatı bulunan yerleri ıslah etmek için her yolu deniyor.

Büyükşehir Belediye Meclisi’nin son toplantısında, İzmit Marinası’ndaki (balık lokantaları, tekneler ve yelken kulübü hariç) tek alkollü mekan olan Antik Pub, artık kafeterya ve çay bahçesi olarak çalışacak. Daha önce ihaleyle özel sektöre kiralanan bu mekan, şimdilerde belediye iştirakı olan Sekapark A.Ş.'ye 10 yıllığına devredildi. Hem de, CHP ve MHP’li üyelerin muhalefet şerhine rağmen. Yani, AKP’li meclis üyelerinin çoğunluk oylarıyla.

İki dudak açıldı, uygun zamanı kollayıp konuştu ve neredeyse nüfusun yarısının tercihi olan bir yaşam biçimine yine müdahale edildi.

İşte, halka ileri demokrasi diye yutturmaya çalıştıkları gerçek bu…