HEP AYNI TERANE

Fatoş Özut Kırtay

Okullar açılıyor.

Ama açılmadan sorunlar başladı...

Her sene , okullar açıldıktan sonraki iki hafta , bir vaveyladır gider...

Veliler şikayetlerine başlar.

Haksız yere değildir bu şikayetler.

O kadar çok sorun var ki , çözüme kavuşturulmayan...

Var olan olumsuzluklar düzeltilse, bu şikayetler olmayacak.

Ama maalesef , düzelen hiçbir şey yok.

Aynı tas aynı hamam...

Okullarda sınıf mevcudu olması gerekenin çok üstünde bir sayıda.

45-46 kişilik sınıf mevcudu.

Bu kalabalık sınıflarda eğitim nasıl verilir?

Öğretmen nasıl iletişim kurabilir?

Nasıl mutlu, huzurlu olunabilir?

Ayrıca kayıt esnasında alınan yardım parası konuşuluyor her sene olduğu gibi.

Öğretmen seçme denilen bir sistem var ve bu ücret karşılığında oluyor yıllardır.

Önüne geçilemiyor.

MEB yardımı olmadığı için bu şekilde okula yardım adı altında dile getiriliyor.

Mutlukent yerleşkesi gibi sözde seçkin bir bölge denilen yerde bunlar olurken, diğer bölgeleri düşünemiyorum.

Bu öğretmen seçme ne demektir? 

MEB ve okul müdürleri bunu bir açıklasın lütfen!

'Parasız devlet okullarında, parası olmayan okuyamaz' sonucu çıkıyor.

Olmamalı, olamaz böyle bir uygulama!

Bununla da bitmiyor sorunlar ve kaos...

Servis ücretleri astronomik yükseklikte.

Okul önleri servis aracından geçilmiyor.

Ayrıca okul önlerindeki yolların güvensizliği ki belediyeler bu elzem sorunu niçin çözmüyorlar?

Anlamaya çalışmak bile zor!

Düzelene dek yazmamız, biz yerel yazarların boynunun borcu.

Bir çocuğumuzun bile kılına zarar gelmesini önlemeye çalışıyoruz.

Belki düzelir umuduyla yazıp duruyoruz.

Umarım düzelecek!

Diğer sorun , okul servisleri...

Veliler, servis ücretlerinin oldukça fahiş olmasından yakınıyorlar.

Bir kilometre yol mesafesi için, 160 tan başlayan ücretler isteniyormuş.

Hatta bir veliye başka, diğer veliye başka söyleniyormuş servis ücreti.

Neye göre yapılıyor bu ücretlendirme?

Ayşe 'ye 160, Fatma'ya 180 lira farkı neden?

Amiyane tabirle, veli yolunacak kaz yerine konuluyor.

Nasıl olsa vermek zorunda, mecbur diye düşünüp, fırsatçılık yapıyorlar.

Serbest piyasa denilen bu emperyalist soygunun önüne geçilmesi gerekiyor.

Her sektörde bu var ve mağdur olanlar sadece vatandaşlar.

Ayrıca, okullarda onca servisin ne işi var?

Yakın çevreden gelen öğrencilerden daha çok, uzak bölgelerden öğrenci kaydı var.

Hemen itirazlara başlar sayın okul idareleri amma görünen köy kılavuz istemez!

Kayıt parası alınmıyor diyorsunuz, veli para ödediğini beyan ediyor.

Uzak bölgelerden öğrenci kaydı almıyoruz diyorsunuz, okul önleri servis araçlarından geçilmiyor.

Velileri dinleyince onlara da hak veriyorsunuz.

Her ebeveyn çocuklarının iyi eğitim almasını istiyor, bunun için adres göstermek uğruna dünya masraf yapıyorlar.

Etik mi? Degil?

Eğitim sistemimiz yap-boz tahtasına dönüştürüldüğünden , illegal yöntemlere başvurmak zorunda kalıyorlar.

Diğer bir çözümsüzlük de , destek kitap takviyesi ihtiyacının var olması.

Okul kitaplarının yetersizliği, tamamıyle verilen kitapların  yetersizliğinden kaynaklanıyor

Öğretmenler de bu boşluğu gördükleri için zaruri olarak destek kitap aldırıyorlar.

Veliler buna itiraz ediyor ancak fatura yine öğretmenlere kesiliyor.

Oysa ki veliler, destek kitap alınma nedenine ve bu kitapların oldukça fahiş fiyatlarına tepki veriyorlar.

Kitap içerikleri neden düzeltilmiyor?

Birilerine rant sağlamak için olduğu düşüncesi çıkıyor sonuca bakınca.

150-200 TL lira sadece bir kitabın fiyatı!

Bu fiyatları denetleyen niçin yok?

Al takke ver külah, Ali Cengiz oyunuyla zarar gören, mağdur olan hep vatandaş, hep vatandaş...

Şikâyet halinde, öğretmenlere soruşturma açmayın efendim.

Bu kitapları anormal fiyatlara satanların cezasını kesin!

Satılmasına izin vermeyin, satanları caydırıcı cezalarla engelleyin.

Kırtasiye ve kitapçılar da sezonluk esnaf fırsatçılığında, velileri soymak için yamyam misali davranıyorlar.

Müdahale edin.

Deli Dumrul zamlarıyla , halkın beli iyice büzüldü, yazıktır, günahtır!

Servis şoförleri, veliyi ganimet gören korsan!

Kitap satıcıları keza ona denk fırsatçı!

İddialara göre, bazı okul idareleri de bu güruha dahiller!

Oh! Ne âlâ memleket!

Herkes köpeksiz köy bellemiş memleketi, değneğini savura savura geziyor.

Sayın Milli eğitim bakanlığı...

Sayın okul idareleri...

Sayın servis araçlarından sorumlu ulaşım yetkilileri...

Sayın kırtasiye ve kitapçılar...

Sayın trafikten sorumlu yerel ulaşım yetkinleri...

Artık gerekeni adilane yapın!

Bu ülke hepimizin ve biz bir olunca millet olup ilerleriz.

Geleceğimiz olan çocuklarımız, ne kadar başarılı olursa o kadar güçleniriz.

Birbirimize nasıl kazık atarız diye düşünüp, davranırken bir çukur açtığınızın farkına varmalısınız.

Bana ne demeden önce bil ki, o çukur büyürse sizler de düşeceksiniz...

Umarım, güzel günler göreceğiz ve bizler de hep güzel yazılar yazacağız bundan sonra...
 

Umutlu günler diyemiyorum artık...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.