Hastane kurmak insanlıksa Tuncay Özilhan insan mıdır?

Aktan Uslu

“Daha dün öğrendik Kod 29’dan atıldığımızı. Biz daha yeni bir şeylere umut bağlamışken bizleri umutsuzluğa bağlıyorlar. Sadece direnişimizde bunları görebiliyoruz. Direne direne kazanacağımızı da biliyoruz. Patronların eline bir koz geçmiş, bu kozu bizlere, tüm halkımıza karşı kullanıyorlar. Bugün benim başıma gelen yarın çoğunun başına gelebilir”

 

Şeymanur Kılıçlı

 

Yenimahalle/Çayırova sakini direnişçi işçi

 

Migros Depo direnişinin 52’nci günündeki açıklamasından..

 

https://www.gebzehaber.net/cayirovali-migros-direniscisi-seymanurun-evine-haciz-geldi

 

**

 

Çayırova’nın Şekerpınar Mahallesi’ndeki Baldur grevine en son 12 Şubat’ta, DİSK’in 54’ncü kuruluş yıldönümü etkinliğinde konuk olmuştum.

 

Migros Depo direnişine ise en son 27 Ocak’ta DİSK BMİS Gebze 1 No’lu Şube’nin destek ziyaretinde.

 

Uzunca bir aradan sonra niyet CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlı Aka’nın ziyareti esnasında gelmekti. KESK Eşgenel Başkanı Aysun Gezen ve KESK heyetinin ziyaretine kısmet olmuş oldu.

 

Aka’nın programı partisinin genel merkezinin Ankara’ya ani çağrısından ötürü iptal edildi. Ertelenmiş de olabilir.

 

**

Migros Depo’da aylar önce gündeme kadın emekçilere taciz ile birlikte depodan marketlere sağlıksız ürün sevki gibi hayli ciddi iki iddia gelmişti.

 

Eski alışkanlık..

 

Her iki iddiaya Koç Grubu’nun kayıtsız kaldığını yazmıştım ancak yorumu yazdığım gün Koç Grubu’nun PR’ firması tarafından arandım.

 

Migros’un yarı hissesinden fazlasının yıllar önce yabancı sermayeye satıldığına dair bilgilendirmede bulunuldu. Yanılmıyorsam Koç Grubu’nun hiç hissesi kalmadı. Kalsa da yorum için çok anlam ifade etmiyor.

 

 

Yabancı sermaye konusunda birçok konu uzmanını dinleyerek kanaatim şudur:

 

Yere göğe sığdırılamayan yabancı sermayenin bir iki istisna hariç ülkemizde yatırım yaptığı falan yok.

 

Kent Gıda… Mars Lojistik… HSK… örneklerinde yaşandığı gibi var olan ve para kazanan yerli sermayeye sıfır riskle, ucuz işçilik ve sendikal örgütlenmenin önündeki engellerden sebep..

 

Bu gidişat, kendi çapında bir yurtsever olarak şahsımı endişelendirirken ülkemizde yerli sermayenin öyle bir kaygısı yok.

 

Girin sitelerine…

 

Yabancı sermayeye satışlarını, “Büyüdük” diye duyuruyorlar.

 

Sermayenin dininin imanının yanı sıra vatanının olmadığının da adeta bir göstergesi.

 

**

Migros Depo’da Tuncay Özilhan’ın başında olduğu Anadolu Grubu var.

 

İşçilerin çalıştığı taşeron firmanın Us – Grup’un sahibinin Migros mağazalarında örgütlü Tez Koop-İş’in eski genel başkan yardımcılarından Veysel Cingöz’e ait olması, aslında bir tanımla sözün bittiği yerdir.

 

Ancak yorumun başlığındaki sorunun bir muhatabı da Veysel Cingöz’dür.

 

Ben daha medyatik olduğu için Tuncay Özilhan’ı başlığa çektim.

 

Yorumun finalinde tekrarlayacağım aleni sorum, tanık olduklarım üzerinden şudur;

 

Gerek Özilhan gerek Cingöz’e baktığınızda iki kolu bacağı vesair diğer organları ile birlikte şekil olarak insana benzedikleri, insanı andırdıkları doğrudur.

 

Ama görünüş aldatıcıdır bazen.

 

Tuncay Özilhan ve Mustafa Cingöz, insan mıdır?

 

**

 

 

Anadolu Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan malum..

 

Gebze İlçesi sınırları içindeki John Hopkins isminin de kullanıldığı Anadolu Sağlık Merkezi – ASM’nin de o veya bu oranda sahibidir.

 

Hastanenin özel bir hastane olması, dar gelirlilerin hastanenin varsa kotası onun haricinde hastaneden hizmet alamaması, orta gelir grubunun zaman zaman tercih edebildiği bir hastane olması, varsıllara hizmet veriyor olması gibi bildik yanları bir tarafa..

 

Parası ve hatta çok parasıyla dahi olsa, meseleye insani boyutta bakınca insan hayatını kurtarmaya, uzatmaya, hastalığına çözüm olmaya çalışma gibi özellikleri mevcut.

 

Hele ki kanser tedavisinde bildiğim kadarıyla özellikle Ortadoğu’da nam yapmış, dünya markası olmuş veya olmaya çalışan bir hastane.

 

ASM’yi merkeze alıp, insanlığa bu hizmetinden ötürü Tuncay Özilhan’a insan demek mümkün mü?

 

Üstelik hastane de vakıf hastanesi..

 

Ama Migros Depo direnişinden de açığa çıktı ki

 

Gerek Tuncay Özilhan gerek Veysel Cingöz..

 

Parayı bir tarafa koyuyorum ve sokak ağzıyla, klasik, racon keserek soruyorum:

 

O depoda çalışan kadına yönelik taciz iddiaları var. Şimdiye kadar suskun kalarak adeta doğruladınız.

 

O depoda veya başka bir yerde eşiniz, kızınız, anneniz, “Tacize uğradım” derse de aynı tutumu alır mı idiniz?

 

Ama endişe etmeyin..

 

Öyle bir durumda size rağmen, tacize uğrayan kadının yanında yer alan insanlar var. Onlara da sahip çıkarlar.

 

Patronu olduğu yerde çalışan kadın “Taciz vaaar” dediğinde seyirci kalıp kamuoyuna iki satır lütfetmeyen gerek Özilhan gerekse Cingöz’ün böyle bir soruyu hak ettiğini ısrarla savunmaktayım.

 

**

Öte yandan..

 

Direnişin 51’nci gününde 23 işçinin işine Kod 29’dan son verildi.

 

O şekilde işten atmanın ne içerdiği malum..

 

Covid sürecindeyiz.

 

Sendikal örgütlülük sonrası aylık bin bilmem kaç yüz kusür lira ile geçinmeye mecbur bırakılarak ıslah etmeye çalıştığınız işçileri şimdi de o şekilde kovdunuz.

 

Soru açık, net aleni…

 

Tuncay Özilhan… Veysel Cingöz…

 

İnsan mısınız?