Araştırma, International Journal for Educational and Vocational Guidance dergisinde yayımlandı.
ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ VE ARTAN KARİYER KAYGISI
Günümüzün hızlı değişen iş dünyası, özellikle üniversite öğrencileri için geleceğe dair belirsizlikleri ve kariyer kaygısını artırıyor.
Araştırma, 312 lisans öğrencisiyle yapılan analizlere dayanarak, kariyer kaygısının öğrencilerin yaşam doyumunu azalttığını, ancak bu etkinin öz yeterlilik ve yaşam anlamı kavramlarıyla dengelenebileceğini ortaya koydu. Çalışma, “ne olacağım” sorusunun gençler üzerindeki psikolojik yükünü bilimsel verilerle ele alarak, kariyer rehberliği süreçlerinde bireyin içsel kaynaklarına odaklanmanın önemini vurguladı.
ANLAM ARAYIŞI VE ÖZ YETERLİLİK: İYİ OLUŞUN TEMELİ
Elde edilen sonuçlara göre, Kariyer kaygısı arttıkça bireyin yaşam anlamı algısı zayıflıyor.
Anlamlı bir yaşam sürdürdüğünü düşünen gençlerin yaşam doyumu güçleniyor.
Kariyer kararlarında öz yeterliliği yüksek olan gençler, yüksek kariyer kaygısı ve düşük yaşam anlamlılığı arasındaki bağı hafifleten bir “dengeleyici” rol üstleniyor.
Yani, kendine güvenen öğrenciler, geleceğe dair kaygı yaşasalar bile yaşamdan anlam çıkarma, yaşam doyumu ve psikolojik dayanıklılık gösterme konusunda daha başarılı oluyor. Bu bulgu hem üniversitelerdeki kariyer merkezleri hem de psikolojik danışmanlık birimleri için önleyici destek modelleri geliştirme açısından büyük önem taşıyor.
GTÜ’DE GENÇLER İÇİN BİLİMLE GÜÇLENEN FARKINDALIK
GTÜ, gençlerin akademik başarısının ötesinde yaşam becerilerini, psikolojik dayanıklılıklarını, öz yeterliliklerini ve farkındalıklarını güçlendirmeyi amaçlayan projelere öncülük ediyor. Bu çalışma, GTÜ’nün “öğrenciyi bütünsel bir birey olarak güçlendirme” yaklaşımının bilimsel bir yansıması niteliğinde.
Üniversite yaşamının yalnızca meslek edinme değil, anlam bulma ve kendini gerçekleştirme süreci olduğunu vurgulayan araştırma, gençlere “kaygının değil, anlamın yön verdiği bir gelecek” perspektifi kazandırıyor.