Geriye dönük tahsilatın hukukta yeri yok

CHP’li Avukat Recep Dursun, Hürriyet’teki toplantıda halkı geri adım atmadan mücadeleyi sürdürmeye davet ederken hukukçuluğunu da konuşturdu: Geriye dönük tahsilatın hukukta yeri yok

 

‘Ben senden faiz, fark, geç ödemenin bedelini isteyeceğim.’

Hukukçu kimliğimle de ve hukuka dayanarak, böyle bir hakkı yok. Kanun şunu söylüyor: ‘Ana borç bitmişse, fevri niteliğinde olan faiz borcu da kapanır. Belediye senin son ödeme taksitine, ‘Faiz alacağımız bakidir’ diye itiraz kaydı koymamışsa artık senden faiz isteyemez. Belediyenin böyle bir faiz talep etme hakkı yok.”

Belediye de hukukun bu detayını bildiğinden talep ederken, ‘Faiz tahakkuku’ demiyor: ‘Senin o dönemde ödediğin para şu kadar metrekareye tekabül ediyor. Aradaki fark, şu kadar metrekare. Bugün de o kadar metrekarenin bedelini ödeyeceksin’ diyor.

 

AKP modeli “Yeni Türkiye”de en çok tartışılan kurum ve oluşumların başında adalet gelirken AKP’li Zinnur Büyükgöz başkanlığındaki Gebze Belediyesi’nin 1980-1990’lı yıllarda belediyeye tapu borcunu ödeyen ama geç ödeyen vatandaşlara yönelik yeni tahsilat girişimi kafaları karıştırdı. CHP’li Avukat Recep Dursun, Hürriyet’teki toplantıda halkı geri adım atmadan mücadeleyi sürdürmeye davet ederken hukukçuluğunu da konuşturdu ve yukarıdaki ifadeleri kullandı.

HÜRRİYET KAYNIYOR. BÜYÜKGÖZ

SUSKUNLUĞUNU HALA KORUYOR

Öte yandan dün akşamki toplantıya dair sitemizde bu ana kadar dört haber yayınlandı. Bu beşinci ve son haber olacak. Başkan Büyükgöz’ün konuya dair henüz yazılı da olsa açıklamada bulunmadı, yazılı açıklamada bulunup bulunmayacağı ve basın toplantısı düzenleyip düzenlemeyeceği bilinmiyor.

SON BASIN TOPLANTISI

25 NİSAN 2019’DAYDI

 

Bilindiği üzere Büyükgöz geçtiğimiz aylarda geride kalan bir yılını değerlendiren genel bir toplantı düzenlemiş, gerek pandemi koşulları gerekse katılımcı yoğunluğundan ötürü basına soru hakkı tanınmamış ve yetkililer tarafından, “Başkan Büyükgöz yakında basın toplantısı düzenleyecek” denmişti ama Büyükgöz, 25 Nisan 2019 gününden bu yana, yaklaşık 20 aydır basın toplantısı da düzenlemiyor. Öte yandan Hürriyet’teki toplantıda Dursun ayrıca şunları kaydetti:

ŞİMDİ DE 2021 SONUNA ÖTELEDİ

 

“Biz yeni seçilen belediye yönetiminden sorunların çözülmesini bekleyip verilen sözlere mutabık kalınmasını bekledik. Üzerinden 19 ay geçti. Kendisinin söylediği bir şey vardı: ‘Ben şehir mühendisiyim. Türkiye’nin sayılı şehir plancılarından biriyim.’

Adaylığının kesinleşmesinin ardından, ‘Önce tapu sonra yapı’ dedi.

2019’un sonuna kadar planlamanın bitirileceğini söyledi. 2020’nin haziran ayına sarkacağını söyledi. Şimdi stratejik plana göre; 2021 sonuna doğru planlamayı bitirebileceğini söylüyor.

Planlamayı bir tarafa bırakalım. Tapu veriliyor ama hangi şartlarda veriliyor, bunu iyi görmek lazım.

Bir şehir plancısının 30 bin insanın yaşadığı yerde mağduriyeti ortadan kaldıracak, hak sahipliğini tapuya dönüştürecek; adalet ve vicdan terazisini ölçülü tutarak yerine getireceği düşüncesindeydik. Ama gördüğümüz manzara öyle değil.

Parası olan, peşin yatırdı, aldı.

Bu bölgede asgari ücretin altında geliri olan; yoksul, işsiz ve gerçekten de hayata tutunmaya çalışan insanlar var. Bölgenin insanları en düşük bedel olarak açığa çıkan, 60 ay süreli, 2 bin – 2 bin 500 TL tutarındaki aylık taksit bedelini ödeyebilecek durumda değil.

Belirtilen bedeller; bu iki mahalledeki vatandaşımızın ekonomik ve sosyal durumlarına uygun bedeller değil.

 

İŞGALCİ OLMADIKLARINI

DEVLET KABUL ETTİ

 

Biz baştan ne söyledik: Sosyal statüsü ne olursa olsun bu bölgede yaşayan herkes,  2B hak sahipliği belgesi olsun ya da hiçbir şey olmasın, 30 yıl boyunca hayata tırnaklarıyla tutunmaya çalışan, burada barınan ve barınma hakkı olan herkes hak sahibidir. Bütün siyasetçiler de bizim bu dilimizi kullanmaya başladılar. ‘İşgalci’ tanımlamasından vazgeçip hak sahibi olduğunuzu kabul ettiler. Devlet de kabul etti, herkes kabul ediyor.

İPOTEKLİ OLSUN. TAPULARI OLSUN!

‘O zaman hak sahipliğine uygun bir çözüm bulun. Bedelini ödemiş olanlara bedelsiz, bedelini kısmen ödemiş veya hiç ödememiş olana da emlak beyan değeri üzerinden satışla tapularını verin. Ama bu bedelleri peşin ödeme şansı/imkânı olmayan mahalle halkımıza tapularını peşin verin. Geri kalan ödemelerinde taksitlendirmeyi faizsiz yapın. Ama tapularını da, taksit ödemeleri bitene kadar alacaklı olarak ipotek koyun. Vatandaş tapusuna kavuşsun’ dedik.

Çünkü belediyenin planlamasını yani ikinci aşamadaki yerinde dönüşümü hızlandırmak için dedik. Çünkü ikinci aşamaya geçmek için herkesin tapusunun eşitlenmesi, tapu sorununun tamamen çözülmesi gerekir. 

YÜZDE 85’İNİN TAPU ALMA ŞANSI YOK

Gelinen aşamada; bu bölgede yaşayan ve ekonomik durumu iyi olan 150 - 200 aile peşin ödemeyle tapusunu aldı. Geri kalan bir kısmı; tapu tahsis belgesinin ederinin tamamını ödemiş olanlar tapularını almaya başladı. Her iki kesim bu iki mahallede yaşayan kitlenin yüzde 15’ine tekabül ediyor. Yani yüzde 85’inin tapu alma şansı hala yok.

Mahalle sakinleri beni arayıp, ‘Tapu almak için başvuralım mı?’ diye soruyor… Belediye bir ticarethane değil. Sizleri müşteri olarak göremez. Alım ve ekonomik gücünüze göre hakkaniyetli, uygun bir bedelin belirlenmesi lazım.  Maalesef, ‘350 ile 490 TL arası’ diyorlar ama daha çok 420 – 490 TL civarı rakamlar olduğunu duyuyoruz.

SÖZLEŞMEYİ ALMADILAR

Vatandaş başvurup başvurmamayı bana sorarak beni vicdanen töhmet altında bırakıyor. Ben, müracaat edin de, etmeyin de demem: Ekonomik durumunuz, belediyenin belirleyeceği taksit tutarını ödeme gücünüz var mı? Vatandaşın neredeyse tamamı –özetle- ödeyecek gücünün olmadığını söylüyor. O zaman ben, ‘Müracaat edin’ diyemem ki. Müracaat eden vatandaşların bir kısmı ödeyemeyeceğini belirterek sözleşme imzalamadı ve tapuyu alamadı. Bu sebeplerden ötürü daha işin başında, bu belediye yönetim dönemi itibariyle 1.5 – 2 yıllık süreçte iki mahallenin sakinlerinin yarısı, tapu edinme hakkından elendi.

KİMSENİN AKLINA GELMEYEN

BÜYÜKGÖZ’ÜN AKLINA GELDİ

Diğer taraftan; elinde tapu tahsis belgesi olanlara yönelik olarak belediyemizin yapmış olduğu taksitlendirmeler var, taahhüt senetleri var. Zamanı geç de olsa, tamamını ödemiş olanlar var. Belediye burayı bir kazanç kapısı olarak görmeye başladı. Üzerinden 6-7 dönem geçti. Hiçbir belediye başkanının aklına gelmedi! Türkiye’nin, ‘En iyi şehir plancısı’nın aklına geldi: ‘Ben senden faiz, fark, geç ödemenin bedelini isteyeceğim.’

Geç ödeme bedelinde öyle bir fiyat ortaya çıkartıyor ki satış bedelinin neredeyse yarısına yaklaşıyor. Bu yaklaşım vicdani ve ahlaki değildir.

 

BORCU ÖDEMEK İÇİN İKİ MAHALLEYE SIĞINDI

Sorunu gerçekten planlama ile çözmek isteyen bir belediyenin bunu yapma hakkı var mı?

Sebebi şudur: Gebze Belediyesi’nin 360 milyon TL tutarında borcu var. Hiçbir şey yapmıyor. Borcunu kapatmak, çarkını döndürmek için Yavuz Selim ve Hürriyet Mahalleleri’ne sırtını dayadı.

2021 tahmini bütçesinde belediye gelirlerinin yüzde 30’u, arsa satışından. Bu iki mahalledeki arsa satışlarından.

Reklam panolarında görüyoruz: ‘Tapu sorunu tarih oldu.’ Tam aksine, tapu sorununun üzerine dört büyük sorun daha ekliyorsun.

Alım gücünüzün üzerinde fiyatlandırma ile kendi sorumluluklarını sizin üzerinize atıp sizi ‘suçlu’ gösterme çabası içindeler.

BU PLANA TESLİM OLMAYIN

Bir avukat, hukukçu, ağabey ve kardeşiniz olarak 7 yıldır burada sürdürdüğümüz mücadelede yola çıkarken verdiğimiz bir söz var: Hiç birinizin mağduriyetine sebep olmaması için sözümüz var: Uyanık olun. Teslim olmayın. Bu sözleşmeler sizi teslim alan sözleşmelerdir. İleride daha vahimleri olabilir. Şu an birlikteliğiniz varken ve koruyabiliyorken, ileride koruyamayacaksınız. Kiminizin evi konut alanında kalacak, ‘Oh be rahatladım’ diyecek ama çoğunuzun yeri istimlak alanında kalacak. Belediye; geçmişinizi ve çocuklarınızın geleceğini karartmak için bir plan içine girmiş. Bu plana teslim olmayın.

BÜYÜKGÖZ BU SÖZLEŞMENİN

GEREKÇELERİNİ AÇIKLASIN

Şayet beni duyuyorsa buradan belediye başkanına da bir çağrı da yapıyorum: Benim söylediğimin aksini söyleyecek olan bir belediye başkanı arkadaşımız varsa gelsin. Hukukçularını, danışmanlarını da getirsin. Ben kendisiyle her şart altında tartışırım. Size bu sözleşmeyi imzalama gerekçesini anlatsın. Sözleşme içerisine serpiştirilen o maddelerle ne elde etmeye çalıştığını anlatsın. Belediye başkanı geldiğinde siz de susmayın ve sorun. Geçmişinize sahip çıkın.

Vatandaş: Zinnur Bey ile bunu görüşme imkânımız yok. –Özetle- Denedik, olmadı… 1986 yılında tapu tahsis belgesi aldım. 1987 yılı sonrası, biraz gecikmeli de olsa ödeme yaptım ve tamamladım.. Günümüzde; 380 metrekare yerim olmasına rağmen 140 metrekaremi kenara çektiler. Yine ödeme yapmamı istiyorlar.

Recep Dursun

Tapu tahsis belgeli yerlerde vatandaş ödemeyi geç yapmış da olsa faiz ödemek zorunda değil. Ben geç ödedim, olabilir. Ama o dönemin belediyesi kabul etti. Herhangi bir itiraz yok, iptal yok. 5 yıllık zaman aşımı süresi de geride kaldı. Bu saatten sonra isteyemezsin. Bu bedeli tahakkuk etme hakkınız yoktur, demeniz gerekir.

Bu sözleşmeye imza atarken beşinci maddeye şerh koyarak imza atın ve imzaladığınız belgenin fotokopisini, bir nüshasını alın.

Hak sahibi miyiz, müşteri miyiz? Tanımı doğru koyun. Alım gücünüze uygun yeni bir bedel belirlenmesi, taksitlendirmede faiz uygulanmaması, taksitli satış halinde tapunun da ipotekli olarak hemen verilmesi lazım.

İkinci aşamada; uygulama esnasında vatandaşa danışılarak ve minimum mağduriyetle bir planlamanın yapılması gerek. Vatandaşın binası yıkılacaksa belediye veya müteahhit enkaz bedelini ödemek zorundadır.

Ada bazlı uygulamada bir diğer risk: Hissedar oldunuz. Aranızdan herhangi birisi bir yatırımcıya o hisseyi satarsa izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası ile karşı karşıya kalacaksınız. Ondan sonra komşular olarak birbirinizi ‘boğazlayacaksınız.’

 

 TOPLANTI SONU

 

Ya ‘kaderimizdir’ deyip kabul edeceksiniz. Birileri benim geleceğimle ilgili bir şeyler yazıyorsa bu kader değildir. Çizgisini değiştirmem lazım.

Ya da, vazgeçip göç edeceksiniz. Öyle istiyorlar.

İkisini de yapmayacaksınız: Ben hak sahibiyim, işgalci değilim. Herkes hakkıma saygı duyacak. Uluslararası sözleşmeler ve Anayasa’da kabul edilmiş olan barınma hakkımı kullanıyorum. Devlet burada benim hak sahipliğimi kabul etti. Benim seçtiğim insanlar bunu kabul etmemezlik edemez diyeceksiniz.

Mücadele edeceksiniz, edeceğiz.

Şöyle kötü bir durum var. Halk ve muhalefet partileri sizin sorunlarınızın çözüldüğünü sanıyor. Yavuz Selim ve Hürriyet izole edildi. Bu böyle devam ettiği müddetçe.. siz mağduriyetinize sebep olanları alkışlıyorsunuz.

Size güvenen, inanan, mücadele eden insanları, dostları kaybediyorsunuz. Bu yapılanlar geleceğinizi teslim almaktır. Teslim olmak istemiyorsanız hesap sorun. Benden de sorun. ‘Her söylediğine inanmak zorunda değilsiniz’ ama ıslak imzalı belge burada.

Vazgeçmeyin. Çok ağır bedeller ödediğiniz hakkınızdan asla vaz geçmeyin.

Seçtiklerinize hesap sorun. Siz onlara değil, onlar size hesap vermek zorunda.

Hesap sorma vakti geldi. 19 ay olmuş. Niye plan yapsın ki. Müşteri gibi görüyor. Bir önceki başkanın batırdığı belediyeyi siz finans ediyorsunuz.

2021’de de plan olmayacak. Belediye başkanının son senesine kadar plan çıkmayacak gibi ya da çıkacak olan plan bu.

Hak verilmez alınır.

Ağlamayana da kimse meme vermiyor memlekette.

Dostlarınızı da kaybederseniz, buranın tarumar edilmesi çok yakın.”  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

GÜNDEM Haberleri