''Emekçilerin En Görkemli Sanatıdır Grev''

Halil Yeni

Yasalarda işçilerin grev hakkının olmadığı, grevin yasadışı sayıldığı ve grev yapanların cezalandırıldığı 1963 Türkiyesi’nde, İstanbul Sarıyer’de kurulu olan Kavel Kablo Fabrikası’nda işçiler 28 Ocak 1963’te iş bırakma ve direniş eylemine başladılar. Maden-İş Sendikası’na üye 170 işçinin sabrını taşıran fazla mesai ve kıdem esasına göre verilen yıllık ikramiyelerin kaldırılması ve sendikadan istifa etmeleri yönündeki baskılar oldu.

İşçiler İlk patronun bu saldırgan tutumunu protesto etmek için iş bırakarak tezgah başına oturdular. Daha sonra fabrikanın kapılarını kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlediler. Bir hafta içeride kalan işçiler, daha sonra seslerini duyurmak için dışarı çıktılar ve fabrikanın önüne çadır kurarak direnişe geçtiler.

14 Şubat’ta polis devreye girdi ve greve müdahale etti. Bunun üzerine Kavel işçilerine başka fabrikalarda çalışan işçiler destek verdi.  General Electric Fabrikası işçileri bir dayanışma kampanyası açarak Kavel işçileri için para topladı. Türk Demir’de çalışan 800 işçi de yardım kampanyasının yanı sıra sakal bırakma eylemine başladı. Kavel Direnişi giderek daha büyük ses getirmeye başladı. 27 Şubat’ta güney bölgesinde bulunan 23 sendika başkanıyla 45 yönetici, yaptıkları toplantıda Türk-İş’in Kavel olaylarında olumsuz bir tutum aldığını belirterek konfederasyonla ilişkilerini kestiklerini açıkladılar. Eyleme, 2 Mart günü işçi eşleri de katıldı.

Sürdürülen temaslar ve arabuluculuk çabaları sonucu taraflar 4 Mart’ta anlaşmaya vvardı. Anlaşmaya varılması üzerine işçiler işbaşı yaptı. Atılan işçiler geri alındı. İşçilerin hakları korundu. 35 gün süren direnişin ardından işçilerin grev hakkı 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile yasalara geçti. Kavel Kablo Fabrikası’ndaki direnişin sona ermesinin ardından 12 işçi tutuklanmıştı. 15 Temmuz 1963’te kabul edilen ve 24 Temmuz 1963’te yürürlüğe giren 275 sayılı Yasa’da yer alan ve yasadan önce yapılan grev nedeniyle haklarında takibat yapılan işçilerin davalar düşürüldü.

Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir tarihsel dönemeci ifade eden Kavel Direnişi, kitaplara, şiirlere, öykülere konu olmanın yanı sıra bir belgeselle de karşımıza çıktı.  'Kanunsuz' Bir Grevin Öyküsü Kavel” kitabının da yazarı olan sendikacı – yazar Zafer Aydın ile sinema yönetmeni Melih Biçer'in hazırladığı “Çoban ateşlerinin yandığı yerde, Kavel'de” belgeselinin kurgusunu Cihangir Köse,  müziklerini Erdal Güney, görüntü yönetmenliğini Sinan Güngör yaptı. Belgesel, Tülin Özen ve Serkan Şen tarafından seslendirildi." Ve belgesel geçtiğimiz hafta sendikacı yazar Zafer Aydın’ın da katılımı ile BİLKAR da gösterildi.

Etkinliğe kale bağlantı teknolojileri’nde çalışırken Bağımsız Metal İşçileri Sendikasına üye olduğu için işten çıkartılan işçiler da katıldı. Ayrıca Eğitim-Sen, Emekli-Sen üyeleri de aramızdaydı. Yağmurlu ve soğuk bir gün olmasına rağmen iyi bir ilgi vardı. Belgesel çok beğenildi ve belgeselden sonra Zafer Aydın’a çok sayıda sorular soruldu. Yetmedi etkinlik bitti. Yudumlanan çaylar eşliğinde bir masa da sohbete devam edildi. 

Aylık düzenlediğimiz Kültür Sanat etkinliklerin kapsamında, emek kenti Gebze de emekçilerin en görkemli sanatı; grevi konuştuk. Bu kent işçilerin yaşadığı bir kent… Grevse bizlerin her an karşısına çıkabilecek bir arkadaşı. Bir gün komşumuzu, bir gün dostumuzu, bir gün ise kendimizi üzerimiz de önlüklerle grevde bula bilir ya da elimiz de şeker ve çayla bir grev dayanışması için fabrika önünde olabiliriz. Bu kent böyle bir kent... Geçmişte toplu sözleşme ve grev hakkının kazanılması adına önemli bir yere sahip olan Kavel Grevi belgeseli ve söyleşisine katılan tüm emek ve sanat dostlarına teşekkür ediyoruz. Bir dahaki etkinlikte, Yılmaz Güney için görüşmek üzere…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.