EDEBİYATTAN BİR SAYFA

Tuncer Altunbulak

Bu hafta çok değerli iki üniversiteli öğrencim vardı onlarla edebiyatı özellikle de Türk edebiyatını tartıştık Tolstoy’dan, Dostoyevski’den, Nazım Hikmet’ten, Puşkin’den ve Mehmet Akif’ten söz ettik. Dünya halkları birbirlerini edebiyatlarıyla ve sanatlarıyla tanıyorlar bu tanışmaya yazarlar ressamlar müzisyenler aracılık ediyorlar bu aracıların en başında da Türkiye’yi dünyada tanıtmada Nazım Hikmet, Yaşar Kemal ve Mehmet Akif gelmektedir mesela Nasrettin Hoca olmasaydı dünya Türk fıkralarını nereden bilecektiler bu yüzden Nasrettin Hoca evrensel bir insandır. Edebiyatı dünya halklarına tanıtmada en önemli aracılarımızın başında çevirmenler gelmektedir dünyanın büyük edebiyat ustalarını ülkemizde severek okuyorsak bu çevirmenler sayesindedir. Bugün eğer Türk edebiyatı dünyada tanınıyor biliniyorsa bunun sebebi yabancı dil bilen çevirmenlerimizin sayesindedir. Edebiyat duygularımızın ve fikirlerimizin estetik bir biçimde anlatılmasıdır mesela şiir duygularımızın ürünüdür kaliteli bir edebiyatın en önemli etkenlerinden biri de eleştirmenlerdir ne yazık ki günümüz edebiyatında eleştirmenler yoktur çünkü kimi yayınevleri edebiyatı ticaret mantığı içinde yürüttükleri için eleştirmenlere ihtiyaç duymuyorlar. Ziyaretçilerimle bütün bu konuları tartıştık arkalarından söylemiyorum yüzlerine de söyledim bu konuda yeterli bilgiye sahip değillerdi. Benim bildiğim üniversiteli bir de edebiyat okuyorsalar biraz bohem biraz entelektüel biraz asi olur. Arkadaşlarda bu niteliklerin hiçbirisi yoktu, işe meslek mantığı içerisinde bakıyorlardı oysa dünyadaki bütün değişim ve dönüşümler itiraz edenler, merak edenler, hayal kuranlar tarafından değişmiş ve dönüşmüştür. Bir laf vardır varlık değiştirir yokluk dövüştürür. Yaşamak ne yapıyorsak o dur yani edebiyat yapıyorsak ya da bilim yapıyorsak bizim için yaşamak odur. Sevgili dostlarımla eğitim konusunu da tartıştık yaşamımızın anlamlı olması konusunda eğitim çok önemlidir eğitim sayesinde yaşamımızı kurarız adaletsizliklere karşı çıkarız doğruya, güzele, kardeşliğe, barışa ve insanlığa eğitim sayesinde ulaşılabiliriz. İçinde bulunduğumuz toplumu, çevreyi ve doğayı eğitim sayesinde tanıyabiliriz. Ahlaklı, ilkeli bir hayatın yolu eğitimden geçer insan özünü eğitimle bulur kabuğumuzu kırmadan önyargılarımızı ve egolarımızı atmada eğitim çok önemlidir. Doğal olarak hepimiz bizden önce yaşamış atalarımızın yaşadıkları bir yaşamın içine doğarız çoğumuz bu yaşamı kabul eder boyun büker onlar gibi yaşarız bir kısım insan da itiraz eder atalarının oy verdikleri partilere oy vermezler siyasi sistemi kabul etmezler adet, anane dedikleri şeylerin çoğuna karşı çıkarlar bu bir bilinçlilik işidir. İnsanın kabuğunu kırması asıl özünü dışarı çıkarması egosundan ve kötü huylarından arınması hayatındaki en zor işidir kabuğunu kırmayan insan ne kendisini ne toplumu ne de diğer insanları tanıyabilirler. Eğer ben bugün kabahatlerimi ve yanlışlarımı söyleyebiliyorsam yanlışlarımdan dolayı özür dileyebiliyorsam kendimi başkalarından önemli görmüyorsam yaptığım kötülüklerden pişmanlık duyabiliyorsam bunun sebebi okumam ve yazmamdır. Gerçekleri söylemek, doğru insan olmak günümüzde ne yazık ki alaya alınıyor. Ben haktan adaletten diyenlere deli gözüyle bakılıyor. Bir iki gün önce bir tanıdık kendinden çok genç bir kızla evlenme konusunu açmıştı ona o kız senin kızın yaşında aranızda en az 20 yaş var dedim bu sözü söyledim diye adam benimle konuşmuyor kabuğunu kıramamış, egoist, düşünme engelli birisi. Bazı insanlar hayatının son günlerinde ölüm döşeklerinde değiştirirmişler kendilerini iş işten geçtikten sonra yani Sokrates felsefesiz bir yaşam anlamsız bir yaşamdır, Platon felsefe ruhun kendisiyle yaptığı bir diyalogdur, Aristoteles doğası gereği öğrenmeye eğilimlidir

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.