DÜŞÜNCENİN DÜŞÜNCE İLE İMTİHANI...!

İsmail Kadı

AKP 2002 yılında iktidar olduğu günden beri ilk kez bu ölçüde tehlikeli kamplaştırmalara, ötekileştirmelere ve bir taraf olmayan bertaraf olur anlayışına geldi.

Her fırsatta 80 milyonluk büyük aile topluluğu birbirleriyle olan bağlarını binlerce kez en zor anlarda ıspat etmişti.

Koca Türk milleti bizzat AKP iktidar eliyle neredeyse birbirinden nefret eder duruma getirildi.

Tarih boyunca Türk toplumunun en zayıf noktası olan ve en kolay tuzağa düştüğü günlerden geçiyoruz.

Öyle ki son kamuoyu araştırma verileri gösteriyor ki, iktidar taraftarları muhalefete mensup insanlarla aynı apartmanda, aynı sokakta hatta aynı mahallede oturmak istemediği yönünde kanaati yaygın.

Bir kaç gün önce bu konuyu teyit eden bir olaya tanık oldum;

Bir esnaf ile işim oldu, adam açtı ağzını yumdu gözünü anamuhalefet partisinin Genel Başkanına, ona oy verenlere ağzına alınmadık ifadeler sıraladı.

Herkesi dinsizlikle, imansız olmakla suçladı.

Ne ise ben sessizce bu esnaf vatandaşımızı dinledim.

Öfkesi geçene kadar kendisi gibi düşünmeyen insanlara hakaretler yağdırdı.

Bir süre sonra akşam ezanı okunmaya başladı.

Bizden müsade isteyerek namaza gideceğini söyledi.

Bu arada ben de kendisine nazik bir şekilde “bu kadar küfür ve hakareti yaptıktan sonra Allah’ın huzuruna gideceksin.

Başkasına küfür etmek, hakaret etmek günah değil mi”? söylemeyi ihmal etmedim.

Hiç oralı olmadı, hiç bir şey olmamış gibi çıktı gitti.

Tarih boyunca Türk’ün en zayıf noktası olan ve en kolay tuzağa düştüğü nokta bu olmalı.

Galiba AKP’nin iktidarını, kalıcı hale getirme stratejisinin ana merkezinden biriydi ve bu konuda başarılı  oldu diyebiliriz.

Artık gizlenemez bir gerçekle karşı karşıyayız.

Önümüzde iki Türkiye gerçeği var.

Siyaset sonuçta farklı düşünce ve ideolojilerinin, dünya görüşlerinin toplum menfaati için yapıcı mücadelesidir.

Bu yapıcı rekabetten ortaya çıkan sonuç topluma huzur, refah ve mutluluk getirmeli aynı zamanda ülkeyi ileriye getirmeli.

Ayrıştırma ile varılacak hiç bir nokta yok.

Bunu hergün yaşayarak öğreniyoruz.

Bu ülkeyi yönetenlerden biraz daha sağduyulu olmalarını isteme hakkımız olmalı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.