DÜŞÜNCE NEDİR?

Tuncer Altunbulak

En başta söylemek gerekir ki düşüncenin ve sevginin olmadığı yerde — toplumda, ailede, neresi olursa olsun — birlik ve beraberlik olmadığı gibi cahillik, yoksulluk ve tembellikten başka hiçbir şey olmaz. Düşünmenin olmadığı yerde iyilikler ve güzellikler olmaz; sağlık, adalet ve özgürlükler işleme olanağı bulamaz.

Toplum olarak yapacağımız her şeyden önce, rahat yaşanılır bir hayat için söyleyeceğimiz her sözden ve yapacağımız her işten önce sonuçlarını düşünmemiz gerekir. Ne yazık ki toplum olarak çok sağlıklı düşündüğümüz söylenemez. Düşünmeye giden yollarımız, emperyalistler ve kapitalistler tarafından barikatlarla çevrilmiştir. Bu barikatları yıkacak, sağlıklı düşünme imkânı oluşturabilecek özgürlükçü bir eğitim sistemine ihtiyacımız var.

Ne yazık ki toplum olarak okumuyoruz; kendimizi geliştirmiyoruz da. Oysa bilmenin ve görmenin yolunun okumaktan geçtiğini biliyoruz. Okumadan, bilmeden, düşünmeden; havadan sudan, yaşamın içinde karşılığı olmayan sahte düşünceler oluşturuyoruz. Boşuna dememişler: “Ya okuyup yazacaksın ya da dünyayı gezeceksin.” Bilmek, görmek, anlamak; fikir üretmenin yolu okumaktan ve başka ülkeleri, başka coğrafyaları görmekten geçiyor.

Başka toplumları ve yaşam biçimlerini bilmeden kendi toplumumuzu tanıyamayacağımız gibi kendimizi de tanıyamayız. Bu yüzden büyük yazarlar, şairler; gidip başka toplumları tanıdıktan sonra ancak kendi toplumlarıyla ilgili romanlar yazmış ve şiirler söylemişlerdir. Başka ülkeleri tanıma imkânımız yoksa o zaman o ülkeler hakkında yazılan kitapları okuyacağız.

Fransa’da, Almanya’da ve dünyanın başka ülkelerinde milyonlarca insanımız var. Ama biz, vatandaşlarımızın çalıştığı bu ülkeleri yeterince tanımıyoruz; çünkü okumuyoruz ve araştırmıyoruz. Kaç insanımız Avrupa ülkeleriyle kültürel farklılıklarımızı bilebilir? Oysa ulusları farklı yapan, kültürel farklılıklardır. Her ülkenin kendine göre yasaları, inançları, dilleri ve gelenek görenekleri vardır. Bunları bilmeden dünyayı tanıyamayız. Bu yüzden dünyadaki teknik ve bilimsel gelişmeleri de takip edemiyoruz.

Sevgili okurlar, bizler yeterince kendimizi tanımıyoruz ama sokaklarımız ve caddelerimiz bizleri tanıyor. Nerede ne yaptığımızı, kimle ne konuştuğumuzu sokaklardaki kameralar hemen görüyor. Bu yüzden de “sokakların gözleri var” diyebiliriz. Etrafında olup bitenleri görmeyenlerin başları dertten kurtulmaz. Düşünme dediğimiz şey böyle bir şeydir: Düşünmeden, ileriyi görmeden; düşünmemize engel koyanların engellerini asla aşamayız. Engelleri nasıl aşacağımızın yolu sağlıklı düşünmeden geçiyor.

Hiç kimse “Benim düşünme yetim zayıf.” falan demesin. Farklı farklı da olsa herkesin düşünme yetisi vardır; önemli olan onu harekete geçirmektir. Şu anki kafalarımızı değiştirmeden, okumadan bizi çevreleyen kötülüklerle baş edemeyiz. Başkaları bizi hep kandırır ve kendi düşüncelerini dayatırlar. Bize uygun olmayan şeylere bizi razı ederler.

Genellemek yanlış ama halk olarak bize düşünmeyi öğretmesi gerekenler — öğretmenler ve siyasal iktidarlar — bunu tam olarak öğretmemişler; aksine düşünmeyelim diye her türlü kötülüğü yapmışlardır. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yüz yıla yakın bir zamanda ne yazık ki ülkemize ve kendimize faydalı olabilecek bilimsel bir fikir üretememişiz. Üstelik düşünenleri de yadırgamışız. Bizim yerimize başkaları düşünmüş, kendi kötü düşüncelerini bize kabul ettirmişler.

Yetmiş seksen yıllık eğitim sistemimiz halka genel anlamda hiçbir şey öğretmemiş; eğitimli, kültürlü, entelektüel anlamda düşünen insanları ise siyasal iktidarlar cezalandırmış. Bu insanların başlarına gelmeyen kötülük kalmamıştır.

Düşünmek; haksızlıkları eleştirmek, topluma faydalı şeyler yaratmak, toplumu aydınlatmak ve baskıya, sömürüye karşı çıkmaktır. Bu da iktidarların işine gelmiyor. Kişilik sahibi olmak için, “Ben de varım.” demek için düşünmek gerekiyor. “Düşünüyorum, öyleyse varım.” sözünü söyleyenler bunu boşuna söylememiştir.

Düşünen insan; merak eden, analiz eden insandır. Her türlü haksızlığa ve adaletsizliğe karşı çıkan insandır. Kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarından üstün görmez; ülkesini ve halkını sever.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.