DÜN BAŞKA BUGÜN BAŞKA

İsmail Kadı

Hafıza belleği zayıf bir toplumuz.

Bu zaafımızı siyasetçiler gayet iyi kullanırlar.

Fakat şurası bir gerçek ki, onlar da bizim bir parçamız olduğu için, onların da hafızaları  aynı durumda.

1998’li yılların sonlarında ANAP Eski Genel Başkanı, aynı zamanda Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet Bakanı Güneş Taner, Türk Ticaret Bankası satış ihalesine fesat karıştırdıkları gerekçesiyle 2004 yılında Yüce Divanda yargılandılar.

Yargılama sonunda beraat çıkmadı.

Rahşan affı ile haklarında verilen ceza açıklanmadan ertelendi.

Yılmaz ve Taner’i Yüce Divana gönderen TBMM çoğunluğu AKP’nin elindeydi.

Aradan geçen 12 yıldan sonra benzeri bir dava ile karşı karşıyalar.

Ak Partili dört bakanın dosyaları TBMM Adalet Komisyonuna henüz ulaşmadı.

İnternetteki bazı sitelerde, İstanbul’daki yolsuzluk ve rüşvet soruşturma anında kaydedildiği tahmin edilen telefon konuşmaları ile ilgili dinleme kayıtları yayınlanıyor.

Bu dinlemeler yasa dışı olduğu için konuşmaları aktarmam doğru değil.

Ancak 2007 yılından itibaren benzeri yasa dışı dinleme ve takipleri savunan bir siyasi iklimde yaşıyoruz.

2007 yılından 2012 yılına kadar her türlü yasa dışı dinlemeleri meşru kabul edenler, bugün benzeri bir dinlemeyle karşı karşıyalar.

Ancak arada bir fark var.

Bu kez kendilerine yönelik dinlemelere kısa sürede mahkeme kararı ile yayın yasağı getirdiler.

Bu şartlar altında yaşanan çifte standart ayrışmanın fitilini ateşliyor.

Dün başka bugün başka söylemleri kullananlar ne kadar inandırıcı olabilir.

Toplumun belli kesimine yapılan haksızlıklarda susanlar şimdi ortalığa mağdur edebiyatıyla bir dizi açıklamalar yapılıyor.

Bu durum pek inandırıcı olmuyor.

Belki birileri bugünün mağduru gibi kendilerini anlatabilir. 

 

Ancak tarihe etki yapma şansları yok.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.