Doğalgaz faturaları 

BARBAROS TANTAN

Kış gelince, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü ilgilendiren ilk sorun ısınmadır. Bu sorun çözülmedikçe, aile içinde ya da toplumun bütününde huzurdan söz etmek olası değildir.
Bu girişi yapmamın nedeni, özellikle batı bölgelerinde temel ısınma kaynaklarından biri olan doğalgazın fiyatındaki anormal artışlar. Doğalgaz zamları, kış aylarının gelmesiyle faturaları kabarttı. Faturalara isyan eden yurttaşlar, tepkilerini sosyal medya aracılığıyla gösteriyor ve binlerce kişi “Isınmak için bu kadar para ödenir mi?” diyerek hükümeti eleştiriyor.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanan yurttaşlar, Aralık ve Ocak aylarına ait faturaların yüksek gelmesi üzerine çözüm üretme yolunu tercih ediyor. Hemen herkes, birbirine ‘kombiyi az yakarak ısınmanın yolları nedir ?’ sorusunu yöneltiyor. Çünkü, son 2 yılda doğalgaza yüzde 59.32, elektriğe de yüzde 58.46 zam geldi. 
Birileri, saraylarda ‘ejder meyveli smoothie’ içerken, başka birileri de birbirine ‘sen kombiyi kaçta yakıyorsun’, diye soruyor. 
Bu, toplumda ciddi sınıfsal farklılıklar olduğunun açık kanıtıdır…
Doğalgaza gelen zamlar, beyaz yakalılardan işçilere kadar herkesi etkiledi. Ülkede açlık sınırının altında yaşayan milyonlar düşünüldüğünde, zamların herkesi etkileyen bir noktaya geldiği açıktır. Artık herkes, evden çıkarken doğalgazı sonuna kadar kısıyor ve ‘en az tüketimle en fazla nasıl fayda sağlarım’ diye düşünüyor. 
Bu durumda, doğalgazı kısık kullandıkça artan faturaya tepki gösteren yurttaşları anlayışla karşılamak gerekiyor.
Peki, bu durumda dar gelirli, orta gelirli ya da ortanın biraz üzerinde gelire sahip insan topluluklarını rahatlatmak için ne yapılabilir ?
Bu sorunun ilk ve en önemli yanıtı ‘zamların geri çekilmesi’ olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü, evinde engelli veya küçük çocuğu olan birçok hanenin borçlardan dolayı doğalgazının kapandığına tanık olduk. Bu tarz mağduriyetleri gidermek de, zam yapma kararını almak kadar kolay olmuyor.
Öncelikle İstanbul ve sonrasında da Marmara Bölgesi’nin hemen tamamında birçok konutta doğalgazdan vazgeçilerek yeniden kömür kullanımı yoluna gidildiği biliniyor. Kömür kokusu, yeniden kentlerimizi sarıyor. Bunun sonucunda doğalgaz kullanımı en aza çekilmiş, bazı bölgelerde ise tamamen ortadan kaldırılmış durumda.
O nedenle, ısınmak, elektrik tüketmek, su tüketmek zorunda olan insanımızı biraz da olsa rahatlatmak için başta doğalgaz olmak üzere elektrik ve su KDV’den arındırılmış en ucuz haliyle halka ulaştırılmalıdır. Bunu söylememin nedeni de, işçiye, memura ve emekli maaşlarına gelen artışlar, bu fiyatların çok uzağında. 
Biraz da, doğalgazı pahalıya almamızın sebebine bakalım. Ülke olarak, doğalgazı halen 20-25 yıl önce yaptığımız sözleşmelerle alıyoruz. O sözleşmelere göre, aldığımız doğalgazın fiyatı petrol fiyatına endeksli. Petrol fiyatı arttıkça, doğalgaz fiyatı da artıyor. Ancak petrol fiyatının düşmesi doğalgaz fiyatına hemen yansımıyor. Yani fiyat esnekliği söz konusu değil. 
Ayrıca, doğalgazın neredeyse yarısını Rusya’dan, beşte birini Azerbaycan’dan, yine beşte birini İran’dan kalanı da diğer ülkelerden alıyoruz. Uzak mesafeden önceden yapılmış sözleşmelerle doğalgaz satın alınca böyle oluyor. Yani, bu sözleşmeler Türkiye’nin aleyhine. Oysa, 
Avrupa bizden çok daha ucuza gaz tüketiyor. Bunun sebebi de, piyasada açığa çıkan arz fazlasını tüketmeleri. 
Hal böyle olunca, faturaların her geçen gün kabarması kaçınılmazdır. Dolayısıyla, sağlıklı yaşam koşullarını da giderek yitireceğiz gibi gözüküyor.
Ne diyelim, durumumuzu iyileştirmek için halen lütuf mu bekleyelim ?
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.