Atalay, yoğun bilgi yükünün stresi artırdığını, uyku düzenini bozduğunu, konsantrasyonu düşürdüğünü ve bağışıklık sistemini zayıflattığını ifade ediyor. Ekran başında geçirilen uzun saatler, bizi "bilgi yorgunluğu sendromuna" itiyor. Bu durum sadece bireyleri değil, aile ve sosyal çevreyi de etkiliyor. Sosyal ortamlarda akıllı telefona bakma alışkanlığı anlamına gelen "phubbing", aile ve arkadaşlık ilişkilerini zedelerken, sohbetin yerini sessizliğin almasına neden oluyor.
ALGORİTMALAR VE DİJİTAL MİNİMALİZM
Prof. Dr. Atalay, bu yorgunluğun sadece bireysel bir irade eksikliği olmadığını, sosyal medya platformlarının bizi platformda tutmak için tasarlanmış algoritmalarının da bu duruma yol açtığını belirtiyor. Ancak bu yoğunluğa karşı bir tepki olarak "Dijital Minimalizm" akımının yaygınlaştığına da dikkat çekiyor.
Bu akıma göre, dijital yorgunlukla başa çıkmak için atılabilecek adımlar şunlar:
- Kullanılmayan uygulamaları silmek.
- Telefonu elinize almadan önce ne yapacağınızı düşünmek.
- Uygulama bildirimlerini kapatmak.
- Ekran süresi belirlemek.
- Kitap okumak, arkadaşlarla buluşmak veya yürüyüş yapmak gibi alternatifler bulmak.