Öncelikle kim ne kadar topa tutacaksa tutsun. Trol taarruzu yapacak ise yapsın, umurumda değil. LGBT+İ bireylerinin hiç biriyle bir sıkıntım yok. Her daim ve her koşulda meselenin merkezine insanı koyarım. Kişilerin yaşam tercihiyle ilgili takıntım yok olamaz. Ondan ötürü, “Dilovası Dernekler Federasyonu - DİDEF, Dilovalı’ya ‘Terörist’ ve ‘Gay’ denirken neredeydi?” diye sormuyorum. O zaman da yoktular ayrı mesele ama üstelik defalarca, Dilovası’nın futbol sahalarındaki temsilcileri deplasmanlarda, terör örgütü PKK ve terörizm ile ilişkilendirilirken, DİDEF neredeydi diye soruyorum.
**
Bir süre daha evde tedaviye mahkum eden sağlık problemimden ötürü Gebze Bölgesi’nde olan bitenleri uzaktan takiple, gözlemle yakalayıp edinmeye çalışıyorum.
Tavşancıl Mahallesi’nde Cumhurbaşkanlığı, bir iki Bakanlık, Valilik, Kocaeli Büyükşehir ve Dilovası Belediyeleri kurumlarının bir birine karıştığı uygulamalardan birinde, tarihi binaların ihya edilmesi projesinde Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir aksini iddia etse de belgesini gördüğüm tapu şerhlerinde, galiba o şerhler geri çekilmiş.
En tepedekinden en alt kademedekine, bence kimin ne yaptığını kimsenin bilmediği belediye bu çalışmaya da musallat halde. Tavşancıllı için talihsiz bir yerel yönetim dönemine denk gelen bir proje veya projeler olmuş kanaatindeyim. Yine de, haklarında hayırlısı demek lazım.
Yine aynı mahallenin bu sefer sahil kesiminde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi marifetiyle bir çalışma olacak. Detayına dair bilgim yok, net fikrim olmayacak ancak İzmit Körfezi sahili boyunca limanlardan ne kurtarılsa kardır, kanaatindeyim.
Yine deniz dolgusuna başvurulacakmış. İzmit Körfezi’nin tam ortasından paralel bir fay hattı geçiyor ve Tavşancıl’ın çapraz karşısındaki Gölcük’te deniz ve doğa, 17 Ağustos’ta kendisinden alınan ne varsa geri almıştı. Deniz dolguları beni hep kaygılandırmıştır.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi; gerekli bilimsel kurallara uyar falan, geçiniz.
İştiraklerinden Kentkonut’ta İSG’nin neredeyse sıfır olduğu, inşaat alanındaki işçisini koruyamayan KBB mi uyacak o kurallara..
Tavşancıl Sahil’de yapılmak istenen çalışmaya dair önce CHP İl ve Dilovası İlçe Örgütleri’nin bir karşı çıkışı oldu. Özetle, projeye değil biçimine karşı bir duruş söz konusu. Gayet olağan şekilde, geçen yıl ki müsilaj vakası da hatırlatılıyor. Gerekçe, bence de mantıklı, sorgu net: Sahile bir şeyler yapmak için hele ki gittikçe daralan İzmit Körfezi’nde, denize dolgu yapmak zorunda mısınız?
CHP İl Başkanı Bülent Sarı’nın açıklamasına AKP Dilovası İlçe Başkanı İlhan Yıldırım sosyal medyadan yazılı tepki koymuş. Özetle müsilajın sadece İzmit Körfezi ile sınırlı olmadığını, fuar alanı vesairesiydi çok iyi proje yapıldığını söylüyor.
Bir ara gözüme belediye meclis üyeliği hakkı askıya alınan Dilovası Belediye Meclisi’nin Saadet Partili Meclis Üyesi, HDP’li Metin Dalgalı’nın sosyal medya paylaşımı takıldı. Proje lehine fikir yürütmüş.
Ve son açıklamada Dilovası Dernekler Federasyonu – DİDEF’ten, üstelik “basın açıklaması” şeklinde gelmiş.
Sanırsınız ki Dilovası’nda basın var, neyse ayrı mesele.
Federasyon adına açıklamada bulunan kişi Ercan Güneş…
Aynı zamanda belediye çalışanı. Yahu hiç olmazsa açıklamayı başka bir zevat yapsaydı.
Fotoğraf karelerine bakıyorum. Nerede basın mesleğini tarumar eden, “gazeteciyim” diye geçinen varsa, orada.
Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir’in Dilovalılar’a “gay” demesinin ardından gösterilen tepkide, hiç biri yoktu ama..
Yoklar, bununla sınırlı değil.
Sahile inci gibi dizilen DİDEF’i temsilen hiçbir zevat, başlığa çektiğim gibi Dilovalı’ya “Terörist” denirken yoktu.
Şimdi CHP’nin ayakları yere sağlam basan gerekçeli tepkisine karşı sıra sıralar..
O proje iyidir değildir, uygulamada hata vardır yoktur ayrı mesele..
Ama insanı merkeze aldığımızda insana yönelik hakaret ve ithamlarda gıkını çıkartmayan hemşeri dernekleri, aynı zamanda rant kokan bir proje dizi diziler.
Yazık diyorum, Dilovası’na yazık diyorum.
Başka da bi’şi, şimdilik demiyorum.