Deliler Çorum’da iktidarda

Tuncer Altunbulak

Sevgili okurlar bir süre önce İznik’in Meşkuller köyünde iktidara gelen deliler şimdi de Çorum’un Akören köyünde iktidara geldiler. Yani kendini akıllı sanan köy yöneticilerinin köylülere yaptıkları eziyetler, haksızlıklar ve demokrasi dışılıklar öyle boyutlara geldi ki köylüler deli bilip dışlarına attıkları insanları kendilerini yönetmeye getirip dertlerinden kurtulmak istemeye başladılar.  Bu durum sadece birkaç köy için değil, yarın Erzurum’da başka bir gün Kayseri’de başka bir zaman da Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşanacaktır. Burada kimsenin alınmasına ve soruna kinayeli bakmasına hiç gerek yoktur çünkü deliler bu köylerde zorla bilinen usullerle yani demokrasi dışı yollardan gelmiyorlar. Onları o köylüler el birliği, gönül birliği ve düşünce birliği içinde demokratik yollardan yani ortaya sandık koyup oy vererek yönetime getiriyorlar. İşte insanlar bana da deli diyorlar, desinler bir de seviniyorum ki. Benim deliliğimden ne çıkar ki? Önemli olan Çorum’un, İznik’in delileridir çünkü onları köylüler tercih edip kendilerini yönettirmek istiyorlar. Bu manada anlaşılıyor ki delilik bilindiği gibi bir zavallılık değil. Ayrıca bana göre onlar bir Nietzsche kadar filozof, Spartaküs kadar isyancı ve bilinçli ya da Dostoyevski kadar büyük bir romancı değiller ama kendilerini akıllı sananlar kadar da deli değiller. Sevgili okurlar bu muhabbet nereden çıktı diyorsanız çok açık bu ülkede öyle ilginçlikler, yönetim bakımından öyle olumsuzluklar yaşanıyor ki halk görüldüğü ve bilindiği üzere delileri fenerle aramaya zorunlu oluyorlar. Tarih bunun şahididir, hep akıllıların yaptığı kötülükleri ve yıkımları sonradan halkının talebi üzerine deliler gelip düzeltmiş ve güzelleştirmişlerdir. Muhabbet de buradan çıkıyor şimdi Çorum’daki köylülerin delilerinin neden iktidara getirdiklerini kendi ağızlarından dinleyelim; bir muhtar köyümüzün gelirini çok fazla gösteriyor bizlerin yeşil kart almamızı engelliyor, iki muhtar kömür ve öteberi dağıtımını köydeki ihtiyacı olan garibanlara değil kendi çevresine dağıtıyor, üç köyümüzün suyu yok ama muhtar bu konuda gereken yerlere hiçbir girişimde bulunmuyor vs. vs. vs. Diyorlar ben bu yazıyı sevgili gazeteci yazar dostum Sayın Cengiz Yüceak’a atfen yazıyorum. Delilikle ilgili daha önce de yazdığım birkaç yazımda Cengiz Bey’in eksiklerimi tamamlaması ve yazıma bu anlamda katkı sunması beni fazlasıyla memnun etmiştir. Cengiz bey diyor ki bir yazısında “Keşke bu ülkede herkes deli olabilse bizi de el aleme hortumlamasalar.” Bu anlamda bütün delilleri selamlıyor, sevgili Aziz Nesin’in “Deliler Boşandı” hikayesinden bir bölüm anlatıyordu. Bu anlamda da delilik olarak tanımlanan şey büyük bir akıllılıktır. Aslında hepimizin bir yolculuğudur delilik, kimimiz sapasağlam kimimiz ufak tefek arızalar alarak döneriz aslında, kendimize sormalıyız biz ne kadar deliyiz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.