ÇOCUKLAR SİPERLERDE ÖPÜŞÜR

Çocukluk yıllarımızın özlemini çekmeyen yok gibidir.Yaşamın içindeki acemi davranışlarımızı anımsayınca içimiz burkulur.
Ayvatüyü sakallarımı gizlice babamın traj takımlarıyla keserken yüzümün kan içinde kalışını,babamdan utanışım aklıma geldikçe bugün yaşlılığa adım atmama rağmen, yanaklarımın morlaşmasını hala unutamıyorum.
Çocuksu sevdalarımızın çıraksı sonuçlarından yola çıkarak anlamlı kavgalarda can yoldaşlığına soyunmak,evrensel boyutta tanımlanan sevdalarla ne kadar örtüşür bilemiyorum.
Bu konudaki bildiklerim yaşamı sınamaya yetmedi ve yetemiyor.
Saklambaç çocuklarının siperlerdeki öpüşmeleri, evcilik oynamanın yolunu açsa da; ayrıntılardan uzak,çıkarsız kardeşliğin şarkılarını söylemekten inanılmaz hazlar alırdık.
Yaşlılık duyguları içinde bunalımlara takılmış falan değilim.Yaşlanmaktan korkmuyorum.Çiçeği burnunda sevdalar yaşıyorum.Daha ne olsun...
Ülkem bir günde onlarca gündemi bir arada yaşamakta ve ülkemin insanları yorgunluktan üretemez duruma gelmektedir.Hangi gündemi konuşalım...Hangi gündemi tartışalım.Hangi kahpenin çıkardığı yangında yanalım şaşırdık kaldık.
Adamın durduk yerde bir yerleri kaşınıyor,kendisini kaşıtmak için elinden gelen piçliği yapıyor...
Bunaldım hey hat...
Ve sevdalarımız 
sokakta 
aleni
çırılçıplak
sırtından vurulurken biz hala birbirimizi yemekteyiz.
Güldüğüme bakma.Güllerim kan tükürür bana...
Dargın değilim.Biraz asi, biraz da kırgın...Sol mememin altındaki ince sızı...Zor günlerimin ilacı... Gel be Çerkez Kızı acıları bal eyleyelim.
Bu saatte mürekkep zehir zıkkım dökülür bakire kağıtlara...
Bu gece kenttin bütün meydanlarına şiir bağıracağım...
Haberin olsun...