BÜYÜYÜNCE NE OLACAKSIN?

Bahar Sert

Eveet, sanırım herkes küçüklüğünde en az bir kere bu sorunun muhatabı olmuştur.

 Tabi o zaman kulaktan dolma meslekler söylenir, öğretmen, sarkıcı, doktor, anne diyen bile vardır. Küçükten şartlanır çocuklar…

Bu sorunun asıl muhattapları, tamda YKS sınavının hazırlık sürecinde başlıyor. On altı, on yedi yaşlarında bu arayışa giriyor gençler. Tam kendini ve hayatı tanımadan karar vermek zorunda kalıyorlar.

Ya etrafındaki insanların deneyimlerinden, ya da dönemin popüler mesleklerini seçmek zorunda bırakılıyorlar. Çoğunlukla da aile baskısı ile oluyor.

Çok azı istediği bölüme yerleşiyor.

Bizim ülkemizde baba mesleği gibi acı bir tanım  da var. Doktor da olsa, avukatta olsa, esnaf ta olsa, baba mesleği.  Para kazanan ama istediği hayatı yasayamayan bir sürü mutsuz insan.

 Neden? bu çocuklar,  “sen ne istiyorsun?”

 “Hayatta nelerden zevk alıyorsun?”  sorularına cevap bulmadan meslek seçmek zorunda kalıyorlar?

Çok üzülüyorum bu yaşlardaki gençlere…

Hayatı yaşadıkları çevre olarak bilip hayatlarını şekillendiriyorlar.

Ailelerde haksız değil aslında. Kendi ayaklarının üzerinde durup, var olabilmelerini istiyorlar. İstemeden de olsa hayatlarına aşırı müdahale edip hayatın onların olduğunu unutuyoruz.

Asıl önemli ve sağlıklı olan eğitimli bir insan olmak kendini yetiştirmek…

 Günümüzde mezun birçok genç olsa da, okuduğu bölümle alakalı bir işte bu yüzden çalışmıyor. Bunun nedeni kendini tanımadan yapılan yanlış meslek seçimi…

“TUİK’in 2021 Mayıs ayı resmi işsizlik verilerine göre, 15 yaş ve üzeri kişilerin, 4 milyon 237 bin kişinin işsiz olduğu. Yani bu oran,% 13.2 düzeyinde” çok vahim.

Gençlerin ümitleri yok. İşsiz kalmayacakları bölümlere yöneliyorlar, ya da bir bölüme kapak atayım da zaten işsiz kalacağım bari üniversite mezunu olayım mantığı ile karar veriyorlar. Daha önce de var olsa da son yıllarda gençler arasında revaçta olan, yabancı dile ağırlık verip yurt dışına çıkma düşüncesi de azımsanmayacak kadar çok…

Geçen gün bir seminerde bir hikâye dinledim. Kısaca, işinden memnun olmayan bir adam, her gün mutsuz olarak işine gidiyor. Yardım almak için bir danışmana başvuruyor. Danışman hikâyesini dinledikten sonra ilk sorusu;

“Sen hayatta neler yapmaktan hoşlanırsın?” oluyor, adam şaşırsa da “yürüyüş yapmak ve köpeklere bir şeyler öğretmek deyip eklemiş insanlarla konuşmayı da çok sevmiyorum “demiş.  Köpek gezdiricisi ve eğiticisi olmayı düşünür müsün? diye sorduğunda, adamın geçim sıkıntısı çekebileceği konusunda endişeleri oluşuyor ama denemekte istiyor. Danışman ona severek yapılan her işin, başarı ile taçlandırılacağını söylüyor ve hayatına geri dönüyor. Sonuç ne mi, kurduğu köpek eğitim kurumu 1 aydan önce randevu bulunamayan, aranılan bir işletme haline geliyor.

Kıssadan hisse herkes doktor, mühendis olmak zorunda değil. Önemli olan sevdiğiniz işi yapmak. Başarının sırrı tamda bu, emin olun. Bu bir yaşam döngüsü siz mutlu iseniz çevrenizdeki insanlar da mutludur…

SEVGİ İLE KALIN.