Biri kocaman iki belediye: O sokakta çocuk öldü be!

Aktan Uslu

Dün akşam, 20.15 suları..

İbrahim Ağa Caddesi, caddenin Mustafapaşa Camii’ne cepheli girişindeki durakta; Otogar istikametinden kalkıp Marmaray Fatih İstasyonu’na giden 560 hat numaralı, şahsımı da evine ulaştıracak resmi belediye otobüsünü beklerken..

Mustafapaşa Mahallesi, geçenlerde bir çocuğumuzun aşırı sürat ve hatalı sollamadan hayatını kaybettiği 735 Sokak civarı sakinlerinden, İYİ Partili İbrahim Coşkun ağabeye rastladım. Özetle şöyle dedi:

“Taziye yemeğinde baktım bir genç oturuyor.. Sordum, kimsin… Filanca partinin mahalle gençlik kolları başkanı imiş. S…r çektim. Baktım gitmiyor. ‘Ben falanca partiliyim. Şuraya gömerim seni, kimse duymaz’ deyince bir baktım, sokağın başına varmış bile.”

İbrahim abiye niye kendi partisinin adını vermediğini sordum.

Kaale almazdı” diye yanıtladı.

Ben koptum o esnada…

Ağlanası halimize, gülmüş oldum.

**

İbrahim Coşkun’un 31 Ekim tarihli, ilgili yere dair sosyal medya paylaşımı şöyle;

“Üçüncü haftaya girdik. Mustafapaşa Mahallesi, 735 Sokak’ta kasis yani hız kesici yapılacaktı. Belediye devamlı oyalıyor. Biz bir kişiyi daha mı trafikte, yani bu ölüm yolunda kaybedeceğiz. Kocaeli’nden onay çıkalı bir hafta oldu, neyi bekliyorsunuz. Yolu mu bizler kazalım. Çocuklar ölmesin, ocaklar sönmesin.”

**

Takdir kamuoyunun ama şahsım adına benzer konularda yapmak istediğim şudur…

Çabam, mesleği halk çıkarları doğrultusunda sürdürmektedir. TMMOB’un “Halk için mühendislik” ruhunu ve felsefesini benimsedim, takdir ettim. Kendi çapında bir, “Halk için gazetecilik” çabası benimki de.

Alabildiğine, çözüm odaklı hareket etmeye çalıştım.

Gebze Belediye Başkan Yardımcısı Selamet Güner ile en az beş telefon görüşmesi yaptım. Haberleştirdim.

Yanılmıyorsam; 21 Ekim Cumartesi günü olmuş son görüşmemiz.

22 Ekim Pazar günü sitemizde, 23 Ekim Pazartesi gazetemizde haber oldu.

“Kasisi KBB geciktirirse Gebze devreye girecek” başlıklı haberimde özetle, “Mustafapaşa Mahallesi, 735 Sokak’ta UKOME halkın talebi hız kesici tümseği uygun gördü ama Büyükşehir kararı icraata henüz sokmadı. Semt sakinleri o kararın hatırına önceki cumartesi eylemini, erteledi. Selamet Güner, “Pazartesi devreye girecek, gerekirse biz yapacağız” dedi” yazmışım.

**

İktidar, ana muhalefet, muhalefet fark etmeksizin siyaseti ama direk etiketleme ama özel kanallardan bilgilendirmeye çalışmıştım.

AKP Gebze İlçe Başkanı Recep Kaya ile 28 Ekim’de, Cumhuriyet Bayramı çelenk töreni öncesi karşılaştım ve özetle, “Yazdım. Aradım. Etiketledim, massenger’den yazdım. Aleyhinizde de yazdım. Dönmediniz. Ama Mustafapaşa’da siz de çok eksik kaldınız” dedim. Hak verdi. Umutlandım. Tık yok, adım yok.

Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz’e taziye ziyaretinde AKP Mahalle Başkanı Ergun Karalı da eşlik etmişti. Tamamen hikaye, tamamen formalite, tamamen “kürk”e hürmettenmiş…

Siyasi çevreden tek hamle, CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan’ın Gebze Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Avukat Saide Arslan Çalışkan ile taziye ziyaretinden geldi. Ziyaretle sınırlı kaldı. Aileye ilgi de iyi bir şey de sokağı gündeme getirme, yok.

Mahalle muhtarı AKP’li Ayhan Baş desen… Aleni yazıyorum. Davaysa dava, gerekirse Adliye’nin linkini de yollarım: Mahalle halkına hala ihanette

Biri kocaman iki belediye…

Ne olsun istiyorsunuz.

Olası olacağı, yaşayıp tanık olduklarımdan sebep yazayım.

Mahalleli ilk eylemi, kaza günü gecesi yapmıştı. İkinci eylemin direğinden, Selamet Güner’in son açıklaması, son sözü ile dönüldü. Gebze Belediyesi’ni bağlayan söz, havada kaldı.

Biri kocaman iki belediye…

Halkı sokak için, sokağı trafiğe kapatmaları için tahrik halindesiniz.

Yüksek olası yeni bir sokak eyleminde, kalabalık arasına bir provokatör girer de güvenlik için orada olan polis ekiplerinden birine bir tekme savurur veya polis aracının camına taş atarsa..

Poliste halka coptur, biber gazıdır… orantısız güçle “Allah ne verdiyse”.. dayarsa..

Hiç mi ama hiç mi, tırnak kadar mı, “Yahu buna biz de zemin oluşturduk” demeyecek veya demez misiniz?

Ya da konu;

Bir çocuk ölüsü üzerinden iktidarı, ana muhalefeti, muhalefeti ile siyasete bir şekilde, bir gerekçeyle malzeme olursa..

O sokağı, daha önceden de yaşanan ve bir kez daha tekrarlanan ölümlü kaza sonrası hala konu etmeyen iktidarı, ana muhalefeti, muhalefeti ile siyaset birbiriyle söz dalaşına tutuşursa..

Gebze’nin gündemi mi olmuş olacak.

Belediye basın bürolarına da sorguluyorum bazı…

Belediye başkanlarının her yazılandan, çizilenden haberdar olma durumu elbette yok ama eskiden, belediye ve başkanı aleyhinde haber, yorum çıktı mı bilgilendirilirdi diye biliyorum..

Günümüzde; “Türkiye yüzyılı”nda belediye basın büroları, sadece belediye hizmetleri ve/veya başkanını takiple, pozitif yönlerini basına servis etmekle mi mükellef…

Ya da Gebze merkez başta olmak üzere Darıca, Çayırova ve Dilovası’nda da ama kadro, ama iş vererek bir şekilde susturdunuz. Onlar da zaten düzden razı… Yazılmayınca; kentin sorunu, yok mu sandınız? Her şey, güllük gülistanlık mı?

Biri kocaman iki belediye…

Anlaşıldı: “Yüreklerinizin kulakları sağır..”

Ama 735 Sokak’ta..

Hava kurşun gibi ağır…”