Tarih 16 Mayıs 1919.
İstanbul limanında demirli, mütevazı bir vapur...
Adı Bandırma.
O gün, bu vapur sadece yolcularını değil, bir milletin umutlarını, istiklal ateşini de Karadeniz'in hırçın sularına doğru taşıyordu. Güvertesinde ise, geleceğe dair büyük hayalleri ve kararlılığı gözlerinden okunan bir Paşa vardı: Mustafa Kemal.
İçinde bulunduğumuz bu topraklarda, o gün başlayan yolculuk, emperyalist güçlerin karanlık gölgesinin üzerimize çöktüğü bir dönemde, bir direnişin, bir yeniden doğuşun ilk adımıydı. Mondros Mütarekesi'nin ardından vatan toprakları işgal altında inlerken, milletin kalbinde yanan bağımsızlık ateşi, Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Samsun'a doğru yola çıkıyordu.
Üç gün süren zorlu bir deniz yolculuğunun ardından, 19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru Samsun limanına yanaştı. Bu sadece coğrafi bir varış değildi. Bu, bir milletin kaderini değiştirecek, emperyalizme karşı verilecek onurlu mücadelenin fiili başlangıcıydı. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak basmasıyla birlikte, Anadolu'nun dört bir yanına yayılan bir kıvılcım çakmış oldu.
O gün Samsun'da atılan bu tarihi adım, sadece bir askeri dehanın değil, aynı zamanda milletine inanan, bağımsızlık aşkıyla yanan bir liderin devrimci-antiemperyalist vizyonunu da ortaya koyuyordu. Mustafa Kemal Paşa, beraberindeki bir avuç inanmış yurtseverle birlikte, milletin sinesinde var olan direnme gücünü harekete geçirmek için yola çıkmıştı.
19 Mayıs, sadece Samsun'a çıkışın yıl dönümü değil, aynı zamanda Türk gençliğine armağan edilen bir bayramdır. Çünkü o gün başlayan mücadele, genç nesillerin omuzlarında yükselecek, 1923’te Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla taçlanacaktı.
Aradan geçen 106 yıla karşın, 16 Mayıs'ta başlayan o umut yolculuğunun ve 19 Mayıs'ta Samsun'da yakılan istiklal meşalesinin anlamını derinden kavramalıyız. Emperyalizme karşı verilen bu onurlu mücadele, bizlere bağımsızlığın ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının başlattığı bu kutlu yürüyüş, bizlere emanet edilen Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza dek yaşatma sorumluluğunu da yüklüyor. 19 Mayıs, sadece geçmişi hatırlamak değil, geleceğe umutla bakmak, milli değerlerimize sahip çıkmak ve bağımsızlığımızı her koşulda koruma azmimizi tazelemek için bir vesiledir.
Unutmayalım ki, o gün Bandırma Vapuru ile başlayan yolculuk, bir milletin yeniden doğuşunun destanıdır. Bu destanı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin en önemli görevidir.