BİR ÖĞRETMENİ UNUTULMAZ KILAN NEDİR?

Dilek ALP

Hayatınızda fark yaratan bir öğretmeninizi hatırlıyor musunuz?

Sahip olduğunuz tüm öğretmenleri hatırlamayabilirsiniz, ancak bahse girerim kalıcı bir hatıra bırakan birkaç öğretmeniniz vardır. Peki, hiç düşündünüz mü bir öğretmeni unutulmaz yapan nedir?

Öğrenciler genellikle nazik, eğlenceli, parlak veya tutkulu öğretmenleri hatırlar. Kendilerini önemseyen öğretmenleri hatırlarlar. Destekleyici veya cesaret verici olan ya da kendilerinde kimsenin görmediği bir şey gören öğretmenleri hatırlarlar. Onlara meydan okuyan ve düşündüren öğretmenleri hatırlarlar. Gerçeği söylemek gerekirse, öğrenciler aynı zamanda belki biraz tuhaf olan öğretmenleri de hatırlarlar. Ne de olsa unutulmaz öğretmenlerin mükemmel olması gerekmiyor.

Benim de bir kişi ve bir öğretmen olarak etkileyen birkaç unutulmaz eğitimcim oldu.

Bayan X, lisede benim İngilizce öğretmenimdi ve okul sanat etkinliklerini yönetirdi. Kendimi hiçbir zaman bir sanatçı olarak görmedim, ama Bayan X bir gün dersten sonra beni durdurdu ve "Bugün seni sanat seçmelerinde görmeyi umuyorum" dedi. Bundan önce denemeye hiç niyetim yoktu ama benden özellikle yapmamı istemesi, yeniden düşünmeme neden oldu. Ben de cesaretimi topladım ve gittim.

O yıl tüm sanat gruplarında çalıştım ve çok sevdim. Çizim yapmadığım zamanlarda atölyelerde yardım ediyordum. Lise günlerimin geri kalanında sanatla birlikte kaldım ve hatta üniversitede devam ettim. Bayan X sayesinde ait olduğum kabilemi bulmuştum.

Bay C, tarih konusunda tutkuluydu ve bir hikâyeyi nasıl anlatacağını iyi biliyordu. Ona göre tarih; tarihlerin, savaşların ve generallerin bir listesi değildi. Tarih insanların hikâyesiydi; neye inandıkları, nasıl yaşadıkları ve fikirlerini neyin etkilediği. Her sınıf, bu hikâyenin bir bölümüydü ve sonrasında ne olacağını duymak için sabırsızlanıyorduk.

Kurtuluş Savaşı onun en iyi hikâyesiydi çünkü zorluklarla karşı karşıya kalan ve ülkenin iyiliği için ciddi kararlar almak zorunda kalan ilginç, çeşitli karakterlerden oluşan bir kadroya sahipti. Yılsonunda, daha önce tarihe hiç ilgisi olmayan çocuklar bile Kurtuluş Savaşı ve sonrasının hikâyesini biliyordu.

Geriye dönüp baktığımda, Bay C'nin muhtemelen öğrencilerinden çok kendi konusuyla ilgilendiğini söylemeliyim, ama tarihi bizim için canlandırdı. Kendi öğretimime getirmeyi umduğum türden bir tutku buydu.

Beşinci sınıf hakkında pek bir şey hatırlamıyorum ama Bayan S'nin ünlü "Kutudaki Kedi" edat öğretim yöntemini hatırlıyorum. Tahtaya biri küçük, biri büyük olmak üzere iki kutu çizdi. Her kutuya bir kedi kondurdu. Sonra "Kedi kutunun içinde. Kedi kutunun etrafında dönüyor. Kedi kutunun içinden geçiyor. Bir numaralı kutunun kedisi, iki numaralı kutunun kedisinden daha büyük..." Bu ders için çılgınca hevesliydi. Bu hevesi hepimize aktardı. Kutuları çizmeye başlayınca heyecanla bekliyorduk.

İşe başladığım 10. yılda gönüllü verdiğim İngilizce dersinde konuşmanın bölümleri üzerine bir ünite başlatıyordum ki birden kendimi tahtaya iki kutu çizerken buldum. Yüzümdeki tebessümün nedenini hiç kimse çözemedi…

Şimdiki öğrencilere sorduğumda, bir öğretmeni unutulmaz kılan şeyin yıllar içinde pek değişmediği açık. Geçenlerde bir dokuzuncu sınıf öğrencisi bana "Fransızca öğretmenimi çok seviyorum" dedi. "Komik biri ve Fransızca dışında bir sürü başka dersimiz olduğunu biliyor ama önce Fransızca çalışmak istemeni sağlıyor." Okulun ilk yılını biraz zorlu bulan öğrenci, “Gerçekten şanslıydım çünkü sınıf öğretmenim çok sabırlı." diyor. Bir anaokulu öğrencisi "Öğretmenim bizi seviyor ve burada bizimle olmaktan gerçekten çok mutlu, güldüğü zaman gözleri pırıl pırıl oluyor. " Ne kadar kolay değil mi. Çocuklar her duyguyu alabiliyor ve bunu ifade edebiliyor.

Nazik olmak, ilgili olmak, konular hakkında tutkulu olmak ve sadece öğrencilerinizle ilgilenmek, öğrencilerin hala bir öğretmeni unutulmaz kıldığını düşündükleri niteliklerdir. Ve eğer biraz tuhafsanız, bu da sorun değil unutmayın…

Çocuklarınızı tüm kalbinizle önemseyin.
Öğreten ve öğrenen herkesin Öğretmenler Günü kutlu olsun…