Beylikbağı, Sazlıdere, Emek: Sustular Sustukça…

Aktan Uslu

Bizim dar ailemizin Gebze’ye; 11 yıl Üsküdar Selimiye, bir sene Kartal –şimdi Maltepe- Tugay Yolu üzerinden göç ediş tarihi, 1982…

Hiç unutmam.

Kamyonun sırtından Feniş’in Pimaş’ın tepelerine baktığımda tek tük evler, bolca yeşillik arazi görmüştüm.

Gebze’de ilk Arapçeşme’ye kiracı olarak yerleştik. Beylikbağı veya civar mahallelerinde hiç oturmadık ama Beylikbağı’nı Gebze’ye geldiğimiz ilk günlerden beri, bilirim.

Bu arada örneğin Giresun kökenli bir neslimiz olsaydı biz de aslında aynı bölgede soluğu almış, bir Hazine arazisine çatıyı dikmiş ve belki bizler de Hürriyet Yavuzselim.. sakinleri gibi tapu mücadelesi verenlerin arasında yer edinecektik.

Çalışmak için Sultanhamam’a gidip gelirken aynı tepelerden Giresun eşrafından İsmail, Samsun eşrafından Ayhan da inerdi.

Ergenlik yıllarımızdı. Sabahları uyuklayarak giderek, Kadıköy – Haydarpaşa – Karaköy vapurunda ve Karaköy’den Sultanhamam’a yaya tırmarırken..

Bir de dönüş saatlerimiz denk gelirse..

Ergendik yaa..

Paso gırgır kesintisiz şamata.

Arada diğer yolcuları kızdırdığımız olsa da..

Haydarpaşa – Gebze banliyösünün efsane ergenleriydik!

**

O zamanlar “gecekondu” nedir iyi kötü az çok bilir ederdik ama bizim neslin geleneğinde imarlı iskanlı binalarda “kiracılık” olmasından sebep, pek tercih ettiğimiz bir barınma biçimi değildi.

Bu arada henüz 13-15’lerdeydim ama çocukluğumun geçtiği Selimiye..

Deniz Gezmişler’in mahallesi..

Nam’ı diğer o dönemlerin, Küçük Moskova’sı..

Politik kimliğin daha hızlı oturması..

Bir de Gebze’ye yerleştikten sonra da benzer çevrelerle hızlı şekilde etkileşimi sağlamaktan sebep..

Beylikbağı ve emsali hiçbir Hazine arazisi sakinine “İşgalciler” diye ne 1980’lerde dedim..

Ne de 2020’lerde diyesim var.

Çünkü işgalci falan değiller.

Onlar.. barınma hakkını kullanan yurttaşlar.

1980’lerin; 1968 ve 1978 kuşağı devrimci abileri ablaları; biz yitik kuşak’a bizlere öyle tembihlediydiler.

**

Beylikbağı halkının bir dönem hayli yoğunlaştırdığı tapu mücadelesi günlerinde..

Günlerden bir gün dönemin CHP’li Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz’e de konuk olundu.

Ben de, gazeteci kimliğimle oradaydım.

İstanbul’un Kartal dahil olmak üzere CHP’nin yerel iktidarda olduğu Maltepe ve Sarıyer gibi ilçelerinde de vakanın sonuçlanması..

Siyasi tanımlama ile AKP, MHP yoğun Beylikbağı Bölgesi’nde de dikkatleri cezbetmiş ve, “Orası da Türkiye, burası da Türkiye. Kartal’da olan Gebze’de niye olmasın” diye Altınok Öz’ü makamında dinlemeye sevk etmişti.

Kelimesi kelimesine aktaramam ama Altınok Öz o gün söyledikleriyle aslında benim de meseleye bakış açımı izah etti.

Öncelikle; vakaya dar değil çok geniş açıdan bakmalı… Teeee 1980’lere uzanmalıyız:

Şu politize edilmiş bir tespitimdir ki Türkiye’de sanayileşme üstelik Atatürk uygulama ve gerçekliğine karşın memleket geneline yayılmamış; Çerkezköy/Çorlu ile Gebze/İzmit ya da Tekirdağ – Sakarya arasına sıkıştırılmıştır.

Zaman içinde batıda Tekirdağ’a, doğuda Kocaeli, Sakarya’ya doğru yayılması İstanbul’da ama yer kalmaması ama örneğin Kartal gibi: Bir zamanların sanayi ilçesinin kendisine farklı bir kimlik;  kültür sanat, turizm ilçesi sıfatını edinme çabasındandır.

Yani Gebze Bölgesi için, “İstanbul’un arka bahçesi, çöplüğü” tanımlaması iticidir ama doğrudur.

Hatta Haliç kıyısından gelenlerin Hasköy Sanayi Sitesi, Dudullu’daki İMES’ten gelenlerin İMES OSB gibi yapılanmalarında geldikleri yerin ismini muhafaza etmeleri.. ahde vefaya mı bağlasak! Bilemedim şimdi.

 CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan ile Ankara’da, “Hava kurşun gibi ağır” dizisi için yaptığım röportaj esnasında kendisi de itiraf etmiştir ki..

Gerek İstanbul gerek ilimizde gecekondulaşmanın sebebi, göç edenlerin arsaları konuşlanmasına göz yuman, SHP – CHP belediyeleri, zihniyetidir.

Çünkü o dönemler SHP, CHP’nin henüz Deniz Baykal etkisi ile liberalleşmeye yönelmediği..

Artısı eksisi doğrusu yanlışı ile aslan sosyal demokrat, gerçek sosyal demokrat olduğu yıllar.

Hükümet o göç için gerekeni yapmayıp binaları dikmeyince aslan sosyal demokratlar barınma adlı insan hakkına saygıdan, göz yummuşlardır.

Ama şu da bir gerçektir ki..

Çarpık sanayileşmenin sorumlusu da, o sanayileşme her ne kadar 2002 önce olsa dahi bugünkü AKP zihniyeti ile eşdeğer olan..

12 Eylül 1980 “hukuku”nun ürünü, vahşi kapitalizmdir.

Doğu’dan Batı’ya göç kesinlikle öngörülmüş ve bile isteye hareket edilmiştir çünkü..

İnsanları bir şekilde mevcut sisteme, vahşi kapitalizme mecbur hale getirmek için ülke geneline yayılmalarından öte, ülkenin bir yerinde kümelenmeleri sistemin işini kolaylaştırmıştır.

Bakın.. Çok nettir. İl ismiyle vermeyeceğim..

Buralarda AKP’li ama memleketinde -Cumhur İttifakı öncesi de- MHP’li

O kadar çok kişi tanıyorum ki.

**

İşte kısa özetle meselenin özeti budur.

Beylikbağı… Emek… Sazlıdere.. ve emsallerinde

Memleketin neresinde olursa olsun..

Elbette aralarında art niyetliler de olmuştur, olacaktır ama bütünü ifade etmezler, bütünü bağlamaz.

Onlar işgalci değil;

Karadeniz ve Anadolu’dan geçim, Güneydoğu’dan hem yaşam hem geçim için göç eden, en temel insanlık hakkını kullanan, insanlardır.

Ama çok önemli bir eksikleri vardır.

Bölgemizde sorun yakıcılığını; Kirazpınar, Beylikbağı; Çayırova İlçe sınırları içinde Emek ve Sazlıdere’de sürdürmektedir.

Her bölge, mücadelesini tek başına vermektedir. Ben sağlıklı bir şekilde bir araya gelip güç birliği sergilediklerine tanık olmadım.

Misal Çayırova’da..

Dün Sazlıdere’deki Emek/İnönü’yü izliyordu. Bugün durum tam tersi.

Dün Sazlıdere’deki; Emek’e kayıtsız kaldı. Sustu, sesini çıkarmadı.

Susunca, sıra kendisine geldi.

Yarın..

Şimdi Dilovası, Dilovalı suskun ya.. Yarın Dilovalı’ya sıra gelecektir.

Şimdi Karamürselli, Kartepeli, Kandıralı susuyor ya..

Yarın ne malum..

Ve gidişatları, tepkileri neredeyse hep aynı..

Emek.. Beylikbağı sakinleri de az aşındırmadı kısa mesafeli olsa da İzmit yollarını.

Bugün Sazlıdere sakinleri İzmit’te; KBB Meclisi öncesi toplanacak bina önünde.

Kimbilir, belki şu sloganı da atacak:

  • Susma sustukça sıra sana gelecek
  •  
  • Ne malum anam babam. Bana niye sıra sana gelecek.
  •  
  • Tecrübe konuşuyor iki gözüm iki çeşmem. Bugün ben bağırıyorum ama dün susmuştum…