BAŞLADIĞIMIZ YERE GERİ DÖNDÜK...!

İsmail Kadı

Avrupa konseyi ülkemizi denetime alması içeride ve dışarıda önemli tartışmaların önünü açtı.

İlk tepki kararın siyasi olduğu yönünde oldu.

Akla ilk gelen soru, Türkiye demokrasi liginde kümeye mi düşürüldü?

Aradan geçen 13 yıl bizi Azerbaycan, Gürcistan ve Rusya’nın bulunduğu lige savurdu.

Peki yapılan eleştirilerin tümü çok mu haksız, çok mu yersiz!

Yapılan eleştirilerin haklı tarafı yok mu?

Nedir yapılan eleştiriler onlara bir göz atalım.

Bir kaçını sıralamakta yarar var;

OHAL’e dayalı kanun hükmünde kararnameler pek çok insanın canını acıttı, amacın dışında kullanıldı.

Gelelim işin özüne, Türkiye olarak zor bir dönemden geçiyoruz.

Aslında bu söylemi yıllardır dile getiriyoruz.

Bu kez durum diğerlerinden farklı olduğunu görmekte yarar var.

Umutsuzluk pek çok alanda yaygın.

İnsanlar yoruldu, ülke yoruldu.

Hergün yeni bir suç tanımıyla karşılaşıyoruz.

Güven bunalımı gittikçe derinleşiyor.

Toplum, devlet ve yurttaş arasında ilişkiler oldukça sıkıntılı.

Ortak akla her zaman olduğundan daha fazla ihtiyaç duyulmakta.

Kendi içimizde çözemediğimiz sorunlar derinleşiyor.

Tartışmalı her karar kutuplaşmamıza zemin hazırlıyor.

Basın özgürlüğü sıkıntılı bir duruma doğru hızla ilerliyor.

Referandum eşit olmayan şartlarda gerçekleştiğini söylemek iyimserlik olur.

Yaklaşık 3 aya yakın süre siyasi tarihimizde görülmemiş tek taraflı propagandanın  yapıldığı bir sürece tanık olduk.

Buna rağmen geriye dönüp özeliştiri yapmak yerine hiç birşey olmamış gibi davranmak neyi çözer...

Hukuk devletinin değil, kanun devlettinde dahi olmayan uygulamalarla karşı karşıyayız.

Bu sonuçtan siyasetçilerin çıkaracağı önemli dersler olmalı.

Vaziyet zordur, ancak umutsuz değildir.

“Mühürsüz seçim”in getireceği sıkıntı iktidar çevrelerini zorlayacağa benziyor.

Hatırlarsak 17-25 Aralık döneminde Reza Zarrab kendi hukuk sistemimizde yargılanamadı.

Daha sonra Uluslararası güçler devreye girdi.

Bugün daha sıkıntılı bir durumdayız.

Aynı durum referandum sonuçlarında da olma ihtimali yüksek.

İç hukuk yolları tıkandı.

Kendi iç hukukunu çalıştıramayan bir ülke daha büyük sıkıntılarla karşılaşması kaçınılmaz olur.

Her eleştiriyi yok saymak, yapılan eleştirileri düşmanca değerlendirmek hiç kimseye yarar sağlamaz.

Gelin bu yanlış ve çıkışı olmayan konularda ısrarcı olmayın.

Sıkıştırılmış toplumlar sonucu kestirilemeyen yola girer.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.