Artık yeter !

 

İş cinayetleri, bu sütunların vazgeçilmez konularının başında geliyor. 3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yeniden aklıma geldi bu konuda yazı yazmak. Ama, bir de ne göreyim, SINIF TAVRI adı altında çalışma yürüten işçi sınıfı ve dostları, içeriği dopdolu bir açıklama yayınlamış.

En azından bir bölümünü sizlerle paylaşmam gerektiği düşündüm.

"İş cinayetlerini durdurmak için ayağa kalkıyoruz" diyen ve iş cinayetlerin kader olmadığını savunan Sınıf Tavrı, AKP'nin işçilere karşı savaş ilan ettiğini belirtip, "Artık yeter diyoruz" ifadesini kullanmıştı.

Gerçekten de ‘’ARTIK YETER’’ diyerek, birlikte bir göz gezdirelim o açıklamaya…

"Yıl 2002. Emekçilerin üzerinden silindir gibi geçen, sosyal yıkım programlarına imza atan 90’lı yılların ardından ülkeyi babalar gibi satmayı aklına koyan, sömürüyü büyüme, işçi ölümlerini kader diye nitelendirecek AKP iktidara geldi.

Yıl 2015. AKP iktidarı boyunca işçilerin her türlü sosyal hakkı iktidar ve sermaye tarafından gasp edilirken, iş cinayetleri patlama yaptı. Her yerde büyüme yalanlarını anlatan AKP, kendisinden önceki sosyal yıkım programlarının sürdürücüsü ve tamamlayıcısı oldu.

Kurallı çalışmanın ürünü olan düzenli çalışma, sendikal örgütlülük esnekleştirilerek yok edildi. Kuralsız çalışma kural haline geldi. Bu sürede 14 bin 455 işçi yaşamını yitirdi. On binlercesi sakat kaldı, meslek hastalıkları ile çalışamaz hale geldi. Türkiye iş cinayetlerinde AB ülkelerini yediye katladı ve Dünya’da üçüncü sırada yer aldı.

Bu iktidar, madencinin ölümünü fıtrat diye nitelendiren, ölen madenci yakınlarını tekmelettiren, Torunlar inşaatta ölen on işçinin ölümüne sebebiyet verenlerin arkadaşı ve dostu olan, başka ülkelerde maden kazalarını “Biz de olsa iki günde çözeriz” diye üfüren, kendi madencisi madenin altında kaldığında boğularak ölmesine izin veren iktidardır!

Binlerce işçinin ölümüne sebebiyet veren düzeni kuran AKP, sermayenin biricik temsilcisi ve sözcüsüdür. Bir savaşta hayatını yitirecek kadar insan iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. Artık yeter;

-Güvencesiz çalışma koşullarını yaygınlaştıran her tür esneklik uygulaması yasaklanmalıdır.

- İşçi sağlığı ve iş güvenliği için alınması gereken önlemlere her koşulda eksiksiz uyulmalıdır. Gereken tedbirlerin kapsamı oluşturulurken işkolu ve işin niteliği ile işçinin yaş, cinsiyet, ebeveynlik gibi öznel durumları göz önünde bulundurulmalıdır.

-   İşçi ve emekçilerin çalışma koşulları ve çalışma ortamı insana yaraşır standartlarda olmalıdır.

-  Özelleştirmeler durdurulmalı, tüm özelleştirilen kaynak ve kurumlar kamulaştırılmalıdır.

Evet, özetle bunları söylemişler. Tamamına katılıyorum, işçiye savaş açan bu düzen son bulmalıdır. İş cinayetleri kader olamaz. İş cinayetlerini böyle tanımlayan ve bazı iş kollarındaki iş cinayetlerini de ‘’fıtrat’’ zihniyetiyle topluma kabul ettirmeye çalışanlara karşı kesintisiz mücadele edilmelidir.

‘’Bu daha başlangıç’’ demiştik, unutulmasın…