Acı reçete: Kentsel Dönüşüm

 

 

AKP hükümetlerinin başlangıç döneminden itibaren rant yaratıcı proje olarak kabul gören kentsel dönüşüm, hem mağduriyet yaratmış hem de toplum önünde gerginlik başlığı olmuştur.

‘’Yapısal dönüşüm’’ ve insanlara ‘’daha çağdaş yaşam koşulları sağlayan yapılaşma’’ diye sunulan kentsel dönüşüm, sonralarda mücadele başlığı olarak algılanmaya başlandı.

Şimdilerde ise yeniden kent gündemini işgal edecek gibi...

Bu proje gereği kazançlı çıkacakları konusunda ikna edilmeye çalışılan halk, bazen ‘evet’ diyerek boyun eğmiştir.  Bazen de ‘hayır’ diyerek direnmiştir.

Şimdi, aynı süreci İzmit’in Cedit, Gölcük’ün de Merkez Mahallesi yaşayacak.

Bakanlar Kurulu’nun İzmit Cedit ve Gölcük Merkez Mahallesi’ni riskli alan ilan ettiği karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 29 Mayıs 2015 tarihli ve 4730 sayılı yazısı üzerine, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine göre, İzmit Cedit Mahallesi’nde bulunan 126 bin 221 metrekarelik alan ‘riskli alan’ ilan edildi.  Gölcük’te de, Denizevler’den sonra Merkez Mahallesi de riskli alan ilan edildi. Buradaki riskli alanın büyüklüğü ise 62 bin 337 metrekare oldu.

Her iki bölgede de, yakında kentsel dönüşüm çalışmalarının başlayacak. Ancak, öncesi için gereken altyapı oluşturuldu mu, işte orası belli değil.

Çünkü, itirazlar var ve bunlar yüksek sesle dillendiriliyor.

Düşünün bir kez, eviniz elinizden alınacak, başka bir yerde ikamete zorlanacaksınız. Bu durumda, ‘’isyan ‘hak’tır’’ demekten daha doğal ne olabilir ki ?

Erenler-Cedit’teki kentsel dönüşüm projesinin uygulama aşamasını anımsadım birden. O mahallede evleri kentsel dönüşüm projesi kapsamında kamulaştırılanlar, önce bedellerin eksikliği üzerinden hukuk mücadelesi verdi ve kazandı.

Sonra, yaşam biçimimize müdahaleyi kabul etmiyoruz diyerek meşru direnme hakkını kullandı, yaşayacakları alanı ve yaşam biçimlerini savunarak taleplerinde kazanım elde etti.

Şimdiki Kentsel Dönüşüm Projesi aynı olaylarla anılır mı bilemem. Ama, bildiğim bir şey var ki, Cedit Mahallesi ve Denizevler’deki alanlarda uygulanacak olan proje, yeşil alan kazanımları ve şuyulandırma çalışmaları kapsamında yerel yönetimlere ve müteahhitlere yeni rant alanları yaratacaktır, burası kesin.

‘’Evleriniz yenileniyor, daha iyi koşullarda yaşayacaksınız’’ diyerek ikna edilen halka ne olacağını, projenin uygulandığı diğer bölgelerde yaşamak zorunda kalanlara sorarak anlayabilirsiniz.

Kıssadan hisse;

Eğer sorunların giderilmesi için ‘mücadele etmeyi’ ve de ‘direnmeyi’ temel ilke olarak kabul ettiyseniz, ülkede de, kentlerde de isyan etmemek elde değil. Bu yüzden ‘’isyan ‘hak’tır’’ ve ‘’meşrudur’’ diye düşünüyorum.

Gelecek için de vazgeçilmez temel duruşlardır…