Pelikan’da görgü 7*24 ders konusu

Pelikan’da görgü 7*24 ders konusu

Osman Yılmaz’daki yerleşkesinde okul öncesi, ilk ve orta okul; Sultan Orhan’daki yerleşkesinde Anadolu ve fen lisesi olarak eğitim veren Özel Pelikan’da görgü kuralları, 7/24 üstelik uygulamalı ders konusu

2-pelikan.jpg3-pelikan.jpg

** Meslekte 22’nci yılını geride bırakan okul kurucusu Gülay Körükmez özel eğitimciliğe etüt merkezi ile başladı. Hedeflerinden biri Pelikan Üniversitesi’ni kurmak diğeri eğitim sistemlerinin ülkeye yayılması

 

Pelikan eğitim kurumlarının kurucusu Gülay Körükmez; 1969 yılında Malatya’da, Öğretmen Okulu mezunu emekli öğretmen Muhsin Körükmez’in kızı olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Sivas’ta tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü (1995) mezunu.

ETÜT MERKEZİ İLE İLKE İMZA ATTI

Babasından ötürü sevdiği öğretmenliğe başlamak için 1997’de Marmara Üniversitesi’nde pedagojik formasyonunu tamamladı. Bir yıl Darıca İlk Öğretim Okulu’nda ücretli İngilizce öğretmenliği yaptı. Asıl idealine kavuşmak için fazla beklemedi. 1998’de Gebze’nin beldesi olduğu yıllarda Darıca’da kurduğu Pelikan Etüt Merkezi sadece Darıca değil Gebze için de bir ilk oldu. Etüt merkezini 2009’da Gebze’nin Sultan Orhan Mahallesi’ne taşıdı.

Etüt merkezi 2015’te okula dönüştü. Pelikan halen Osman Yılmaz Mahallesi’ndeki yerleşkesinde okul öncesi, ilk ve ortaokul; Sultan Orhan Mahallesi’ndeki yerinde Anadolu Lisesi ve fen lisesi olarak hizmet veriyor.

Meslekte dolu dolu bir 22 yılı geride bırakan Körükmez’in idealinde Pelikan Üniversitesi’ni kurmak var. Bir diğer hedefi ise Pelikan’da uyguladıkları eğitim sistemini ülke geneline yaygınlaştırmak. Aynı zamanda GTO Eğitim ve Sağlık Komisyonu Üyesi Gülay Körükmez ile eğitimi, özel eğitimi, toplumu ve Pelikan’ı konuştuk:

  • Nedir Pelikan’ın eğitim sistemi…

 

  • Bence bir insanın gelişebileceği en iyi sistem. Çünkü çocuklara mücadele etmeyi, çalışmayı, başarmayı, kendisine ve insanlara saygı duymayı, vatan millet kavramını, tüm canlılara ve doğaya yönelik sevgiyi öğretiyor. Araştırmacı, sorgulayıcı bir nesil yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz.

 

  • Bu Pelikan’a özgü bir eğitim sistemi mi? Bir yerde görüp beğendiğiniz, uyguladığınız bir sistem mi?

 

  • Bugünkü eğitim sistemimiz, geçmişte yetiştirdiğimiz öğrencilerin mezuniyet sonrası da bizlerle diyaloğunu kopartmadan, bizleri yönlendirmesiyle oluştu. Mezun ettiğimiz öğrenciler, bizde aldığı herhangi bir öğretinin kendisine ileride ne kattığını anlattıkça, biz de ona göre sistem oluşturmaya başladık. Başka bir okulda ilginç bulduğu bir ders veya çalışmayı bize de önerdiklerinde, o öneriler üzerinden de kendimize yol yordam belirledik.

 

  • Mezun olan öğrencileriniz en çok hangi öğretinizi takdir ediyor?

 

  • Disiplinli çalışmayı Pelikan’da öğrendiklerini söylüyorlar. Bu arada disiplinden kasıt, otoriterlik değil. Bir insanın bir işi veya görevini yerinde ve zamanında yapmasını alışkanlık haline getirmesine, biz disiplin diyoruz.

 

  • Nedir disiplin kurallarınız veya öğretileriniz?

 

  • Öğrencilerimizin görselliğini geliştirmek için resim, müzik gibi ders saatleri, Devlet okullarına kıyasla bizde daha fazla. Çocuğun bu konudaki gelişimine büyük önem veriyoruz. Steam maker (buhar makinesi) diye adlandırdığımız teknolojik laboratuvarda, teknolojiyi düzgün kullanmayı öğretiyoruz. Ki çağımızın önemli bir sorunudur.

 

  • Öte yandan bizim için davranışlar çok önemli. Örneğin öğrencilerimiz yemekhaneye koştura koştura gitmez. Sıraya düzenli girer, arkadaşının önüne geçmez. Yemeği yiyebileceği kadar alır, çöpe dökmez. Öğretmenine saygılı olmayı bilir. Kız öğrenciler okula makyajla gelmez, nereye geldiğini bilir. İlk ders saatinin başlangıcından itibaren tüm öğrenciler cep telefonlarını rehberliğe teslim eder. Teneffüslerde dahi kullanmazlar.

 

  • Dünya klasiklerini öğrenmelerine çok önem veriyoruz. Mesela 15 tatilde, Suç ve Ceza’yı okudular. Tamamlamak üzereler. Ardından kitap üzerine münazara yapacaklar. Daha öncesinde 300 öğrencimiz Şu Çılgın Türkler kitabı üzerinde aynı çalışmada bulundu. Bu tür çalışmalar çok fazla betimlemeden konuşmalarını, her detayı bir başka şeye benzeterek anlatmalarını sağlıyor.

 

  • Hangi kitabın okunacağına niye siz karar veriyorsunuz?

 

  • 15-16 yaş kuşağındaki çocukların okudukları kitapları gözlemlediğimizde, çok kötü tercihlerde bulunduklarını gördük. Okudukları üzerinden, internetin yararları zararları üzerine saçma denilebilecek konuları konuştuklarına tanık olduk. Türkiye’de bir Enes Batur vakası yaşandı. Amcasına küfrederek ünlenen Enes Batur’u örnek aldı gençlerimiz ve kız çocukları, erkek çocukları gibi argo, cinsellik içeren küfürler kullanmaya başladı. Toplumda, ülkemiz için endişe verici boyutta bir bozukluk var. Biz de bunu kendimize dert edindik. Toplumu bozan etkenler arasında televizyon ve internet ilk sırayı alıyor. Bir çocuğun cep telefonunu alıp incelediğinizde, sokakta tasvip etmediğiniz tavır ve davranışlarının iç yüzünü görebilirsiniz, biz görüyoruz.  Bu konuda ailelere de büyük görev düşüyor. Çocuklarının telefonlarını kontrol etmeliler. Bu gerçekten çok önemli.

 

  • Toplumdaki bozukluk genel kanaat ancak bakış açıları göreceli. Siz neyin üzerinden bir toplumsal bozukluk olduğunu öne sürüyorsunuz?

 

  • Okulumuzun en önemli kurallarından biri, sigara içilmemesidir. Bu konuda yasalar da var ancak uygulamak önemli. Bunu en disiplinli şekilde uygulayan eğitim kurumlarından biriyiz. Öte yandan bizim çocukluğumuzda sigara alışkanlığı olan gençlerin bir adabı vardı. Okulun müdüründen, öğretmenlerinden çekinirdi. Şimdi okul etraflarında, cadde ortasında sigara içiyorlar ve sigaraları bittiğinde, hiç tanımadıkları ve yaşça kendilerinden çok büyük kişilerden bir dal sigara isteyebiliyorlar.

 

  • Eskiden yaşça büyük olana karşı da bir adap veya çekingenlik vardı. Ama eskiden mahallenin yetişkinleri de vardı. Biz çocukken büyüklerimiz, bulunduğumuz ortama geldiğinde kendimize çeki düzen vermek zorunda kalırdık. Ama şimdi mahallelerde çocuklara çeki düzen verecek yetişkin yok. Yetişkinlerimiz, çocukların ve mahallenin üzerinden elini çekti.

 

  • Çocuk dediğimiz, genç dediğimiz kişi yarının büyüğü. Bu hale gelmelerindeki en büyük etken ise ailelerinin bir gerekçeyle onları kontrol edememeleri veya nasıl yetiştirmeleri gerektiğine dair bilgi yetersizliği. Biz bu anlamda sadece öğrenciyi değil, veliyi de eğiten bir eğitim kurumuyuz.

 

  • Velilere bu gibi durumlarda, ne tür bir eğitim veriyorsunuz?

 

  • Bizim zaten çocuk üzerinde bir okul, eğitim kurumu tarafımız var. Önce çocuğa eksiklerini anlatıp, o eksiklere dair kendisini ikna ediyoruz. Ardından veli ile paylaşıyoruz. Çocuğa nasıl davranırlarsa, ne tür bir tepki alacaklarını izah ediyoruz. Çocuğun davranış bozukluklarında, çocuğun karşısında her istediklerini yapmanın etken olduğunu söylüyoruz. Velilerimiz ne yazık ki gerçekten bilinçsiz. Çocukları nasıl yetiştirmesi gerektiğini bilmiyorum. Benim çocuğum yok. Ama bir ailenin ev halinin nasıl olduğunu, yeğenlerimle aynı evde kalarak öğrendim. Ailelerdeki eksiklikleri, onlarla birlikte görmeye başladım. Çocuğu okul veya aile, ikisinden biri tek başına değiştiremiyor. İyi bir nesil yetişmesi için, çocukluk aşamasında aile ve okul birbirine uyumlu olmalı.

 

  • Yeni neslin sigara alışkanlıklarını aleni teşhirleri başta olmak üzere bu kaygısızlığını başka neye bağlıyorsunuz?

 

  • Öncelikle takip yetersizliğine bağlıyorum. Çocuk takip edildiğini anlarsa, kaygılanır. Bir de büyüğe, kendisine ve toplumun tüm bireylerine saygıyı bilecek. Önemsizmiş gibi gözüken çok önemli bir detaydır ve biz bu öğretiyi uygulamalı gerçekleştiriyoruz. Ben bu öğretiyi aldıklarını çok iyi hissediyorum. Örneğin okul takımlarının maçlarına gittiğimde, kendisine çeki düzen vermek zorunda olduğunu hissediyor çocuk.

 

  • Uygulamalı öğretiyoruz derken… Ne tür bir eğitimi kast ettiniz?

 

  • Öncelikle çocuktan ne tür tavır ve davranışlarda bulunmasını istiyorsak, biz de öyle davranıyoruz. Örneğin asansör için beklerken bayanın kapısını açmak, iniş veya binişte bayana öncelik vermek gibi..

 

  • Ergenlik çağında duygular çok önemli. Utanma, acıma, hoşgörü, yardım, sevinç, yaşlıya hizmet, hayvan sevgisi, sorumluluk, saygı… Yani saygıdan kasıt, ‘Bana saygılı ol’ demekle olmuyor. Bacak bacak üstüne atarak oturduğun ortamda deden mi var, öyle oturmayacaksın. Gidip ananene yardımcı olmak durumundasın çünkü o yaşlı bir insan. Otobüste oturarak yolculuk ederken bir hamile veya yaşlının ayakta yolculuk ettiğini mi gördün, kalkıp yer vereceksin.

 

  • Okul olarak en önemsediğimiz konulardan birisi de milli bayramlardır. O günlere dair uzun soluklu bir çalışmanın ardından etkili bir program hazırlar ve kültür merkezine giderek velilerimizle birlikte kutlarız. Bu da bir nevi uygulamalı eğitimdir. Çocuğa milli manevi değerlere bağlılığı bu şekilde öğretmiş oluruz.  
  •  
  • Öğrencilerinizin eksik, yanlış bulduğunuz yönlerini düzeltmesi için aileyle diyaloğa, işbirliğine gittiğinizde, ‘Benim çocuğum yapmaz öyle şeyler’ deyip sorunu kabullenmeyen veli oluyor mu?

 

  • Tüm çocuk sahipleri öncelikle şunu bilmeli ve kabullenmeli. Herkesin çocuğu yalan söylemek, hırsızlık yapmak, küfür etmek dâhil her şeyi yapar. Bu gibi durumlarda en büyük hata durumu kabullenmemektir. İkinci büyük hata ise gerek aile gerekse toplumun çocuğu dışlamasıdır. Ya da çocuğa çok ağır ithamlarda bulunup, o ithamlara rağmen çocuğun düzelmesini beklemektir. Aileler bu gibi durumlarda çocuğunun eğitimcisine güvenmeli, sorunun çözümü için onlarla birlikte hareket etmeli ve düzelmeye önce kendisinden başlamalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.