Kesemenli ile helalleşip taburcu  olan Kaya KOÜ Tıp’tan davacı

Kesemenli ile helalleşip taburcu olan Kaya KOÜ Tıp’tan davacı

CHP Dilovası İlçe eski Başkanı İsmail Kaya’nın KOÜ Tıp’ta, 10 binde 1 görülen akıntı vakasından ötürü aylar süren tedavisi ile o akıntı tamamen kesildi. Prof.Dr. Cumhur Kesemenli ile helalleşip taburcu olan Kaya, içeride kalan 2 bin 699 TL’sini almak için

hastane-onu.jpg

Cumhuriyet Halk Partisi Dilovası İlçe eski Başkanı İsmail Kaya, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden davacı olmaya hazırlanıyor. Geçen yılın ekim ayında KOÜ Tıp’taki ameliyatla Prof.Dr. Cumhur Kesemenli tarafından sol dizinin kemiğini alınan Kaya kendisine çıkartılan 4 bin TL tutarındaki faturaya önceden bilgi sahibi olmadığı gerekçesiyle itiraz etti. Ameliyattan birkaç gün sonra kendisinden istenilen bedeli ödemeden “firar” eder gibi taburcu olan Kaya, paranın doktoru tarafından istendiği gerekçesiyle doktoru Kesemenli’yi de hayli ağır eleştirmişti.

HELALLEŞTİ

 

Ancak taburcu olduktan kısa bir süre sonra ameliyat yerinde sızıntı olan Kaya hastaneye yeniden yattı. Şubat ayının sonuna kadar süren tedavi sonrası bir süre önce bu sefer Kesemenli ile helalleşerek taburcu oldu. Ameliyat sonrası yaşadığı sızıntının doktor hatası değil 10 binde 1 görülen bir vaka olduğunu belirten Kaya, hastaneye yatarken olası ve kapsam dışı ameliyat cihazları için kendisinden, “Bağış” adı altında tahsil edilen parayı geri alamayınca Yargı’ya başvurma kararı aldı. Kaya şunları kaydetti:

BAĞIŞ, İNSANI REHİN

ALACAK PARA DEĞİLDİR

“Ameliyatımdan sonra Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin döner sermaye birimi ve yönetimi ile ciddi problemler yaşadık. Burada usulsüz işlemler yapılıyordu. Ben de hastaneye yattıktan sonra öğrendim bunu.

Bağış adı altında zorla para alıyorlar. Makbuzu soruyorsun, makbuzda bağış yazıyor. Bağış, insanı rehin alacak bir para değildir.

O olaydan sonra ayağımı pansuman ettirmeye başladım ama ciddi bir akıntı oluşmaya başladı. Buradaki ortopedi doktorları bunun kolay kolay tedavi edilemeyeceğini, çok pahalı antibiyotik ile ilaçların kullanılacağını, ameliyatı gerçekleştiren hekimin dışında kimsenin o konuyu çözemeyeceğini belirttiler.

ÖNCE ESKİ DOKTORUNU ARADI

Bunun üzerine ilk ayağıma protez takan beş sene önceki doktorum Ayhan Arpacı’yı aradım. Akıntının videosunu çekmiştim, Arpacı’ya gönderdim. İncelediğinde bana, ‘Bu çok ciddi bir hastalık. 10 binde 1 olan bir vaka. Bu vakayı ancak bu ameliyatı gerçekleştiren doktor çözmek zorunda. Çözmezlerse ben çözerim. Ama ben o hastaneye çok yüksek tazminat davası açarım.

Onlar herhangi bir kişi hakkında kara liste uygulaması yapamazlar. Bu yasalara uygun bir şey değil. Bağış adı altında aldıkları bedelde ise, kişinin onayı olmadan bağış da olmaz. Yani burada bir usulsüzlük var. Ama ben Cumhur Hoca’yı severim. Kendisiyle iyi bir hukukumuz var. Üniversiteyi de lekelemek istemem. Kendilerini uyaracağım. Tedavi ederlerse etsinler, etmek zorundalar. Tedavi etmezlerse özel yerde ben tedavi eder ama üniversiteye dava açarım. Bu üniversiteye pahalıya mal olur’ dedi.

Ben de Ayhan Arpacı’dan kendisinin görüşmesini rica edip beni kara listeye aldıklarını ilettim. Acile gittiğimde kara listede olduğumun ötürü parayı ödemeden hiçbir işlem yapılamayacağının söylendiğini anlattım.

Ayhan Arpacı, Cumhur Hoca’yı aramış. Cumhur Hoca, ‘Gelsin. O kara liste işini kapatırız’ demiş.

Gittiğimde mesele hala kapanmamıştı. Cumhur Hoca muayene edip yatış verdi, mesele yine kapanmadı. Bu sefer Başhekimlik ile görüştüm. 

“DAVACI OLURUM” DEYİNCE…

‘Ben size durumu izah ettim. Benden alınan imzalar yasal ve doğru değil. Ama burayı tedavi etmek zorundasınız. Tedavi ettirmeyeceğinizi söylerseniz, siz bilirsiniz. Ben dışarıda tedavi ettirir ama sizden de davacı olurum’ deyince beni hastaneye yatırdılar.

BEKLENMEYEN BİR VAKA YAŞANDI

Dizimdeki akıntı gerçekten ciddi bir vakaymış. Çünkü vücudumun bazı suyu ile protez üzerindeki bazı enfeksiyonlar birleşip akmış. Yapılan tahlillerde hiçbir enfeksiyona rastlanılmamasına rağmen, beklenmeyen bir vaka yaşandı. Cumhur Hoca burayı 4-5 kez ameliyat etti. Sorunun çözülebilmesi için üzerinde bir hayli uğraştı. Çok pahalı ilaçlar kullandılar. Çok uğraştılar, sabrettiler.

CUMHUR HOCA İÇİN DE İLK OLDU

Başta Cumhur Hoca ardından kendi ekibi, asistanları, oradaki pratisyen hekimler, hemşireler aylarca benimle uğraşıp sonunda durumun teşhisini koydular. Tedaviyi uyguladılar ve iyi bir sonuç ortaya çıktı. Ben iyileştim ama yapılan tedavi, gerçekten zor idi. Malum, 10 binde 1 yaşanan bir vaka. Doktor hatası değil. Cumhur Hoca da meslek hayatında ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını söyledi.

Görüştüğüm birçok hekim de bu durumla ilk defa karşılaştı. İstanbul Baltalimanı ve Isparta’daki kemik hastalıkları hastaneleri dahil birçok yere videoyu gönderdim. Duruma teşhis konulamadığını, protezin yerinden kaldırılması halinde vücudumun bunu kaldıramayacağını anlattım.

KÜRŞAT YILDIZ’I DA ARADIM

Baltalimanı’ndan tanıdığım, oranın elektrikçisi eski bir arkadaşım, ‘Bütün doktorlar gönderildi. Burada 10 yıllık tecrübeli bir doktor yok ki’ dedi. Yeni doktorların böyle bir durumu bilmesi mümkün değil. Aradığım birçok insan, örneğin Kocaeli Üniversitesi Patoloji Bölümü önceki Başkanı Kürşat Yıldız’ı aradım. Durumu ona izah ettim.

“CUMHUR HOCA VE EKİBİNE GÜVENİYORUM”

Kürşat Bey yaptığı araştırmada, ’10 binde bir yaşanan bu vakaları hekimler hemen bilmez. Araştırmaları, konuya dair yazılanları okuması gerekiyor. Ancak bunu Cumhur Hoca’nın ekibiyle birlikte yapacağı çalışmayla çözeceğine inanıyorum’ dedi.

Ben de sabırla bekledim. Yani Cumhur Hoca ile aramızda sorun, kasti bir durum yok. Hastaneden ayrılırken helalleştik.

Şu an hastanede alacağım var. İtiraz ettim. Benden bloke edilerek alınan para, onların kanunen alamayacağı bir para.

Ama nedense hastanenin anestezi bölümünde benim tedavimle ilgisi olmayan Ayşe Hanım diye birisi tedavi esnasında kurum tarafından karşılanmayacak olan bazı ameliyat malzemelerinin kurum tarafından temini halinde kullanılması için bloke tutulan parama, el koydu.

Cumhur Hoca, ‘Biz kendisiyle para falan konuşmadık. Zaten bu bir bağış’ demesine, paranın geri ödeneceğine dair makbuz vermesine rağmen Ayşe Hanım o makbuzu iptal etti. Parama el koydu. Yeni taburcu olmuşum. Durumum ağır. Ama hastaneye başvurup paranın iddiasını isteyeceğim. Çünkü bana belirtilen şekilde hastaneye bir borcum yok.

Ben emekliyim. Özel bir şey konuşmamışım. Parama ipotek koymuşlar. Paramı kanuni yollardan isteyip geri alacağım.

İçeride 2 bin 699 TL 39 kuruş tutarında tutarında param kaldı. Parayı bana geri ödeyeceklerdi ama kızım paranın iadesi için başvurduğunda bunlar o parayı yeniden bloke ettiler. Bu da bana göre usulsüz, verdikleri makbuzları gördüm.

ŞİMDİ ÖNCE ANLATIYORLAR

Benden sonra yatırdıkları hastalarla durumu görüşüp alacakları bedelleri söylüyorlar. İnsanların kabul etmesi durumunda hastaneye öyle yatırıyorlar. Ben tekrar söylüyorum. Benimle böyle bir durumu kimse baştan konuşmadı. Emekli statüsünden orada yattım.

Cumhur Hoca’nın kendisine ve ekibine, servis hemşirelerine çok teşekkür ediyorum.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.