KİŞİLİĞİ MAKAMA BAĞLI OLANLAR!
“Mühür kimde ise Süleyman odur..”
Bu söz yüzyıllardır bu topraklarda tahttan, taçtan ve makamdan gelen gücü ve kudreti en güzel şekilde tarif etti.
Mevki ve makam sahibi olmak kimilerinin aklını başından alıyor.
Ben ne dersem o olur, benden sonra tufan diyorlar, kendisine biat etmeyenlere yaşama şansı dahi vermiyorlar.
Kendilerini çok önemli, ulu bir mertebede görerek kesintisiz ukalaca tutum ve davranışlar içinde olabiliyorlar.
Biz buna makama bağlı güç zehirlenmesi diyoruz.
Bunlar yanlışlarını hiç görmez, sürekli başkalarında arıza arar eleştirir karaya ak, aka kara demekten hiç geri durmazlar.
Şu nedenle ki, bir süre sonra koltuğu korumak için her yol mubah oluyor.
Cumhuriyet ve demokrasi ile yönetilen tüm ülkeler de seçimle gelen seçimle gider.
Hiçbir makam, mevki, koltuk kimseye ebedi olarak kalmaz.
Ki, babalarının mülkü de değildir.
Demokratik seçimlerde kazanan ülkeyi veya bölgeyi halk adına belirlenen görev süresi içinde yönetir.
Görev bitince yapılan seçim sonrası kazanan kim ise o devam eder.
Ne var ki iktidar olmanın yani koltuğun tadını alanlar bir daha bırakmamak için ne gerekiyorsa yapıyor.
Bakın hangi partide olursa olsun yıllardır vekil, belediye başkanı, bakan veya başka şekilde görev yapanlar koltuğu terk etmemek için neler yaptığını hep birlikte görüyoruz.
Bu elbette hem demokrasiye hem de toplumun genelinin huzur, güven ve barış için de yaşamasını sekteye uğratıyor.
Seçimle göreve gelenler şöyle düşünmeli “Bir gün görev sürem bitecek ve koltuğumu başkasına devredeceğim…”
Bakın geçen yıllarda kimler vardı o koltuklarda, makamlarda bugün hiç birisi yok.
Bugün çeşitli makamlarda olanlarda olmayacak.
Hz. Ömer’in de güzel bir sözü var:
“Kişiliğini makamdan alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar..”
Aynen öyle.
Karakterli, namuslu ve erdemli olmak koltukta değil kişiliktedir.
Görev süresi bittiğinde kişilikli olarak toplum içinde olmak bence en önemli amaç olmalı.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.