Gebze’nin nüfusu 371 bini çoktan aştı.

Övündüğümüz tek konu nüfus yoğunluğu!

Başkaca bir şey yok.

Tamam nüfus olarak  devasa bir ilçe fakat  kentleşme konusunda ne durumda..?

Gebze’de hava karardıktan sonra söz gelişi saat 20.00 sonrası cadde ve sokaklar tenhalaşır, insanlar evlerine çekilir.

Bildik bileli bu böyledir.

Oysa aynı saatlerde örneğin İzmit’te yaşam sokak ve caddelerde devam eder.

Çünkü İzmitlilik bilinci ile kentleşme süreci tamamlanmış.

Gazeteciliğe başladığımız ilk yıllarda yani 25 yıl önce  Gebze  ne durumda ise  bugünde aynı.

Belki binalar, caddeler veya bir takım fiziksel değişikliler oldu ancak Gebze  taşra kasabası konumundan kurtulamadı.

Oysa Gebze hemen İstanbul gibi bir büyük metropolün yanı başında ve aslında o kadar avantajlı ki.

Ne var ki 25 yıldır Gebze’yi yöneten yerel yönetim anlayışı Gebzelilik değil, ‘particilik’ yaptı.

Benden olan ve olmayan, benim gibi yaşayan ve yaşamayan dediler.

Gebze’nin gelişmesi noktasında ortak akılı yok sayıp sadece kendileri gibi düşünen, yaşayanların talep ve beklentilerine göre hareket ettiler.

Böyle olunca 25 yıl içinde Gebze  kentleşme sürecini  tamamlayamadı.

Tabi  Gebze’nin kentleşmeme sorununda   ilçede ki STK’ların da büyük katkısı var.

STK’ların neredeyse büyük bölümü  siyasete angaje durumda olduğundan   yerel yönetimin veya siyasal iktidarın Gebze’ye yönelik negatif tutumuna  karşı sus pus oluyorlar.

Gebze il olsun diye zaman, zaman  saman alevi gibi de olsa çıkışlar oluyor.  Fakat  malum STK ve kimi dernekler   görmedim, duymadım, konuşmadı mı oynuyor.

STK’lar kendin dinamikleridir ve gelişiminde belirleyici rol oynar.

Gebze’nin  sağlıklı bir şekilde kentleşerek çok daha yaşanır bir ilçe olmasının yolu elbette kent insanın  nasıl yaşamak istediği ile ilgilidir.

Görünen o ki  Gebzeliler önemli ölçüde Gebze’nin bu halinden memnun!