Baktım kara kara düşünüyor,sanırsınız karada peynir gemileri batmış.
Sordum,anlattı...
Üç tane kayıtlı fakat sadece ismen tanıdığı öğrencisi varmış.
Birinci dönem bir gün, ikinci dönem üç gün gelmişler.
Bunları ne şekilde değerlendireceğini bilemediğinden yakındı.
Ki ertesi gün uğradığımda, huni takmış oynuyordu.
"Kardelen Ayşe,Kardelen Ayşe
Senede birgün gelsene Ayşe."
Müjde, benim veletleri sistem otomatik geçirmiş. Artık mezunlar! " dedi.
Şaka değil, ciddiyim.
Bu çocuklar, dördüncü sınıftalar fakat hâlâ okuma yazma bilmiyorlar!
Ve Avrupa-i sistemimimz 4+4+4 ile ortaöğretim öğrencisi olma şerefine nail oldular.
İlk 4 yıl, 4 günde göz açıp kapayıncaya kadar bitti mi?
Bitti...
Gelelim ikinci 4'e.
Şimdi burda duralım.
Çünkü burada okula gitmek mecburi.
180-10= 170 gün devam mecburiyeti var.
Hadi güzel hatırınız için, taş çatlasın 20 günlük bir rapor vereyim size.
Bir de din-i,milli tatiller ile, kar yağdı,sel bastı, arap kızı camdan baktı tatillerini de
eklersek kaldı mı elde 140 gün...
Üzgünüm,mecbur gelecekler artık.
Amma velakin on zayıfı da olsa, ortalamayı tutturdu mu aha gene mezun.
Valla bu da şaka değil.
Bi-zatihi yaşanmış ve yaşamakta olduğum deneyimlerimle sabitlenmiştir.
Son 4'üne gelince,
Yine aynı şartlarda, yıllar hızla geçiverir...
Alın size işte, son dördün ay gibi parlak yüzlü, geleceğin mimarları...
Ne oldu şimdi?
E Avrupa Standartlarına uygun Eğitim seviyesine ulaştık...
Avrupalı'laştık...
.................
Jet hızıyla Avrupalı'laşıyoruz.
Seyretmeyeceğim dediğim kara kutuya, yine gözüm ilişti geçen akşam.
Bir baktım, haberlerde Üsküdar'ım...
Bakıyorum,bakıyorum manzara müthiş.
Gemiler,minibüsler, yeraltı sakinleri ve hemşerilerim aynı eksen üzerinde...
Üsküdar'da ne film yapmışlar dedim.
Sanatta da çağ atlamışız...
Derken, beş dakika dinledikten sonra jeton düştü...
Meğer Katibim Üsküdar'a gider iken, almış mı bir yağmur...
Basmış mı bir sel...
Gariban fareler yüzme öğrenip,takılmış bizim Katibim'in peşine...
Katibim olmuş,fareli köyün kavalcısı...
Buyrun, Metropol'de çağ atladık!
Ha unutmadan, Melih Gökçek'in 15 yıllık hizmetlerine kayıtsız kalmayan rahmet sayesinde (!)
sittin senelik AnKARA, artık bir sahil şehri...
Ha gayret, biraz daha hizmetle Akvaryum olmaya az kaldı..
Maksat Sazanlar'a hizmet...
Hayırlı olsun...
