Yağmasa iyi olacak

Yağmasa iyi olacak

Bölgemiz, yağış alma açısından değerlendirildiğinde Karadeniz'den sonra sıralamaya girer. Tarım alanları, her sağanak yağışta sular altında kalır ve çiftçimiz zarar eder.

Peki, şehir merkezlerinde durum nedir ?

Merkezde yaşayan insanımız, her sağanak yağışın ardından işkence çeker. Çünkü, kentin altyapısı isyan eder. Ana caddeler, sanırsınız ki nehir yatağı ve su taşkınları bu yüzden oluyor.

Sorunun muhatabı olan belediyeler, her yıl yatırım bütçelerini ele alırken, bu sorunu çözecek kalıcı bir yatırım için bütçe kalemi ayırmazlar. Çünkü, kanalizasyon hattını ve yağmur suyu kanallarını yenilemek ölü yatırımdır. Bu yüzden de, belediye başkanlarınca pek öne çıkartılmaz.

Yani, yer altına para gömmek kimsenin işine gelmez.

Sonra, sağanak yağış gelir, sonucunda hep birlikte eziyet çekeriz.

Bu durum, ''takdir-i ilahi'' diyerek geçiştirilir. Çünkü, en kolay ve ucuz propaganda yöntemi budur.

Oysa, insanlara yaşadıkları mekan ve şehirlerde, sağanak yağışlı havalarda rahat etmelerini sağlayacak çağdaş bir yaklaşım ve sonuçlarını görmek gerekiyor.

Adapazarı halkı, sağanak yağışlar sonrası eziyet çekmek zorunda mıdır ?

Elbette değildir, ama belediye hizmet çubuğunu biraz bu yana bükerse sorun çözülür.

 

Hizmet üretmek ve sorun çözmek noktasında olanların daha reel politikalar izlemesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Halkın ayağını çamurdan kurtaramazsanız,

Evinin çeşmesinden suyunu akıtamazsanız,

dönem bitiminde vay halinize...

Kimse uyarmadı demeyin, önleminizi de gecikmeden alın . Merkezdeki ana caddeleri sel sularıyla kaplı bir kent asla çağdaş kent olamaz. Bu kentin halkının, daha fazla böyle bir zulme katlanması gerekmemelidir.

Eleştirmek, söylemek kolay diyebilirler. Elbette, ama bizim de görevimiz bu. Süreç sonunda görevini yapmanın huzurunu yaşayabilmemiz için şimdiden uyarmak zorundayız.

Duyan ya da duymayan ilgililer, sağlıklı kalmamızı sağlayın lütfen...

Bu yazı toplam 80 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi