‘UZLAŞIN’ nasihati…

‘UZLAŞIN’ nasihati…

 

 

İşten atılan Ford işçilerinin açtığı 'işe iade' davasında işçilere gönderilen 'uzlaşma daveti', hukuki sonuçları açısından pek rastlanılan bir karar ya da ara karar değildir.

Duyunca hem şaşırdım hem de merak ettim, neymiş bu davet ?

Daveti gönderen Kocaeli 6. İş Mahkemesi.

Davetin içeriği, haklarını arayan FORD işçilerine patronla barışmalarını önermek.

Mahkemenin işçilere yazdığı yazıda kullandığı üslup bir yana, bu önerme açıktan patrondan yana tavır almaktır. Mahkeme, bu önermeyle, işçileri yasal haklarından vazgeçirmenin derdine düşmüştür.

Kimdir o işçiler ?

Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi olan ve sendikal faaliyet yürüttükleri için işten atıldıklarını iddia ederek fabrika yönetimine dava açan eski FORD işçileridir.

İşçilerin mahkemeye sunduğu dilekçe ve belgeleri inceleyen Hakim, 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesi ve 6100 Sayılı HMK 140/2. maddesine dayanarak bu uzlaşı mektubunu gönderiyor.

Her şey elbette ki yasal. Ancak, uzlaşma davetindeki dil, işverenden yana tavrı gizlemeye bile gerek duymuyor.

O uzlaşma davetindeki şu ifadeler dikkat çekti:

“Şu anda mahkemelik olmuş olsanız dahi geçmişte iyi günlerinizin de olduğu muhakkaktır. Uzun süren bir dava ile uğraşmaktan ise basit fedakarlıklar yaparak güleryüzle ayrılmak daha güzeldir. Şüphesiz ki, siz taraflar her zaman tekrar karşılaşacaksınız. Aynı işkolunda çalıştığınız ve aynı şehirde yaşadığınız için birbirinizle her zaman muhatap olacaksınız. Halk arasında atasözü haline gelen 'sizi mahkemede süründürürüm' sözünü artık unutarak en hızlı bir şekilde aranızdaki anlaşmazlığı çözeceğiz.”

O uzlaşma davetinde, mahkeme harçları, bilirkişi ücretleri, tanık masrafları gibi giderler de dillendirilip, davayı kimin kazanacağının belli olmadığı ifade edilerek, davacı işçileri ikna çabası sürdürülüyor.

Bu durumu hukukçulara sordum, “Mahkemenin uzlaşma yazısı gönderme yetkisi bulunmadığını, sadece uzlaşmaya davet edebileceğini’’ söylediler.

Bu yüzden, yazının gönderilmiş olması yasaya aykırı’ diye değerlendiriliyor. Kaldı ki, öyle olmasa bile yukarıda ifadelerine yer verdiğim metnin içeriği gerçekten de sıkıntılı.

Çünkü, yine hukukçulardan aldığım bilgiye göre, yasaya göre işe iade davasının 2 ay içerisinde sonuçlandırılması ve mahkeme masraflarının da işverenden alınması gerekli.

Özetle, davet yazısı, yargı sisteminin iflas etmiş olduğunun ilanıdır.

Bu uzlaşma yazısının hukuki dayanağı olmadığı öne sürülüyor. Hal böyle olup iş mahkemesi bu tavrı takınır da, fabrikada varlığını sürdürmek için her yolu deneyen sözde işçi sendikalarının yönetici ve üyeleri boş durur mu ?

Onlar da, hukuk adına verilen bu kararlardan cesaret alarak, hukuki olmayan yollara yani zorbalığa başvururlar. FORD işyerinde de, söz konusu davacı işçiler nezdinde farklı sendikada örgütlenmek isteyen çok sayıda işçi, bu tavırla karşılaşmıştır.

Ocak ayında "performans düşüklüğü" gerekçesiyle işten çıkartılan işçilere, işsiz kaldıkları yetmiyormuş gibi bir de sarı sendika kadrolarınca saldırılmıştır.

İşe iade davasında ‘’uzlaşma daveti’’ yerine davacılara ‘uzlaşma yazısı’ gönderilmesine sessiz kalan iş ve hukuk çevreleri, bu fütursuzca saldırılar karşısında bile sessizliği bozmamaya özen göstermiştir.

İşte, çalışma yaşamı ve iş hukuku da, ‘’işsizlikle terbiye edilmek istenen toplumun’’ yaptığı gibi boyun eğmek zorunda bırakılmıştır.

Bu durum, elbette ki böyle sürmeyecek. Uluslar arası hukuk kuralları geçmişte olduğu gibi yeniden uygulanabilir zemin bulacaktır. Ama, ‘ara dönem hukuku’ gibi durumlar yaratıp hak kayıplarına yol açanların, insanları işsizlik ve aşsızlıkla terbiye etmeye çalışanların vicdanı da sorgulanacaktır.

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 84 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi