Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

UMUT NEDİR, HAYAT NEDİR, SEVGİ NEDİR

UMUT NEDİR, HAYAT NEDİR, SEVGİ NEDİR

Bir iki gün önce çok kötü bir gece geçirdim, uyuyamadım, gecenin bir saatinde balkona çıktım, gündüz yaşadığım birkaç şeyden moralim bozulmuştu.

Kararsız ve sabırsız davranışlarım yüzünden bu tür sıkıntılar yaşıyorum zaman zaman.

Yaşlandım da, yaşlılığın etkisi de var.

60 yaşına geldim zaman su gibi akmış gitmiş.

60 yıl boyunca bir aşık olduğum  o ilk günü, bir de birkaç kez ağır olan ameliyatlarım, en önemli olan da delirip Bakırköy’e gittiğim gün aklımda kalmış.

İnsanın yaşı ilerleyince hayata bakış açısıda değişiyor.

Gençlik döneminde çok önemsediğim çoğu şey şimdi önemini yitirmiş durumda.

Ellili yaşlar insanların en muhteşem yaşlarıdır, altışında daha daha olağanüstü oluyoruz.

O karabasanlı geceyi bir sürü sıkıntılı stresli şeyler düşünerek geçirdim.

İyi ki o iki güvercinimiz vardı da onlar bütün gece yalnız bırakmadılar beni.

Sanki yüreğimdeki acıları, dertleri ve kederli hallerimi anlamış gibi ikiside gece boyu omuzlarıma çıkıp birbirine sevgi sözcükleri mırıldandılar.

Onların insanlardan çok daha duygulu ve duyarlı davranışlarına epey gözyaşı döktüm.

Sevgi yeni birini sevmek yada yeni biri tarafından sevilmek muhteşem bir şey.

Sevgisiz insanlara acıyorum, hepsi de donuk, taş yürekli ve acımasızlar.

İnsanoğlu çok karışık mahlukat, o gece beni anlayıp dinleyebilecek konuşmaya öyle çok ihtiyacım vardı ki.

Sokağa çıksam o saatte kimi bulabilirim ki.

Her zaman yaptığım gibi bu eksikliği yin kendi kendime konuşarak halletmeye çalıştım.

İyiki sessiz kalmayı, yalnız kalmayı ve acı çekmeyi öğrenmişim.

Yoksa o gece kesinlikle delirirdim.

Çevremi gecenin karanlığından faydalanan günahkar fareler, dilenciler ve kumarbazlar kuşatmıştı.

Biliyoruz hayat dümdüz değil.

Engebeli, acılı, ağrılı mutsuzluklarla kuşatılmıştı.

Bir tek konusu vardır hayatın bana göre o da biziz.

Zengin mi olacağız, fakir mi kalacağız, iyi insanmı yoksa kötü birisimi olacağımıza biz karar veriyoruz.

O gece bütün bunları düşündüm  ve kendimce analiz ettim.

Birara yan komşumla neden kavgalı olduğum geldi aklıma.

İnsanların birbiri ile kavgalı, küs olmaları,  birbirlerini öldürmeleri, aşağılamaları çok kötü.

Kürdün Türk’e, sunninin aleviye,kadının erkeğe düşman olması hayatı da çirkinleştiriyor.

Bu düşmanlıkları birileri yaratıyor.

Halkın kendi içinde düşmanlık olağanüstü birşeydir.

Kimlerdir bu düşmanlıkları yaratanlar; insanları sömürenler, ezenler neden bunu yaparlar?

İnsanlar neden bu hainlere inanırlar.

Oysa hepimizin başkalarına ihtiyacı var.

Onlarla iyi geçinmezsek, onları sevmezsek, oldukları gibi kabul etmezsek yeni aldığımız arabamızı kime göstereceğiz.

Kim yazdığımız şiiri, öyküyü, romanı okuyacak, kimler yaptığımız müziği dinleyecek.

Güzel olduğumuzu kim söyleyecek bize sevgi ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız.

Bizim kim olduğumuzu anlamamızın en iyi temsilcileri başkalarıdır.

O gece hayatın bu tür derinliklerine indim.

Umut nedir?

Hayat nedir?

Yaşamak nedir?

Sevgi nedir?

Hayatı nasıl güzelleştirip yaşanılabilir hale getirebiriz.

Umutlarımızı ne zaman yeşertebiliriz diye düşündüm durdum.

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1346 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi