Uğur Mumcu suikastinin üzerinden 24 yıl geçti.

O’nun böyle zor günlerde söyleyecek  bir sözü olurdu.

24 Ocak 1993 yılında karlı bir Ankara sabahında aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu katledildi...!

Türkiye’de Araştırmacı Gazeteciliğin sembolü olan Uğur Mumcu neden ve niçin öldürüldüğü yeterince aydınlatılmış değil.

Tabi ki, bu suikastler serisi sadece Uğur Mumcu ile sınırlı kalmadı.

28 Ocak 1993’de İşadamı Jack Kamhi’ye suikast düzenlendi, Kamhi yara almadan kurtuldu.

5 Şubat 1993’de Anap Milletvekili Adnan Kahveci tartışmalı bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

17 Şubat 1993’de Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis uçak kazası sonucu yaşamını yitirdi.

17 Nisan 1993 Turgut Özal hayatını kaybetti.

24 Mayıs 1993’de Bingöl Elazığ karayolunda 33 sivil giyimli asker şehit edildi.

13 Haziran 1993’de Tansu Çiller, Merhum Süleyman Demirel’den boşalan DYP Genel Başkanlığına seçildi.

Haziran 1993’de Erdal İnönü SHP Genel Başkanlığını ve siyasetten çekilme kararını açıkladı.

2 Temmuz 1993’de Sivas’da Madımak Otel’i ateşe verildi, 37 kişi hayatını kaybetti.

Bundan tam 24 yıl önce bugün Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu faili meçhul bir suikaste kurban gitti.

O dönemin iktidar sahipleri bugün pek çoğu aramızda değil.

Onlardan bazıları; Merhum Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin Uğur Mumcu’nun katillerinin bulunacağına dair söz vermelerine rağmen bir arpa boyu yol alınamadı.

Bu faili meçhullerle ilgili çok söz söylendi.

Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’nun kitabında anlatıldığı üzere sorulması gereken onca soru sorulmamış.

Türkiye bugün Uğur Mumcu’nun arabasının uzaktan kumandayla mı yoksa kontak ateşleme sistemiyle mi öldürüldüğünü net olarak bilmiyor.

Nasıl ki, Abdi İpekçi, Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, Akademisyen Bedrettin Cömert, Siyasetçi Gün Sazak cinayetleri 12 Eylül 1980 darbesiyle sonlandıysa, Uğur Mumcu suikastinde de benzeri filim sahneye konuldu.

Uğur Mumcu cinayeti Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Gazeteci Çetin Emeç suikastleri büyük stratejinin taktik hamlesi olarak gerçekleştirildiği öne sürülmekte.

İşlenen cinayetler, seçilen isimler, yöntem, kullanılan semboller ne kadar benzerlik içerisinde.

Uğur Mumcu suikasti ülkeyi 28 Şubat’a götüren toplumsal mühendisliğin parçası olduğu hep söylene geldi.

Bugün yaşadığımız pek çok konu bize hiç bir şey tesadüf olmadığını tekrar hatırlatıyor.

Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin üzerinden tam 24 yıl geçti.

Ancak karanlık eller, karanlık işlerine kesintisiz devam ediyor.