İsmail Kadı

İsmail Kadı

TEMMUZ’UN SICAK GÜNLERİ...!

TEMMUZ’UN SICAK GÜNLERİ...!

 

24 Temmuz basında sansürün kaldırışının 109. yıl dönümü.

Basın meslek örgütleri epeyi zaman oldu bu günü kutlamıyor, sadece 24 Temmuz’u anmakla yetiniyor.

GTO Başkanı Nail Çiler pazartesi günü aradı sansürün kaldırılış yıldönümünü hatırlattı ve günümüzü kutladı.

Aslında basından sansürün kaldırılışı 109 yıllık bir geçmişe sahip.

İkinci meşrudiyet 1908’de, 2. Abdulhamit’in baskıcı rejimine son verirken basın üzerindeki resmi sansüre de son vermişti.

Kutlanan oydu.

Oysa Türkiye’de basın tarihin  hiç bir döneminde  çok fazla özgür olmadı.

Nispeten altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başı kısmen de doksanlı yılların sonu ile ikibinli yılların başında göreceli olarak kendini ifade etme imkanı buldu.

Ne tesadüftür ki, Cumhuriyet Gazetesi’nin yazar, çizer ve yöneticileri Türk basınından resmi sansürünün kaldırılışının 109. yıl dönümünde yargı önüne çıkartıldılar.

Yine ne tesadüftür ki, tutuklu gazeteciler tam 267 gündür cezaevindeler.

Meslektaşlarımız birbirinden ayrı iki terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım ve yataklık yapmakla suçlanıyor.

Anlayacağınız suçları biraz muğlak duruyor.

İşin en tuhaf tarafı yapılan suçlamaları gündeme getiren yine kendini gazeteci olduğunu söyleyen kişilerden oluşmakta.

Bu tür sıkıntılı dönemler kendine uygun tipler buluyor veya yaratıyor.

12 Eylül 1980 darbesini tüm sonuçlarıyla yaşayan bir kişi olarak özgürlükleri askıya alanlar her dönem ona uygun aktörler buluyor.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü hal basın çalışanları için daha zor bir dönemin başlangıcı olmuştur.

Gazetecinin varoluş nedeni kamu adına toplumu bilgilendirmektir.

Eğer yapılan haberler hakaret içeriyor, gerekçe gösterilirse gazeteci haber yapamaz hale gelir.

Sansür böyle bir sonuçtur.

Yapılan eleştirilerin bir çoğu zaman zaman soruşturmaların hedefi haline gelir.

Yazı yazarken, haber yaparken gazeteciler kırk boğum oluyor.

Türkiye’de sansür 109 yıl önce Cumhuriyet ilan edilmeden kaldırılmıştı.

Anayasamızın 28. maddesi “basın hürdür sansür edilemez” diyor.

Basın özgürlüğü adına harika bir gün olduğu söylenemez.

Çünkü meslek örgütlerinin resmi rakamlarına göre 160’a yakın gazeteci yapmış olduğu haberlerden dolayı terör örgütü suçlamasıyla cezaevlerinde yatmakta.

Umarım gazetecilerin tutsaklığı daha fazla sürmez biran önce özgürlüklerine kavuşurlar.

Bir dönem basın bu ülkede dördüncü güç olarak kabul gördü.

Umarım o eski günlere dönüş uzun sürmez.

Bu yazı toplam 940 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi